İsrailli tarihçi: Yani bu düpedüz utanmazlık, değil mi?

İsrailli tarihçi: Yani bu düpedüz utanmazlık, değil mi?

“Belki de soykırımcı bir söyleme dalmış bu tür bir topluma en yakın örneklerden biri Ruanda ve 1994’teki Ruanda soykırımıdır” diyen Raz Segal, “O dönemde soykırım için, Tutsilerin öldürülmesi için kışkırtan gazetecilerimiz, radyo kanallarımız ve insanlarımız vardı.”  ifadesini kullandı.

İsrailli tarihçi Raz Segal Cumartesi günü İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırganlığını eleştirdi ve bunun “soykırıma teşvik” anlamına geldiğini söyledi.

Raz Segal, Breaking Points YouTube kanalına yaptığı açıklamada, kışkırtmanın, soykırımı suç sayan ve ülkeleri bu yasağın uygulanmasını takip etmekle yükümlü kılan uluslararası bir anlaşma olan “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ya da kısaca Soykırım Sözleşmesi “nin 3. maddesinde ele alındığını söyledi.

Raz Segal, “Soykırıma teşvik, genellikle medya söylemlerinde, ama aynı zamanda siyasi söylemlerde, bazen de kamusal alanlarda çeşitli şekillerde gerçekleşiyor” dedi.

“İbranice kaynakları takip eden herkes İsrail medyasındaki ve açık hava tabelalarındaki soykırımcı söylemi’ bilir.” ifadesini kullanan Raz Segal, “7 Ekim’den hemen sonra Tel Aviv Otoyolu’nun köprülerine asılan, Gazze’yi dümdüz etmeye, Gazze’yi yok etmeye çağıran, üzerlerinde doğrudan ‘zaferin görüntüsünün Gazze’de sıfır insan olacağı’ yazılı devasa tabelalardan bahsediyorum. Çok doğrudan, çok açık” dedi ve Hamas’ın mevcut İsrail-Filistin çatışmasının alevlenmesine neden olan sürpriz saldırısına dikkat çekti.

Ruanda soykırımı

“7 Ekim’den sonra İsrail’deki medya söylemi ve siyasi söylemdeki bu işaret ve ifadeleri yorumlamak için karşılaştırmalı edebiyat diplomasına ihtiyacınız yok. Açıkça soykırıma teşvik görüyoruz, değil mi? Açık, net bir soykırım kışkırtması.” vurgusunda bulunan Raz Segal bir başka örnek olarak Ruanda soykırımına dikkat çekti.

“Belki de soykırımcı bir söyleme dalmış bu tür bir topluma en yakın örneklerden biri Ruanda ve 1994’teki Ruanda soykırımıdır” diyen Raz Segal, “O dönemde soykırım için, Tutsilerin öldürülmesi için kışkırtan gazetecilerimiz, radyo kanallarımız ve insanlarımız vardı.”  ifadesini kullandı.

Raz Segal “Ruanda davasında, gazetecilerin gerçekten de yargılandığı ve soykırıma teşvikten mahkum edildiği bir medya davası da vardı. Bu da soykırımı diğer suçlardan ve uluslararası hukuktan ayıran bir başka unsurdur” değerlendirmesi yaptı.

“İsrail’de kışkırtma açık, net ve utanmazca yapılıyor. Yakın zamandan bir örnek vermek gerekirse, gazeteci Zvi Yehezkeli Kanal 13’te açıkça ve dobra dobra İsrail’in başlangıçta hata yaptığını düşündüğünü çünkü Gazze’ye saldırısının çok daha şiddetli ve ağır olması gerektiğini ve şu anda 100.000 Filistinliyi öldürmesi gerektiğini” söylediğini belirten Raz Segal şöyle devam etti:

“Kanal 13’ün resmi yanıtı ise ‘Biz sadece İsrail toplumundaki çoğulcu görüşleri ifade ediyoruz’ şeklinde oldu. Yani bu düpedüz utanmazlık, değil mi? Bugün İsrail’de bu çok yaygın ve bence hepimizin dikkat etmesi gereken bir şey.”

Filistinli sağlık yetkililerine göre, Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği sınır ötesi saldırıdan bu yana işgal rejiminin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız sürdürerek 21.000’den fazla Filistinlinin şehadetine ve bunun iki katından fazlasının yaralanmasına neden oldu.

Siyonist yetkililer Hamas saldırısında yaklaşık 1,200 İsraillinin öldüğünü iddia ediyor.

Demokratik dünyanın himayesindeki siyonistlerin saldırıları Gazze’yi harabeye çevirirken; bölgenin altyapısının %60’ı hasar gördü ya da yıkıldı ve yaklaşık 2 milyon kişi akut gıda, temiz su ve ilaç sıkıntısı nedeniyle yerinden edildi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *