Siyonist rejimin New York eski başkonsolosu Alon Pinkas, Haaretz gazetesi için kaleme aldığı makalesinde, ABD’nin artık siyonist rejime verdiği temel ve derin destekler ile Netanyahu’ya olan güvensizliği arasında bir denge bulma yolunu aradığını kaydetti.

ABD’de “sabrın tükenmeye” başladığını savunan Pinkas, Blinken’ın İsrail’e yaptığı son ziyarette Netanyahu ile Washington arasındaki anlaşmazlıklar ile güvensizliğin arttığının bir kez daha görüldüğünü ifade etti.

Pinkas, ABD Kongresi’nde siyonist rejimi destekleyen ancak isimlerini açıklamayan 2 üyenin “ABD yönetimi kaçınılmaz bir kararın eşiğindedir. Başka seçenek yok, esnekliğe yer yok. (ABD Başkanı Joe) Biden, İsrail’e sınırsız büyük destekleri için siyasi bedel ödüyor. Kendisinin sabrı ve hoşgörüsü sınırın son noktasına ulaştı.” değerlendirmesinde bulunduğunu aktardı.

Blinken’ın 7 Ekim 2023’ten bu yana ülkeye yaptığı ziyaretlerde, siyonist rejim ile ABD arasındaki derin görüş ayrılığının genişlediğinin ortaya çıktığını dile getiren Pinkas, “Bunun ilk işareti Blinken’ın açıklamasındaki talebinde görüldü. Blinken, İsrailliler 7 Ekim’de en korkunç şekilde insanlıktan çıkarıldı. Ancak bu, başkalarını insanlıktan çıkarma izni olamaz. Gazze’deki halkın ezici çoğunluğunun 7 Ekim saldırılarıyla hiçbir ilgisi yoktu dedi. Dolayısıyla Blinken, İsrail’in Gazze’de 26 bin kişinin ölümüne yol açan zararlara daha fazla izin vermeyeceklerini belirtiyor.” ifadesini kullandı.

Biden’ın 2 hafta önce siyonist rejimin Gazze’ye saldırılarını “rastgele” olarak nitelendirdiğine dikkati çeken Pinkas, dolayısıyla Washington’da, “İsrail’in ABD’den yaklaşık 3 ay boyunca aldığı destekle halihazırda sürdürdüğü askeri hamleyle kendisini bitirdiği” yönünde bir kanaat oluştuğuna dikkati çekti.

Neden Herzi Halevi?

Blinken’ın 7-8 Şubat tarihlerindeki ziyareti sırasında bir “ilke imza atarak”, siyonist Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile görüşme talebinde bulunduğuna vurgu yapan Pinkas, ABD’lilerin Halevi’yi “güvenilir” gördüğünü ifade etti.

Blinken’ın Halevi ile görüşme talebini, Netanyahu’ya olan güvenin kalmadığının göstergesi olarak yorumlayan Pinkas, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“ABD’liler, Netanyahu’nun yaşadığı siyasi sorunların farkındalar ancak görüldüğü kadarıyla manevra yapacak zamanları kalmadı. Anlaşmazlıkları zaman dilimine göre sınıflandırılabilir: Kısa vadede esir değişimi ve onunla birlikte gerçekleşecek ateşkes konusunun yanı sıra İsrail’in Gazze’deki askeri varlığı.”

Pinkas, Netanyahu’nun siyasi birtakım gerekçelerle “savaşı” uzatmaktan yana olduğu gibi esir değişiminde Hamas’ın şartlarını kabul etmesinin zor göründüğünü ve ABD’nin de bunun farkında olduğunu ifade etti.

Orta vadede ABD ile siyonist rejim arasındaki anlaşmazlığın ise “savaştan sonra Gazze’nin kimler tarafından yönetileceği” konusu olduğunu belirten Pinkas, ABD’nin bugüne kadar bununla ilgili siyonist rejimden siyasi bir plan işitmediğini aktardı.

Siyonist rejimin ABD’den gelen her öneriyi reddettiği veya ciddiye almadığına işaret eden Pinkas, ABD yönetiminin, Netanyahu’nun “Gazze’de tam zafer” ve “Gazze’nin Hamasistan veya Fetihistan olmasına izin vermeyeceğim” şeklindeki sloganlarına toleransının günden güne zayıfladığını savundu.

Başbakanlık ofisi görüşmeye izin vermedi ama görüşme gerçekleşti

Times of Israel gazetesinde yer alan haberde, Blinken’ın Halevi ile baş başa görüşmek için Netanyahu’nun ofisine başvurduğu belirtildi. Başbakanlık Ofisinin bu talebi geri çevirdiği ve Blinken’ın Netanyahu ile yapacağı görüşmede Haveli’yle bir araya gelebileceğinin söylendiği aktarıldı.

Netanyahu’nun ofisinden gelen ret kararına rağmen Blinken’ın İsrail Genelkurmay Başkanı ile baş başa görüşeceği kaydedildi.

Gazete, Halevi ile özel olarak görüşme talebinin Blinken’ın odada bakanlar olmadan Halevi’nin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların mevcut durumu hakkında “daha dürüst” bir analiz yapabileceğine inanmasından kaynaklandığını yazdı. Haberde ayrıca, Blinken’ın 7 Ekim’den sonra İsrail’e yaptığı ziyaretlerde Halevi ile baş başa görüşmediğine dikkati çekildi.