Medyada çocuk ve bebek görselleri yanlış

Medyada çocuk ve bebek görselleri yanlış

Yüzleri de görünen çocuk ve bebek görselleri kullanılarak deprem haberleri iç karartıcı olmaktan çıkarılmaya hem de insanların acıma duyguları hareket geçirilmeye çalışılıyor. Çocuklar ve bebekler vitrin süsü olarak kullanılıyor; araçsallaştırılıyor…

T24 sitesinde Medya Ombudsmanı başlıklı köşesinde Faruk Bidirici, deprem felaketinin medyada aktarımı sırasında kullanılan bebek ve çocuk görselleri kullanımının ardındaki niyeti tartıştı. Bu felaketten çıkarılan bir dersin de bu olmasını istedi.

Bildirici, yazısında şu değerlendirmede bulundu:

Yine deprem felaketi ve yine enkazlardan kurtarılan çocuk ve bebek görüntülerinden, fotoğraflarından geçilmiyor medyada. Ana haber bültenlerinde, internet sitelerinde ve gazetelerde yayımlanan sevimli bebek fotoğrafları şimdiden “poster” haline geldi. Hürriyet, “Umudun bebekleri”, Posta da “İnanın çocuklar” başlığıyla çocuk ve bebek fotoğraflarıyla sayfa bile düzenledi.

Halbuki o görselleri yayımlamakta ne kamu yararı var ne de başka bir zorunluluk. Çocuk ve bebek fotoğrafları olmadan ya da yüzlerinin görünmediği uzak çekimler de yeter dramın büyüklüğünü topluma anlatmaya.

Asıl neden, Türkiye’de yaygın medyanın yıllanmış alışkanlıkları, bir türlü vazgeçilemeyen habercilik şehveti. Yüzleri de görünen çocuk ve bebek görselleri kullanılarak deprem haberleri iç karartıcı olmaktan çıkarılmaya hem de insanların acıma duyguları hareket geçirilmeye çalışılıyor. Çocuklar ve bebekler vitrin süsü olarak kullanılıyor; araçsallaştırılıyor.

Öyle olmasa Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde konuşurken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun kürsünün önüne dizilen çocuklardan birinin kapüşonunu açıp yüzünü görünür hale getirmesi yaygın medyanın ilgisini çekerdi. Çekmedi, çünkü medya da çocukları ve bebekleri vitrin süsü gibi kullanarak acıdan beslenmeyi mübah görüyor.

Çocuk ve bebek görsellerinin bu şekilde kullanılması onların mahremiyetlerini ihlal ettiği gibi güvenliklerini de tehlikeye atıyor. Düşünün, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın açıklamasına göre, enkaz altından çıkarılan anne babası bulunamamış çocuk ve bebek sayısı bin 464.  Bu çocuklar ve bebeklerin yüzleri ile giysilerinin medya ve sosyal medyada yayımlanması, kimi kötü niyetli insanları harekete geçirebilir.

Nitekim kayıp çocuklar ve hastanelerden bebek çalma girişimi haberleri okuyoruz. Örneğin Hatay’ın Samandağ ilçesinde Ali Beyhan F. adlı kişi, kendisini polis gibi tanıtarak özel bir hastaneden bebek çalmak isterken yakalandı. Deprem bölgesindeki karmaşa ortamında bebek çalmaya yeltenecek başka insanlar da olabilir.

Yüzleri görünen görselleri yayımlanan çocuk ve bebekleri bekleyen başka bir tehlike de yaşadıkları travmanın ömür boyu sürmesi. Dijital mecralarda silinmeyecek ayak izlerine dönüşecek bu görseller, o çocukları ömür boyu takip eder ve yaşadıkları travmanın ömür boyu sürmesine neden olabilir. 1999 Gölcük depreminde yaşadığı travma yeniden tetiklenen İrem Aydemir birkaç gün önce tam da bu konudaki endişelerini dile getirdi:

“Enkazdan çıkan kişi, özellikle çocuk görüntüsünü paylaşmaya, yaygınlaştırmaya son verin. Acı sömürüsünü lütfen bırakın. Paylaşmak elzemse lütfen insanların yüzlerini buzlayın. Enkazdan çıkıp ailesini bulamayan çocukların fotoğraflarını güvenli ağlarda paylaşın. Büyükler ne kadar korumaya çalışsa da aklımızda çektiğimiz bazı fotoğraflar ömür boyu bizimle kalacak.”

Aydemir, sadece çocuklar değil büyükler için de enkazdan çıkarılma ve yardım görüntülerinin “ömürlük bir travma” olduğunu vurguladı. Son derece haklı. Ama Aydemir’in paylaşımında vurguladığı gibi çocuklar ve bebekler üzerindeki etkisi daha ağır olabilir.

Deprem haberleri insan odaklı olmalı, hiç kimseye zarar verilmemeli. Özellikle de çocuklar ile bebeklerin korunmak gerektiği unutulmamalı. Bu felaketten çıkardığımız bir ders de bu olsun; çocuklar ve bebeklerin yüzleri açık görsellerini kullanmayalım; sosyal medyada paylaşmayalım.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *