11 yıl aradan sonra Suriye rejimi ile ilk resmi görüşme

11 yıl aradan sonra Suriye rejimi ile ilk resmi görüşme

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün Moksova’da Esad rejimi ile gerçekleştirilen üçlü toplantıya ilişkin, “faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” ifadesini kullanarak, kalıcı bir barış ve istikrar için rejimle angajmanın önemli olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, Ankara’da yıl sonu değerlendirme toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, 2022’de küresel belirsizliklerin arttığını, Rusya-Ukrayna savaşı ve akabinde patlak veren gıda ve enerji krizi ile küresel ekonomik durgunluk ve enflasyonun yıla damgasını vurduğunu belirtti. Bu yıl birçok kronikleşmiş küresel sorunun gündemde kalmaya devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Küresel sistem çoklu bir kriz dönemi yaşıyor. Bir yanda, çok kutupluluk olarak adlandırdığımız bir küresel dönüşüm süreci var. Diğer yanda, ABD-Çin ayrışması ve Batı’ya karşı Çin-Rusya yakınlaşması ile gevşek bir çift kutuplu sistem ihtimali söz konusu.” dedi.

Çavuşoğlu, 2022’de yoğun bir diplomasi trafiği gerçekleştirdiklerini, 267 telefon ve video konferans görüşmesi, 24’ü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a refakaten olmak üzere yurt dışına 83 ziyaret yaptığını, 114 dışişleri bakanını da Türkiye’de ağırladıklarını aktardı.

Bu yıl, Türkiye’nin misyon sayısını 257’ye çıkardığını belirten Çavuşoğlu, Newyork’ta yer alan ve 2021’de açılışı yapılan Türkevi’nin, eylüldeki Birleşmiş Milletler (BM) toplantılarında küresel bir diplomasi merkezi haline geldiğini ve burayı BM binası zannedenler olduğunu aktardı.

‘Normalleşme’ çalışmaları

Bakan Çavuşoğlu, normalleşme ve ara buluculuğun bu yıl iki önemli başlıkları olduğuna işaret ederek “Normalleşme çalışmalarımız kapsamında Emirlikler ve Suudi Arabistan’la önemli mesafe aldık. İsrail’le büyükelçileri karşılıklı olarak atadık. Mısır’la normalleşme süreci daha yavaş da olsa ilerliyor. Ara buluculuk alanında Rusya-Ukrayna dışında da aktif olduk. Bosna-Hersek, Kosova-Sırbistan, Kırgızistan-Tacikistan, Etiyopya, Somali-Somaliland, Venezuela ve Filipinler gibi dosyalarda yıl boyunca gayret gösterdik.” dedi.

Suriye ile görüşmeler

Çavuşoğlu, dün gerçekleştirilen Türkiye, Rusya ve Esed rejimi arasındaki üçlü toplantıya ilişkin, “faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” ifadesini kullanarak, kalıcı bir barış ve istikrar için rejimle angajmanın önemli olduğunu söyledi.

“PKK/YPG terör örgütü bizim için tehdit, aslında daha fazla Suriye için tehdit çünkü bölücü ajandası var.” ifadesini kullanan Çavuşoğlu, göçmenlerin güvenli bir şekilde Suriye’ye dönebilmesi için Suriye ile angajmanın önemli olduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, gelecek dönemde yol haritasının ikinci aşaması olarak dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının planlandığını ama toplantının zamanı ile ilgili somut bir tarihin olmadığını belirterek, “Esad’la da bakan düzeyinde ya da siyasi düzeyde bir görüşmemiz olmadı.” dedi.

Türkiye’nin terörle mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Rejim de bu tehdidi çok iyi görüyor fakat bizimle ihtilaflarından dolayı terörle mücadelede bugüne kadar herhangi somut bir işbirliğimiz olmadı. Önümüzdeki süreçte terörle mücadelede ortak zemin olabilirse bu mücadelede ortak da hareket edilebilir. Rejimle olan şuan ki angajman doğrudan veya dolaylı temaslar terörle mücadelemize engel değil.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Esed rejiminin Türkiye’ye yönelik genel anlamda “topraklarımızdan çıkın” açıklamalarında bulunduğunu aktararak, “Biz de buralarda terör örgütlerinin olduğunu, kendilerinin de hakimiyet sağlayamadığını, siyasi bir istikrar olduğu zaman, ülkede her şey yoluna girdiği zaman buraları Suriye’ye devredeceğimizi söylüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine verdiğimiz önemi de zaten tüm açıklamalarımızda vurguladığımızı tekrar hatırlatıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Suriye rejimi, Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor, bunu açıklamalarında da görüyoruz. Bunların olumlu bir şekilde, can güvenliği sağlanarak dönmesi de önemli. Bu konuda uluslararası sistemin, BM’nin angajmanı da önemli.” diyen Çavuşoğlu, “daha konuşmalarımızın başındayız” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Halep’teki tahliyelerde Türkiye-Rusya arasındaki işbirliğinin ardından Astana Formatı’nı oluşturduklarını İran ve rejimin de bu formattaki toplantılara dahil olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-Esed rejimi arasındaki görüşmelere ilişkin, “Bu angajman sürecini destekleyen ülkeler çok. Buna karşı olanlar da var temkinli yaklaşanlar da var. Bunun somut adıma dönüşmesini arzu edenler de var.” ifadelerini kullandı.

Rejimle ilgili siyasi süreç için bir çok farklı grubun oluştuğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Astana süreci olmasa, Suriye ile ilgili siyasi süreç ilerlemiyor.” dedi.

“Suriye muhalefetinin haklarının hilafına da hareket etmeyiz”

Esad rejiminin ayak diremesi nedeniyle Anayasa Komisyonu ve Astana toplantılarında istenilen mesafenin katedilemediğini söyleyen Çavuşoğlu, Suriye’de rejim ile muhalefetin uzlaşması gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlara kendi menfaatlerini düşünen çok az sayıda grubun tepkisi olduğunu ancak Suriye muhalefetinin temsilcilerinden bu konuda herhangi bir tepki gelmediğine işaret ederek, “Suriye muhalefetinin garantörüyüz. Suriye muhalefetinin haklarının hilafına da hareket etmeyiz, tam tersine onların istediği bir yol haritası üzerinde uzlaşmaya katkı sağlamak amacıyla bu temaslarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliğine Şakir Özkan Torunlar’ın güven mektubunu Batı Kudüs’te mi yoksa Tel Aviv de mi sunacağına yönelik soruyu Çavuşoğlu, “Büyükelçimiz güven mektubunu (İsrail Cumhurbaşkanı) nerede kabul ederse orada sunar.” şeklinde yanıtladı.

Mısır’la ilişkiler

Çavuşoğlu, “Normalleşme sürecindeki hız ya da yavaşlamanın seçimle bir ilgisi yok. Geçen yıl seçim konuşulmuyordu ama bu normalleşmenin sinyallerini vermiştik. Mısır’la yavaşlama bizden kaynaklanmıyor, seçimle de ilgisi yok.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Mısır-Türkiye normalleşme adımlarına değinerek, “Şu an herhangi bir sorun yok, uluslararası alanda birbirimize karşı olmama prensibini koruyoruz. Arap Ligi’nde uzun yıllardan sonra Türkiye aleyhinde olan karar tasarıları geçmedi, zirve bildirgesinde de Türkiye’den bahsedilmedi. Eskiden olumsuz bir şekilde bahsedilirdi. Süreç sağlıklı bir şekilde ilerliyor.” ifadelerini kullandı.

Ermenistan’la ilişkiler

Ermenistan-Türkiye arasındaki normalleşme sürecine değinen Çavuşoğlu, Ermenistan’ın Türkiye’nin beklediği adımları atmadığını vurguladı.

İsrail’e güven mektubu sunulacak

Bakan Çavuşoğlu, “(Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi’nin güven mektubu sunması) Ocak ayında bazı diğer ülkelerin yeni büyükelçileriyle beraber bir törende sunacaklarını söylediler.” dedi.

Yunanistan meselesi

Yunanistan’la yılın başında diyalog kanallarını işletmeye çalıştıklarını anımsatan Çavuşoğlu, istişari görüşmelerin 64’üncüsünü şubatta gerçekleştirdiklerini belirtti. Çavuşoğlu, daha sonra Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Türkiye aleyhine kampanya başlatması, Ege’deki tahrikler, soykırım iddiaları ve Batı Trakya Türklerine baskılar nedeniyle bu diyaloğu askıya aldıklarını anlattı.

Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalarda yaptığı ihlaller konusunda Birleşmiş Milletlere (BM) 2021’de iki mektup verdiklerini ifade eden Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, Lozan ve Paris antlaşmalarından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde egemenlik haklarını Türkiye’ye karşı öne süremeyeceğini kayda geçirdiklerini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Türkiye’ye cevaben verdiği mektupların siyasi içerikli olduğunu ve Türkiye’nin, Atina yönetiminin ikinci mektubuna cevaben eylülde üçüncü mektubunu BM’ye ilettiğini aktardı.

Son günlerde Yunan basınındaki özellikle Girit’in çevresinde kara sularının 12 mile çıkarılacağına dair haberlere değinen Çavuşoğlu, “Bizim bu konudaki tutumumuz net. Değil 12, Ege’de 1 mil dahi kara suyu genişlemesine izin vermeyiz. Meclisimizin bu konuda 1995’te aldığı karar nettir ve halen geçerlidir. Yunanistan’ı bir kez daha uyarıyoruz: Arkana almaya çalıştıklarına güvenerek sahte kahramanlık peşinde koşma. Maceraya atılma. Sonu sizin için hiç iyi olmaz!” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ın dün Moskova’ya yaptığı ziyarete ilişkin, “Hulusi Paşa ve Hakan Bey, dün Moskova’daydı malumunuz. Ben de Lavrov’la görüşeceğim.” ifadelerini kullandı.

Küresel sistemde önemli aktör 

Rusya-Ukrayna savaşının bu yıl küresel ve bölgesel güvenliğe en önemli tehdit haline geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, diplomatik inisiyatif üstünlüğüyle “ilkeli ve aktif bir denge politikası” izlediklerini, doğruya doğru, yanlışa yanlış dediklerini savundu.

Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının başından bu yana Türkiye’nin barış için çaba gösterdiğini belirterek iki ülke dışişleri bakanlarını Antalya’da, müzakere heyetlerini de İstanbul’da buluşturduklarına, Montrö Sözleşmesi’ne titizlikle uyulduğuna işaret etti.

Türkiye ve BM arabuluculuğunda imzalanan tahıl koridoru anlaşmasına da değinen Çavuşoğlu, “BM ile İstanbul Tahıl Anlaşması’nı hayata geçirdik. Bilahare, uzatılmasını sağladık. Böylece küresel gıda kriziyle mücadeleye önemli bir katkı sağladık.” diye konuştu.

Çavuşoğlu ayrıca Türkiye’nin, Zaporijya Nükleer Santrali’ne dair risklerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olduğunu, Rusya ile Ukrayna arasındaki esir takasına da aracılık ettiğini anımsattı.

Türkiye’nin dış politikada oynadığı role değinen Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımızın lider diplomasisi ve iki ülkeyle yıllara dayanan güven ilişkisi, Türkiye’yi merkezi bir konuma getirdi. Küresel sistemde önemli bir aktör haline geldik.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, terörle mücadelenin gündemlerindeki en önemli konulardan biri olduğunu ve bu konuda yürüttükleri diplomatik çabalara işaret ederek “Yoğun gayretlerimiz sonucunda, NATO Stratejik Konsepti, terörizmi, İttifak’a temel iki tehditten birisi olarak teyit etti. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri bağlamında, teröre ilişkin kaygılarımızı müttefiklerin gündemine tekrar soktuk. PKK’nın yanı sıra PYD-YPG ve FETÖ’yü ismen belirten bir metne ilk kez zirve bildirisinde atıf yapıldı.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’daki terör saldırısından sonra güvenlik güçlerinin Pençe-Kılıç Harekatıyla sahadaki mücadelesine Dışişleri Bakanlığı olarak masada gerekli desteğin verildiğini belirten Çavuşoğlu, bu bağlamda BM, ABD, Rusya, Irak ve Esad rejimiyle temasların sürdüğünü kaydetti.

Çavuşoğlu, Yezidilerle, Süryanilerle, Kürtlerle, Türkmenlerle görüştüklerini ve herkesin “Bizi, PKK’dan kurtarın” dediğini aktardı.

Paris’teki PKK yanlılarının şiddet olayları

Terörle mücadelede bazı müttefik ülkelerin tutumunu eleştiren Çavuşoğlu, “Müttefiklerimiz ise maalesef destek değil, köstek olmaya devam ediyorlar. Paris’teki saldırılar, teröristle kol kola girmenin bedelini bir kez daha gösterdi. Hep söyledik: Ateşle oynayan bir gün kendini de yakar. Umarız müttefiklerimiz bundan gerekli dersleri çıkarır ve terörle mücadelede daha samimi davranır.” dedi.

PKK yanlılarının Paris’teki şiddet eylemlerine yönelik Fransa’daki siyasilerin tepki göstermediğine işaret eden Çavuşoğlu, “Bunlar her zaman aynı kisve arkasına sığınıyorlar. ‘Kürtler’ diyorlar, Suriye’deki YPG/PKK’lılara da ‘Kürtler’ diyorlar. Aslında bu Kürtlere de büyük bir haksızlıktır. Yani tüm Kürtleri terörist olarak göstermek Kürtlere haksızlıktır.” dedi.

Çavuşoğlu, terör örgütünün İstanbul’da ve Gaziantep’te düzenlediği saldırılara ilişkin Batılıların kendisine “Bunu Kürtler mi yaptı?” diye sorduğuna işaret ederek, Kürtler ile terör örgütlerinin ayırt edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

PKK yanlılarının Paris’teki şiddet eylemlerine yönelik değerlendirmesinde Çavuşoğlu, “Bu gösterdi ki yıllardır destek vermeye çalıştığınız, Kürt diyerek destek vermeye çalıştığınız terör örgütü, yakaladığı ufak bir fırsatta barındırılan ülkelere neler yapabileceğini gösterdi.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Paris’teki saldırıyı gerçekleştiren kişinin belli olmasına ve yetkililerden gelen açıklamalara rağmen PKK destekçilerinin söz konusu saldırıyı, Türkiye karşıtlığına çevirmeye çalıştığına işaret etti.

Fransa sokaklarında Türkiye aleyhine başlatılan kara propagandadan duyulan rahatsızlığı dile getirmek ve gerekli telkinlerde bulunmak için Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro’nun Dışişleri Bakanlığına çağırıldığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Ali Onaner’in de Fransa’da gerekli girişimlerde bulunduğunu, bazı Fransız siyasetçilerin Paris’te PKK üyeleri ve destekçileriyle yürüyüş yapmalarının ve onlara verdiği desteğin kabul edilemez olduğunu Paris makamlarına aktardıklarını kaydetti.

Fetö meselesi

Çavuşoğlu, FETÖ ile mücadeleye de devam ettiklerini, bu yıl Liberya’daki FETÖ okulunu resmi makamların devraldığını, Arnavutluk’ta FETÖ iltisaklı kreş ve okulun kapatıldığını, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin FETÖ okullarını Maarif Vakfına devretme kararı aldığını kaydetti.

Libya

Türkiye’nin, Libya’da 2019’dan bu yana ortaya koyduğu iradenin somut sonuçlarını almaya devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Libya’da, Türkiye’nin rolünü oynayabilecek başka bir aktör yok. Ekim ayındaki ziyaretimizde imzaladığımız Hidrokarbonlar Mutabakat Muhtırası önemli bir kazanım oldu. Libya’nın tüm kesimlerinin 2019 Deniz Yetki Alanları Mutabakat Muhtırası’na sahip çıkması önemlidir.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarını korumaya devam ettiğini, Milli Savunma Bakanlığının sahada, Dışişleri Bakanlığının da diplomasi mecrasında haklarını kayda geçirdiğini belirtti.

KKTC

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) konusunda iki devletli çözüm politikalarını güçlü şekilde devam ettirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasının tarihi bir kazanım olduğunu, bunun Rum-Yunan ikilisini çıldırttığını söyledi.

Sırp meselesi

Bu yıl Balkanlar’da kırgınlığın daha da derinleştiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Kosova-Sırbistan gerginliğinin arttığını ve bu konuda, elektrik dağıtım konusu dahil, barış için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Balkanlarda yaşanan gerginliklere ilişkin, “Soydaşlarımızın her zaman yanındayız. Onların huzuru, refahı bizim için Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve refahı kadar önemli, dolayısıyla kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Özellikle son 20 yıldır, bunu açıklıkla söyleyebilirim.” diye konuştu.

Sırbistan-Kosova arasındaki barikat gerginliğinin azaltılması için çalışmalarının devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, iki ülkeyle temaslarının da devam ettiğini söyledi.

Afganistan

Afganistan’daki derinleşen insani krize ve son gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Afganistan’da insani kriz derinleşti. Pek çok ülke gibi, Taliban’la pratik angajman yürüttük. Maarif okullarımız, TİKA, şirketlerimiz, insani kuruluşlarımız faaliyetlerini sürdürdüler. Ancak, Taliban’ın aldığı son kararlar kabul edilemez. Kadınların ve kızların eğitim ve sosyal hayattan mahrum edilmeleri ne İslami ne de insani. Bu yasakların kaldırılması dahil siyasi konularda perde arkasında çabalarımız devam ediyor. Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde de çalışmalarımız var.”

Çavuşoğlu, bu yılki Büyükelçiler Konferansı’nda “Türkiye Avrupa’dır” stratejisini duyurduklarını, Avrupa kıtasının içinden geçtiği bu zorlu günlerde, Türkiye olarak gerekli katkıyı sunmaya hazır olduklarını belirterek, “Türkiye, enerjiden gıdaya, güvenlikten göçe, üretimden tedarik zincirlerine kadar temel konularda Avrupa için anahtar ülke. Ancak AB’nin (Avrupa Birliği) içine düştüğü stratejik körlük gerçekleri görmelerine engel oluyor. AB, Rum-Yunan ikilisinin şımarıklıklarına teslim oluyor. AB’nin bu körlüğü aşabilmesi ancak ülkemizin tam üyeliği sayesinde gerçekleşebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin teröre desteği

ABD ile ilişkilerde, PKK-PYD-YPG’ye Suriye’de verilen destek, FETÖ, CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) yaptırımları gibi anlaşmazlıklara ve Türkiye düşmanı lobilerin çabalarına rağmen, 2022’de mesafe aldıklarını belirten Çavuşoğlu, Stratejik Mekanizma’yı hayata geçirdiklerini, biri bakan seviyesinde olmak üzere, üç tur görüşme gerçekleştirdiklerini ve Ocak 2023’te bakanlar düzeyinde ikinci toplantıyı gerçekleştireceklerini söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, F-16 tedarikinde, girişimler sonucu, Kongre’nin kısıtlayıcı şartları kaldırdığını ve şu anda sürecin olumlu ilerlediğini kaydetti.

ABD’nin Yunanistan ve Kıbrıs tutumu

Çavuşoğlu, Washington yönetiminin Yunanistan ve Kıbrıs konusundaki tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

“Yunanistan ve Kıbrıs konusunda ABD’nin dengeyi bozduğunu açıkça kendilerine söyledik. Yunanistan’a bu kadar silah vermeleri, bu dengeyi bozduklarının açıkça göstergesidir. Kendileri bunun tersini söylüyorlar ama biz ne söylediklerine değil, ne yapıldığına bakıyoruz. Aynı şekilde Rum kesimine 1 yıllığına silah ambargosunu kaldırdılar. Neden kaldırdıklarını sorduk, ‘kara para aklama konusunda bizimle işbirliği yaptılar o yüzden’ (dediler). Peki kara para aklama işbirliğinin karşılığı o ülkeye silah alma izni vermek mi? Niçin, kime karşı (silah) alacaklar, Kıbrıs Türklerine karşı.”

Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Türkiye üzerinden Suriye’nin kuzeyinde insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararının önceki dönemlerde 1 yıllığına uzatıldığını anımsatan Çavuşoğlu, son zamanlarda Rusya’nın vetosu nedeniyle bunun 6 aylık olarak uzatıldığını ifade etti.

Çavuşoğlu, söz konusu kararın uzatılmasına ilişkin sürenin 10 Ocak’ta sona ereceğini ve herhangi bir itiraz olmazsa 6 ay daha uzatılacağını dile getirerek, “Ama biz her zaman BM Güvenlik Konseyi kararının geçmeme ihtimaline karşı alternatifler üzerinde de hazırlıklıyız.” diye konuştu.

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç duymadan Suriye’nin kuzeyine yönelik insani yardımlarını devam ettirdiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Ama BM’nin bu karara (BM Güvenlik Konseyi kararının uzatılmasına) ihtiyacı var. Şu anda (kararın uzatılmasına ilişkin) süreç olumlu izliyor diyebilirim.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Avrupa Birliğinin (AB) kısır döngülerden ve kısır çekişmelerden kurtulacağına ihtimal vermediğini ve birlikte bu yönde de bir vizyon ve liderlik olmadığını kaydetti.

Türk dünyası

Türk Dünyası’nın jeopolitik bir merkez halini aldığını belirten Çavuşoğlu, giderek yükselen bir Türk Dünyası gerçeğinin olduğunu, Türkiye’nin dönem başkanlığında Türk Devletleri Teşkilatı’nı uluslararası teşkilata dönüştürdüklerini ve kasımdaki Semerkant Zirvesi’nde bunun hukuki altyapısını tamamladıklarını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, Kazakistan’la ilişkileri “Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık”, Özbekistan’la ise “Kapsamlı Stratejik Ortaklık” düzeyine çıkartarak bağları güçlendirdiklerini söyledi.

Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin iki ülke arasında olabilecek en üst seviyede olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Azerbaycan’la yakın eşgüdüm halinde Ermenistan’la normalleşme sürecini devam ettirdiklerini ve Laçın Koridoru’ndaki son gelişmelerin, Ermenistan için bir samimiyet testi olacağını kaydetti.

Afrika

Bakan Çavuşoğlu, Afrika’da Gine Bissau’da yeni büyükelçilik açtıklarını, Afrika’da misyon sayısının 44’e ulaştığını ve kıtayla ticaret hacminin 40 milyar doları aşacağını belirterek “Latin Amerika ve Karayipler’le ilişkilerimiz gelişmeye devam ediyor. Bu yıl açtığımız San Salvador Büyükelçiliğimizle misyon sayımız 19’a çıkardık.” dedi.

Asya

Türkiye’nin Yeniden Asya Girişimi’ni 1000’in üzerinde somut eylem unsuruyla yürüttüklerini belirten Çavuşoğlu, Malezya ile ilişkileri “Kapsamlı Stratejik Ortaklığa” çıkardıklarını, Endonezya ile “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi” kurduklarını aktardı.

Bakan Çavuşoğlu, konsolosluk hizmetleri ve siyaset analizinde, yapay zekadan ve büyük veriden yararlandıklarını, bu yıl konsolosluk hizmetlerinde yapay zeka temelli “Hızır” isimli uygulamayı başlattıklarını ve Ankara Diplomasi Akademisi’nin de kuruluş çalışmalarını başlattıklarını söyledi.

Antalya Diplomasi Forumu

Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) ikinci yılında diplomasinin fikir zeminini kuran bir platform haline geldiğini belirten Çavuşoğlu, ADF’nin üçüncüsünü “Barış ve Düzen için Etkin Diplomasi” temasıyla 10-12 Mart’ta Antalya’da düzenleyeceklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, sürdürülebilir kalkınma çabaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülük ettiği “Sıfır Atık” konulu karar tasarısının, BM’de 106 ülkenin ortak sunuculuğu ve oybirliğiyle kabul edilmesini sağladıklarını ve bu kararla 30 Mart’ın dünyanın her yerinde Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacağını kaydetti.

Ukrayna

178 vatandaşı ambulans uçakla Türkiye’ye getirdiklerini belirten Çavuşoğlu, “Tahliye operasyonlarımız bu yıl da devam etti. Ukrayna’da savaşın başından beri 18 bin kişinin tahliyesini gerçekleştirdik. Balkanlar’dan Uygur Türklerine, Kırım Tatarlarından Irak ve Suriye Türkmenlerine, Batı Trakya’dan Ahıska Türklerine soydaşlarımızın yanında olmaya devam ettik.” dedi.

İslam düşmanlığı

Bakan Çavuşoğlu, Türk vatandaşlarına yönelik ayrımcı uygulamaları takip ettiklerini, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığıyla mücadele ettiklerini belirterek şunları kaydetti:

“İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hakkında endişelerimizi tüm platformlarda dile getiriyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki girişimlerimiz sayesinde, Christchurch saldırılarının gerçekleştiği 15 Mart, ‘İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü’ olarak BM’de kabul edildi. Büyükelçi İsmail Hakkı Musa AGİT Dönem Başkanı’nın Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi olarak atandı.”

“Cumhuriyetimizin ikinci asrını ‘Türkiye Yüzyılı’ yapmak için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kolları sıvadık. Hariciyemizin temellerinin atılmasının 500. yılını da idrak edeceğimiz 2023’te farklı kurumlarımızla Türkiye Yüzyılı vizyonumuz için birlikte çalışacağız.” ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, ekonomi, turizm, sağlık diplomasisi, dijital diplomasi, savunma sanayii gibi alanların öncelikleri olmayı sürdüreceklerini söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk Hava Yolları (THY) ile vakıf ve sivil toplum kuruluşlarıyla oluşturdukları sinerjiden 2023’te de yararlanmaya devam edeceklerini belirterek yeni misyonlarıyla diplomatik ayak izini genişlettiklerini kaydetti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *