Şeriat deyince…

Şeriat deyince…

Dünyadan, toplumsaldan, kentten, siyasaldan, iktisattan, üretim ve tüketimden bi-haber ilahiyatçı dini telakkinin vahyi metinleri yorumlaması, değişken şeriat dayanaklı yaptığını sandıkları görüşleri nesebi gayr-ı sahih çocuk hükmündedir…

Hüseyin Alan

Kelime olarak Ragıp’da “canlıların ihtiyaç duyduğu ve açıkta olan suya giden yol” manası verilmiş. Buna göre suya götürmeyen şeriat da vardır…

Özel manada şeriat ancak vahiy yoluyla bilinen iman unsurları, uyulması gereken genel kuralları gösterdiği için peygamber sünnetidir.

Peygambersiz toplumlardaysa bu iki kaynağa dayanması şartıyla, Müslümanların yaşadıkları tarihsel zamanlar, coğrafyalar ve farklı milletler içinde ihtiyaçlarını giderip sorunlarını çözmek üzere yaptıkları ve yapacakları içtihatlardır.

İçtihatlar akıl yoluyla bilinenlerdir…

Genel manada şeriat Allah’ın insanlar için din olarak koyduğu kurallar bütünüdür:

Burada kuralların konulması “şeriata” karşılık gelirken, kurallara uyulması da “din ve millete” karşılık gelir. (Araf 163, Maide 48, Şura 13, Casiye 18).

Başka bir deyişle şeriat, milletçe uyulan kurallar bütünü manasına İslam hukuk sistemi olarak da ifade edilir.

Sistemin “meşru/şeri” olmasının şartıysa ilahi iradeyle bağlantısının kurulmasıdır…

Dinin sabit şeriatın değişkenliği bahsi, ferdi ve toplumsal hayatı düzenleyen kuralların şeran bildirilmiş hudutlar dahilinde vahyin yorumlanacak ve toplumsal hayatın bütünsel olarak düzenlenecek olmasıdır.

Başka bir deyişle yorumların nassa (Kur’an ve sünnet) uyma şartıyla

Tarihsel zaman dilimlerinde ve değişen sosyal şartlarda dünyayı ve toplumsal hayatı bilen yetkin fakihlerin veya erbapların ilahi vahyi yorumlamasıdır…

Tarihsel kültürde ve toplumsal gelenekte uzun dönemler boyu rastlanan siyasalı ve devleti dinin dışında tutmuş, bu alanda örfi-sultani hukuku veri kabul etmiş, buranın adil olmasına önem verip çaba sarf etmiş

Dini metinlerde uzman ama aynı zamanda toplumsalda şeri hukukun ve liderliğin otoritesini üstlenip sürdürmüş ulema mirası

Günümüzdeki ilahiyatçıların “din-örf” ve “insan yapımı şeriat” tartışmalarının bağlamını bilmek için arka plan vazifesi görür.

Modern çağda gelenekteki iki hukuk ve ikili otorite mirasını dahi geride bırakıp tekli seküler hukuk ve tek siyasi otoriteyi veri yapmış

Dünyadan, toplumsaldan, kentten, siyasaldan, iktisattan, üretim ve tüketimden bi-haber ilahiyatçı dini telakkinin vahyi metinleri yorumlaması,

Değişken şeriat dayanaklı yaptığını sandıkları görüşleri, nesebi gayr-ı sahih çocuk hükmündedir…

İslam dini milletlere has örfleri reddetmez, doğal gelişmelere karşı durmaz, evrensel niteliği dolayısıyla hukuk sisteminde kullanılan delillerden biri olarakta bunları önemser.

Buna rağmen örfler ve gelişmeler kendi başlarına bağımsız birer kategori değildir; sadece kendilerine dayanılarak şeri hüküm verilecek kaynak veya şeriatın yorumunda esas alınacak belirleyici değildir.

Bu hususta örfler ve gelişmeler de şeri hudutlara uygunluğu veya uyumsuzluğuyla değerlendirilir, yönetilir…

Kitapta geçmiş milletlere farklı şeriatların verildiği bahsi

Allah’ın izni dahilinde, haber verildiği için haberimiz olan, dinde aynı peygamberlere verilen sınırlı izinlerdi.

1500 sene oldu din ikmal edileli, şeri hudutlar çizileli!..

İslami şeri hukuk sistemi hakkında,

Dünyada otorite sayılan ve ciddiye alınır yerli anayasa hukukçularının ortak görüşüne göre

Dünyanın en adil hukuk sistemidir:

1. Yöneticileri de aynı yükümlülük ve yetkilerle kuşattığı için

2. İster siyasi ister iktisadi, ister aileye dayalı ister aşirete zümreye dayalı, ister dile ister renge ve cinsiyete dayalı olsun

Neye dayanırsa dayansın hiç kimseye ayrıcalık tanımadığı

3. Hüküm kurarken taraflardan birini tümden mağdur ötekini tümden galip yapmadığı

4. Zayıfları haklarını alana kadar güçlü, güçlüleri hesap verene kadar zayıf kıldığı

5. Cezayı değil affı ve merhameti öncelediği için…

Adildir. Merhametlidir.. Bu hukuk sistemiyle sömürü, zulüm yapılamaz. Ayrımcılık yapılamaz…

Gel gör ki İslami hukuk sistemini koruyacak bir mekanizma, kurumsal yapı olmadığı için

Diktatörlüğü engelleyemiyor!

Daha kötü olmasına rağmen seküler hukuk sistemi, kuvvetler ayrılığı prensibiyle daha iyi gözüküyor..

Merakı olanlara özel şerh diyelim..

İslami hukuk sistemi nasıl icra edilir ve muhafaza edilir kısmı

Önemli.. eleştiriler değerli..

Ama geçmişte bunu bi şekilde sağlayan ulema zümresi olmuş..

bu bahis de önemli. Nasıl yapmışlar, gücü nerden almışlar konuşulmalı..

Şeri hukuk sistemi bilinen tüm hukuk sistemlerine kıyasla her değişimi ve gelişimi, her örfü ve alışkanlıkları kuşatıp marufunu destekleyen, münkerini yöneten bir sistemdir.

Diğer tüm sistemlerde olduğu gibi ya hepçi ya hiççi değildir:

Tarafların sosyal statüsüne, ailesine, geçim şartlarına uygun hüküm verip mağduriyet yaratmaz.

Suçlarda mazeret arayıp şahsiyeti muhafaza eder.

Cezalandırmaktan çok bağışlamayı önemser.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *