Kurtulmuş: Yahudi’nin orada var olma hakkı varsa Filistin’in de var

Kurtulmuş: Yahudi’nin orada var olma hakkı varsa Filistin’in de var

Gazze’de süren vahşeti eleştiren TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Her bir insanı yaratılışta eş olarak görüyoruz. Nasıl Yahudi’nin orada var olma hakkı varsa Filistin’in de var olma hakkı vardır diyen ve bunun için çaba sarf eden herkesi aynı cephede toplanmaya çağırıyoruz.” ifadesini kullandı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Ordu’da, Valilik tarafından bir otelde düzenlenen Sivil Toplum Buluşması Programı’nda konuştu.

‘Bütün insanlık bunun suçlusudur’

Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini belirten Numan Kurtulmuş, dünyada çatışmaların, iç gerilimlerin, darbelerin, iktidarların el değiştirmesi gibi konuların ortaya çıkardığı büyük bir türbülansın yaşandığının herkes tarafından görüldüğüne işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Şimdi bütün bunların üstüne, belki bunların hepsini daha fazla artıracak yeni bir ateş yakılmıştır. Kötülüğün başyapıtı olarak, kötülüğün dünyada şimdiye kadar Hazreti Adem’den bu yana insanoğlunun yaşadığı en büyük kötülük senaryosu olarak, İsrail maalesef Gazze’deki insanları ölüme mahkum etmek üzere kollarını sıvamış vaziyette. Ölenlerin sayısı 10 bini geçti. Biz burada konuşurken belki yüzlerce masum çocuk daha hayattan koparıldı, belki yüzlerce yaşlı insan hayattan koparıldı. Hastaneler artık çalışmıyor. İnsanlar elleriyle neler yapabilirse, tıbbi malzemeler olmadığı için bir şekilde yaralılarına müdahale etmeye çalışıyor. Suyun, elektriğin, yakıtın, ekmeğin olmadığı 2,3 milyon insanın köşeye sıkıştırıldığı bir yer Gazze. Ama bundan daha acısı, sadece orada o soykırım boyutlarına ulaşmış katliamı yapanlar sorumlu değildir, bunu görmezden gelen ya da bunu bir bilgisayar başında savaş oyunu oynarmış gibi seyreden bütün insanlık da bunun suçlusudur.”

ABD en büyük uçak gemisini neden gönderdi?

İsrail’in faşist yöneticilerine, İsrail’in insanlıktan nasibini almamış Netanyahu ve Likud cephesi yöneticilerine Batı ülkelerinin nasıl destek verdiğinin görüldüğünü vurgulayan Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Amerika Birleşik Devletleri en büyük uçak gemisini buraya niye gönderdi? Madem gemiyi göndermeyi biliyorsun da bir gemi de insanlar için tıbbi malzeme, ihtiyaç malzemesi getir de Gazze limanlarından o malzemeleri soksana. O gemiyi oraya getirerek bütün bölge ülkelerini, bütün dünya halklarını tehdit etmeyi biliyorsun da Gazze’de insanlık can çekişirken, bütün insanlar maalesef yok oluşa doğru sürüklenirken niye bu yardımın yapılmasını sağlamıyorsunuz? Bırakın siz yapmıyorsunuz, dünyanın bu yardımı yapması için niye müsaade ettirmiyorsunuz? Bütün bunların üstüne maalesef gelir gelmez söyledikleri şey nedir? ‘İsrail’e bir kırmızı çizgi çekmiyoruz.’ Yani ‘vur vurabildiğin kadar, öldür öldürebildiğin kadar.’ Bu sürdürülebilir bir durum değildir. İnsanlığın bittiği yerdir.”

Numan Kurtulmuş, dünyanın farklı ülkelerinin başkentlerindeki Filistin’e özgürlük yürüyüşlerine dikkati çekerek, “Dünyanın birçok yerinde gerçekten insanlıktan yana olan, mazlumdan yana olan, hakkaniyetten yana olan, ‘Yeter artık, böylesine büyük bir zulme seyirci kalmayacağız’ diyen milyonlarca insan sokağa çıkıyor, kendi ülkelerinde İsrail sempatizanı, İsrail sevdalısı yöneticilerine rağmen sokaklarda protesto ediyorlar. Bu bir dönüm noktasıdır.” ifadelerini kullandı.

‘Batı, tarihi boyunca haklının yanında durmadı’

Auschwitz ve Srebrenitsa katliamları yaşanırken de Batı’nın ses çıkarmadığına işaret eden Kurtulmuş, “Batı’nın şöyle bir hastalığı vardır. Güçten korkar. Kim güçlüyse onun yanında durur. Hayatı boyunca, tarihi boyunca haklının yanında durmamıştır. Kendi içinde de kim güçlüyse onun peşine takılırlar. Dün Hitler’e, faşistlere ses çıkarmayanlar, en fazla işte ‘Öyle ama…’ diyerek mazluma da bir şekilde suç bulmaya çalışanlar aynı insanlardı.” diye konuştu.

‘Yahudi’nin orada var olma hakkı varsa Filistin’in de var olma hakkı vardır’

Numan Kurtulmuş, dünya halklarının ciddi bir uyanış içerisine girdiğini öne sürerek, 7,5 milyar insanın arasında insanlığı ölmemiş çok sayıda insanın olduğunu gördüklerini ve bundan da memnuniyet duyduklarını söyledi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi Türkiye’nin önündeki en önemli meselelerden birisi, dünyadaki bu insanlık cephesini harekete geçirmek ve insanlık cephesi arasında bir ittifakın oluşmasını temin etmektir. Dili, dini, rengi, siyaseti ne olursa olsun biz insanlıktan yanayız. Her bir insanı yaratılışta eş olarak görüyoruz. Nasıl Yahudi’nin orada var olma hakkı varsa Filistin’in de var olma hakkı vardır diyen ve bunun için çaba sarf eden herkesi aynı cephede toplanmaya çağırıyoruz. Eğer burada bu vahşet, kötülüğün şahikası, kötülüğün başyapıtı olan bu İsrail zulmü önlenemezse dünyada hiçbir insan emniyet altında olamaz. Bunu biliyor ve bunu görüyoruz. Bunun çok büyük bir küresel türbülansın da başlangıcı olduğunu endişeyle takip ediyoruz. Türkiye olarak çabamız, hem zalimi durdurmak, mazluma el uzatmak hem de dünyanın yeni bir üçüncü savaşa doğru sürüklenmesinin önüne geçmektir. İnşallah gayretle bu işin arkasında olacağız.”

Filistin meselesinde öncelikle acil yardımların ulaştırılması, ateşkesin sağlanması ve siyasi çözüm için gayret sarf edilmesi gerektiğini belirten Numan Kurtulmuş, siyasi olarak meselelerin çözümünün kolay olmadığını bildiklerini savundu.

‘Türkiye daha da önemli bir noktaya gelmek üzeredir’

Numan Kurtulmuş, Gazze’de devam eden çatışmanın bugünün meselesi olmadığını, 1991’de Irak’ın işgaliyle başlayan sürecin Orta Doğu’yu bugüne getirdiğini ifade ederek, “Nil’den Fırat’a kadar olan bölgede İsrail’den, siyonistlerden başka kimsenin kalmayacağı bir coğrafyayı hazırlamak için adamlar böyle zaman içerisinde, hareketlerini yapa yapa bu noktaya geldiler.” dedi.

İsrail’in kendisinden başkasının bu dünyada hakkı olmadığına inanan bir zihin yapısı olduğunu anlatan Numan Kurtulmuş, “Bunu önleyebilmek için bizim de Allah’ın izniyle dirayetle, ferasetle çalışmamız gerekiyor. Onun için birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi en üst noktaya çevirerek, Türkiye olarak özellikle ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak tanımladığımız Cumhuriyet’imizin ikinci asrını çok daha iyi değerlendirerek yolumuza devam edeceğiz. İnanın ki Türkiye bizim tahminimizden çok daha önemli bir noktadadır ve daha da önemli bir noktaya gelmek üzeredir.” değerlendirmesinde bulundu.

TBMM’den boykot

Öte yandan, 7 Ekim’de başlayan siyonist vahşet nedeniyle toplumda artan boykot çağrıları nedeniyle, TBMM den 7 Kasım’da yapılan açıklamada boykot kararı alındığı duyuruldu.

TBMM Başkanlığının açıklamasında, Meclis’in, Gazze’de masum insanları katleden İsrail’in savaş suçlarına açıkça desteğini ilan eden şirketlerin ürün ve mallarının boykot edilmesine yönelik toplumsal duyarlılığa destek verilmesi kararı alındığı belirtildi.

Açıklamada, Meclis Başkanı Kurtulmuş’un talimatıyla, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım suçuna destek veren şirketlerin ürünlerinin Meclis kampüsü ve tesislerindeki lokanta, kafeterya ve çay ocaklarında satılmayacağı kaydedildi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • Vedat Demiralay
    8 Kasım 2023, 05:44

    TBMM’den İsrail ürünlerine boykot kararı …

    Meclisin girişinde "hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir " yazıyor.Ben İslam ile şeref bulunca ,hakimiyet ve hükmetmenin yalnızca Alemlerin Rabbi olan Allah’a cc ait olduğunu öğrendim ve ogünden bugüne meclisi ,onu işletenleri,onun bağlı bulunduğu rejimi,onu kuranları,kurduran müstekbirleri,bütün değersiz değerlerini boykot ediyor ,red ediyorum.Boykotsa boykot böyle yapılır,gazoz,çikolata,sakız,deterjan…vs almıyarak belki sadece cüz-i bir zarar verirsiniz, bununda işe yaramadığını tecrübeyle biliyoruz.Bu zalimlerle mücadele daha kapsayıcı,etkili olmalı.

    Nebevi örnekliğe baktığımızda Mekke tağutlarının cahili düzenlerini,yaşam biçimlerini boykot edip red ederek yerine İslam ve değerlerini, sistemini koyan ve bu uğurda kendiside boykota maruz kalan,çileler çeken,cehd eden ,sebat eden… müslümanlara sürecin sonunda,Rabbimiz Medine İslam devletinin kapılarını açar.
    Ve orada bir yahudi pazarı vardır ticareti ele geçirmiş,halkı sömürmekte.
    Rasulullah’a sorarlar neyapalım diye,derki yanına sizde bir müslüman pazarı açın,açarlar ve birsüre sonra yahudi pazarının egemenliği sona erer.
    İşte mücadele işte boykot,ambargo,işte zafer…

    Eğer ümmette bunu görebilseydi ,bugün tağuti rejimlerin zilleti altındaki ümmet coğrafyası Allah’ın hükümleri ile hükmediyor olur,başta Kabe,Kudüs olmak üzre bütün beldelerimiz tağutların tasallutundan kurtulur adalet ile yönetilen İslam Devletleri olurdu.

    REPLY