Hayal Dünyası

Hayal Dünyası

“Geride sadece kırlangıcın kanadına takılmış gözleriyle mutluluğu her ağacın gölgesinde yeniden icat eden çocukların hoş anıları kaldı.”

Müstakime Ayşe Dinç

“İyi ve güzel şeyler için gönlünde yer, ömründe zaman olanlara…” ithafıyla bizi karşılayan Mustafa Dinç’in yeni öykü kitabı, Hayal Dünyası, Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık’tan Haziran 2023’te çıktı.

Yazar, kitabının önsözünde öyküye bakışını şu sözlerle özetliyor:

“Her insan kendi hikâyesinin kahramanıdır. Hikâyelerimiz, toy bir ergenin duyguları kadar asi ve büyük; yetmişine merdiven dayamış tecrübeler kadar dingin ve memnundur. Pişmanlıktır, vicdan azabıdır, tedirginliktir. Ne kadar sıradansa o kadar bizden bir parçadır. Acılarımızdan sevinçlerimize, emin olduklarımızdan şaşırdıklarımıza kadar her ne varsa bu hikâyenin konusudur. Yazar tüm yaşanmışlıkları taşır sırtında. Masa başında oturup bir çare arar. Yükünü paylaşmak için tek çıkar yol, anlatmaktır.

Daha anne rahmindeyken başlar yolculuğumuz. Doğumla nişanlandığımız ölüme durmadan yol alırız. Her gün kalbimizden bir parça kopar. Buğulu bir camın ardında yağmurun dansına bakar; alır gideriz başımızı uzaklara, hülyalara. Her bayram gurbeti yurt bellemiş canlar sılaya hasret. Göçmen kuşlar misali o diyardan bu diyara uçar dururuz.

Denizlerin dibinden dağların zirvesine, ormanların kuytusundan şehirlerin uğultusuna kadar her şeyi okumalıyız. Zihnimizde canlanan okumaları hayata geçirmeliyiz. O zaman anlam bulur bir kitapla kesişen hikâyelerimiz.”

Mustafa Dinç, sekiz öyküden oluşan bu yeni kitabıyla okuru birbirinden farklı dünyalara götürüyor. Aşktan toplumsal meselelere, yayla havasından şehrin karmaşasına, geçmişten geleceğe bir yolculuğa çıkıyorsunuz sanki. Bir çırpıda okunan, bitmemişlik hissi uyandıran bazen hüzünlendirip bazen düşündüren öykülerin tadı damağımızda kalıyor. Öyküler arasında kurulan küçük bağlantılarla devamlılık sağlanmış. Deli Kısır’da Nasip öyküsünün kahramanına, Sümbülde Yitti öyküsünde ise Deli Kısır’da sele kapılan anneye atıf yapılıyor. Yazar, bu küçük göndermelerle sanki okuyucunun dikkatini ölçüyor belki de bu üç öykü arasındaki bağı vurgulamak istiyor.

Kitapla aynı adı taşıyan Hayal Dünyası adlı öykü, bir şeylerin ters gittiğini anlayan Evren’in içinde bulunduğu durumu çözme çabasını konu ediniyor. Yaklaşık kırk beş sayfa olan bu öykü, bilim kurgu filmlerinin tadını veriyor. Sonu okuyucuyu ters köşe yaparak şaşırtıcı bir şekilde bitiyor. Hikâye kahramanlarının isimleri de karakterlere ve kurguya uygun seçilmiş.

Hayal Dünyası, Nasip, Patron Kim?, Karınca(nın) Duası, Ne Büyük Nimet öykülerinin her birinden kendime farklı mesajlar çıkardığımı belirtmek isterim. Kapak tasarımını oldukça başarılı bulduğum kitaba her öykü için yapılan çizimler de ayrı bir renk katmış.

Öykülerde geçen, yazarın öne çıkardığı, benim de dikkatimi çeken ve çok beğendiğim bazı sözlerden bir kısmına yer vermek istiyorum.

“Arnavut kaldırımların aşınmış taşları, yağmurlu bir hüzzamın notaları gibi dizilmiş; içli bir peşrevi icra ediyordu.”

“Kimse bilmese de bu şehrin dilencileri, bırak sevgi dilensin. Dünyaya yetecek kadar sevgi dilensin. Sonra bu sevgiden arşa uzanan bir yol yapsınlar. Yüreğinde sevgi namına biraz kırıntı kalmış tüm insanlar, bu yoldan yükselsin.”

“Geride sadece kırlangıcın kanadına takılmış gözleriyle mutluluğu her ağacın gölgesinde yeniden icat eden çocukların hoş anıları kaldı.”

“Şehrin göğe açılan kapısı, sanıldığı gibi gökdelenlerin tepesi değil; sokakların göz kapakları olan rögarlardır.”

“Ortada yanan odunların çıtırtısı, uzaklarda havlayan köpeklerin sesi, ihtiyar bir yolcunun anlattığı hikâyenin esrarengiz havasına katık oluyordu.”

“İnsan yanı başına erişmeye çalışırken nasıl olur da bu kadar uzağa düşerdi!

Bir yolu olmalıydı. Kopan bağları tamir etmenin bir yolu…”

“Hani su hayattı? Çölde kalmışa vahaydı. Yokluğu sefalet ve kıtlıktı. Lakin böyle dağlardan gelip sel olunca ölümdü. Yolcuya, evsize felaketti. Ateş suyu ısıtmak için saatlerce yanar da su birden söndürüverir ocağı. Yangınınız büyük, ateşiniz yürekteyse su ancak körük olur, ateşinizi harlar.”

“Savaşlardaki başarı, aynı zamanda bir yenilgiyi beraberinde taşır. Bir taraf verdiği kayıplara rağmen kazandığını sanırken diğer taraf zaten hepten perişan olmuştur.”

“Ölmüş vicdanların tecellisi Nil’in sularını çoktan aştı, sahillere vuruyor bu günlerde.

Ah bir bilsek dünyanın her köşesinde dün veya bugün son nefesini verenler, vicdanlarımızdan başkası değildir!”

“Gökdoğan” adlı bir çocuk romanı hazırlığı içinde olduğunu öğrendiğim yazarın okuyucuya edebi zevk veren, farklı dergilerde yayımlanan yeni öykülerini toparlayıp kitaplaştırmasını bekliyorum.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *