En genel anlamıyla, namaz kılacak kişinin vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, dinen pis sayılan şeylerden temizlemesi anlamına gelen Necasetten Taharet, fiziki temizlikle birlikte tamamlanmış sayılır mı? Misal, laik seküler siyasetle haşır neşir olanlar, Allah’ın hükmünü görmezden gelenler hakikatte necasetten temizlenmiş olur mu?
Yakup Döğer
Müslümanlar, Allah’a teslim olanlar olduğundan dolayı, iman ve amel boyutunda, ibadetlerinin makbul olması için titiz davranmışlar, farz olan her amel ve ibadetin sıhhatinin şartlarını da belirlemiştir. Lakin Müslümanların zamanla değişen zihin dünyası bu hassasiyetleri yitirirken ruhi ve manevi olanlar göz ardı edilmiş, maddi şartlar üzerinde durulmaya başlanmıştır. Bu durum da birçok hususun hakikate mugayir olmasına yol açmıştır.
Bütün ibadetlerin sıhhatine dair şartların belirlendiği gibi, namaz ibadetinin sıhhatine dair şartlar da fakihler tarafından belirlenmiş, bu şartlara riayet edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. İşte namazın sıhhatinin şartlarından biri de “Necasetten taharettir.”
Necasetten taharet en genel anlamıyla, namaz kılacak olanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, dinen pis sayılan şeylerden temizlemesidir. Yani namazdan önce maddi olan pisliklerden temizlenmek anlamına gelmektedir. Oysa necaset ıstılahi olarak sadece maddi olanın dışındaki pislikleri de kapsamaktadır. Necaseti sadece maddi olan pisliklerle sınırlı olarak görmek, necasetin ne olduğunu tam olarak bilmemektir. Necasetin daha kapsamlı daha şümullü olması gerekir.
Peki, necaset ve necis olan nedir? Eğer “Necasetten taharet”in ne anlama geldiğini anlamak istersek bu soruların cevabını bulmak gerekir. Bu durumu biraz bakalım.
Mesela, ibadetlerini yaparken, ibadet mahallini necasetten temizleyenler kalbini, fikirlerini, eylemlerini Allah’ın haram kıldıklarından da temizliyor mu? Bunlar da necaset hükmünde değil midir?
Mesela namaz kılanlar, hacca umreye gidenler, bedeni ibadetlerinde daim olanlar, çeşitli beşeri ideolojilerin necasetinden kendini temizleyebiliyor mu? Elinde tespih, Allah’ı lafzen zikredenler, zikirlerini eda ederken, aynı zamanda dünyevi iktidarların durmadan pompaladığı necasetten kendilerini temizleyebiliyor mu?
Allah’a olan kulluklarını, vicdanlarına ve mabetlerin duvarları arasında hapsedenler, maddi necasetten temizlenirken, dinin hayata müdahil olmasını engelleyen necasetleri görebiliyor mu? Her gün, her akşam, 7/24 topluma necaset pompalayan dizilerin necasetinden kendilerini koruyabiliyor mu?
İbadetlerinde necasetten alabildiğine kaçmaya çalışanlar, peşinden gittikleri dünyevi iktidarların necaset saçan politikalarından kendilerini temizleyebiliyor mu? Sol eliyle yemek yemeyi haram görenler, bankaların verdiği faiz necasetinden kendini uzak tutabiliyor mu?
Allah’a rağmen, beşeri ideolojilerin, ölümlü ilahların peşinden gidenler, necasetten taharette bulunabiliyor mu?
Elbiselerin, bedenin, çevrenin, evin arabanın, iş yerinin necasetten temizlenmesi, temiz olması en kolay olandır. Fakat fikirlerdeki, yaşam tarzındaki, hayat tasavvurundaki, siyasi, iktisadi, içtimai, hukuki alanlardaki necasetten –pislikten– temizlenmezsek ne olacak? Alışkanlıklarımızdaki, siyasi ilişkilerimizdeki, ticaretimizdeki, zihnimizdeki, aile hayatımızdaki pisliklerden temizlenmeden ibadetlerimiz kabul olacak mı?
Elbisesi, üstü başı, evi arabası, işyeri maddi pisliklerden arınmış olanlar, laik seküler siyasetle haşır neşir olanlar, Allah’ın hükmünü, kurallarını görmezden gelenler, hakikatte necasetten temizlenmiş olabilir mi? Faiz kurumlarında pür tesettür çalışanlar, hukuki kurumlarda Allah’ın emrettiğinin tam aksine hükümler verenler, siyasetlerini Peygamberin (sav) usulünü bir kenara bırakarak, gavurların usulünce icra edenler, hakikatte necasetten, pislikten temizlenmiş midir?
Beşeri izm ve ideolojilerin peşinden gidenler, izm ve ideolojilerin sahiplerini sevenler sempati duyanlar, onların belirlediği ilke ve inkılaplara bağlılığını sürdürenler, velev ki alınları secdede nasır bağlasa da, necasetten temizlenmiş midir? Artık devir değişti zamana uymak gerekir diyenler, faiz dünyanın gereğidir diyerek surda gedik açmaya çalışanlar, işçinin fakir fukaranın hakkını yiyenler, bir kula dokuz – dokuz kula bir pul verenler, velev ki Müslüman olduklarını söyleseler de necasetten temizlenmiş midir?
Sürekli sermaye sahiplerini, fabrikatörleri kayıranlar, gelir ve paylaşım adaletsizliğini alabildiğine körükleyenler, milletin malını kendi yandaşlarına peşkeş çekenler, dizilerle filmlerle ahaliye ahlaksızlığı pompalayanlar, ellerinde imkân var iken bunlara mani olmayanlar, necasetten temizlenmiş olabilir mi?
Şimdi yeniden düşünelim: Necasetten taharet ne demektir?
1 Comment
mbozac
11 Haziran 2024, 13:48kalemine kelamına kuvvet kardeşim…
REPLY