Hollanda Başbakanı Mark Rutte, ülkesinin kölelik tarihi ve köle ticaretindeki rolü sebebiyle hükümeti adına resmi olarak özür dilemesinin ardından, kabinedeki 7 bakanın, Surinam’a ve Karayipler’deki eski sömürgelerine giderek, başbakanın özrünü buradaki yöneticilerle ve sivil toplumun liderleriyle görüştükleri bildirildi.
İdari başkent Lahey’deki Hollanda Milli Arşivleri’nde yapılan törende konuşan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Hollanda’nın kölelik tarihi ve köle ticaretindeki rolünden ötürü hükümeti adına özür diledi. Rutte, “Yüzyıllar boyunca Hollanda devleti adına birçok kişi metalaştırıldı, sömürüldü ve kötü muamele gördü. Yüzyıllar boyunca Hollanda devleti tarafından insan onuru ayaklar altına alındı.” ifadelerini kullandı.
Köleliğin insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydeden Rutte, “Milyonlarca insan bu suçun acısını çekti ve çekiyor. Hollanda kendi payına düşeni kabullenmeli.” şeklinde konuştu. Rutte, önceki hükümetlerin ülkenin kölelik tarihini kabullenmede eksik kaldığını belirterek, “Hollanda hükümeti adına özür diliyorum.” dedi.
Başbakan Rutte, kölelik tarihine yönelik farkındalığı arttırmak için hükümetin 200 milyon avroluk fon sağlayacağını vurguladı.
Surinamlılar özür tarihine dava açmıştı
Başbakan Rutte, özür konuşmasında, 19 Aralık tarihinin seçimine ilişkin eleştirilere, “Biliyoruz ki herkes için tek bir doğru tarih, doğru söz ve doğru yer yok.” karşılığını verdi.
Hollanda’da yaşayan Surinamlılar, Hollanda’nın köleliğe ilişkin özrünün “aceleci ve dayatmacı” olduğu gerekçesiyle tepki göstererek, 19 Aralık tarihinin değiştirilmesi için mahkemeye başvurmuş ancak başvuruları kabul edilmemişti.
Hollanda’da yaşayan Surinamlılara ait vakıflar adına davayı açan avukat Joancy Breeveld, “Müvekkillerim, özrün bir defa yapılan bir şey olduğu için düzgün ve daha uygun şekilde yapılmasını istiyor.” demişti.
Surinamlılar, özrün daha anlamlı olması için hükümetin öncelikle kimlerin köle ticaretinde rol aldığının ve köleliğin nasıl uygulandığının tam olarak araştırmasını beklerken, köleliğin resmi olarak yasaklandığı 1 Temmuz’da yapılacak ve aceleye getirilmemiş bir özür istemişti.
Hollandalı bakanlar Hollanda’nın eski kolonilerine gitti
Hükümet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, resmi özrün ardından kabinedeki 7 bakanın Surinam ve Hollanda’nın Karayipler’deki eski sömürgelerine giderek, Rutte’nin özrünü buradaki yöneticilerle ve sivil toplumun liderleriyle görüştüğü belirtildi.
Buna göre, Yasaları Koruma Bakanı Frank Weerwind’in Surinam’ın başkenti Parambino, Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Van der Burg’un Aruba, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Karien van Gennip’in Bonaire, Kraliyet ilişkilerinden sorumlu Devlet Bakanı Alexandra van Huffelen’in Kuraçao, Maliyeden sorumlu Devlet Bakanı Marnix van Rij’in Sint Eustatius, Refah ve Spordan sorumlu Devlet Bakanı Maarten van Oooijen’in Saba, Sağlık Bakanı Ernst Kuipers’in ise Sint Marteen Adası’ndaki yetkililer ve sivil toplum temsilcilerine Hollanda’nın resmi özrünü iletti.
Özür nasıl karşılandı
Sint Maarten Başbakanı Silveria Jacobs, Hollanda’nın özrünü, “görüşleri alınmadığı” ve “tazminat ödenmeyeceği” gerekçesiyle kabul etmeyeceklerini açıklarken, Hollandalı milletvekillerinin çoğu hükümetin özür dilenmesini olumlu karşıladı.
Hollanda’nın özür dilemesinden rahatsız olan aşırı sağcı milletvekili Geert Wilders ise Twitter’dan “Rutte’nin özürü sebebiyle özür diliyorum.” paylaşımını yaptı.
Son yıllarda Amsterdam, Rotterdam, Utrecht ve Lahey gibi büyük şehirlerin yanı sıra Hollanda Merkez Bankası, ABN Amro gibi kurumlar da kölelik tarihindeki rolleri sebebiyle özür dilediklerini açıklamıştı.
Hollanda’da 2023’ün, köleliğin kaldırılışının 150. yılı olması sebebiyle “kölelik anma yılı” ilan edilmesi düşünülüyor.
Güney Amerika ve Afrika’nın kıyı kesimlerinde sömürge yönetimi kuran Hollanda, 16. yüzyılın sonlarında “Transatlantik” bölgesinde köle ticaretine başlamış ve “altın çağı”nı yaşadığı 17. yüzyılın ortasında Güney Amerika-Avrupa arasındaki köle ticaretinin en önemli aktörlerinden biri olduktan sonra 1 Temmuz 1863’te köle ticaretini resmen yasakladı.
Hollanda’nın utanç tarihi
Amerika kıtasından Asya’ya, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar birçok bölgede sömürgesi olan Hollanda, Afrika kıtasının birçok ülkesini yıllarca kullandı.
17. yüzyıldan itibaren Afrika kıtasının birçok yerinde sömürge oluşturmaya başlayan Hollanda; Fildişi Sahili, Gana, Güney Afrika, Angola, Namibya ve Senegal’de birçok koloni kurdu.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kıtadaki sömürgelerine Batı Afrika’dan başlayan Hollanda, 16. yüzyılda Gana ve Senegal’de, 17. yüzyılda Fildişi Sahili ile Güney Afrika’da ve 19. yüzyılda da Namibya’da koloniler kurarak bu ülkedeki doğal ve insani kaynakları kullandı.
Afrika ülkelerindeki doğal kaynakların yanı sıra insani kaynakları sömüren Hollanda, insanları katletti ve büyük bir kısmını da Amerika ve Avrupa kıtasına köle olarak kaçırdı.
Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela’nın kızı Makaziwe Mandela, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Güney Afrika’daki Hollanda sömürgesine dikkati çekerek İngilizler ve Hollandalıların bu topraklara gelmeden önce atalarının sorunsuz bir şekilde yaşadığını söyledi. Mandela, “Güney Afrika’da yaşayan atalarımız, kıtadaki madenler keşfedilince, buradan kovuldu ve mutluluk sona erdi.” dedi.
Sömürgecilikte altın çağ
Daha çok Afrika’nın kıyı kesimlerinde sömürge yönetimi kuran Hollanda, 15. ve 17. yüzyıllar arasında sömürgecilikte “altın çağ”ını yaşadı ve gücünü korudu.
İngiltere ve Fransa’dan önce Afrika’da sömürge bölgeleri kuran Hollanda, 18. yüzyıla doğru İngilizlere ve Fransızlara karşı güç kaybederek sömürgelerini bu ülkelere devretmek zorunda kaldı.
En eski sömürgelerinden biri olan Gana’ya 16. yüzyılda giden Hollandalılar burada bulunan başta altın olmak üzere yeraltı madenlerini sömürdü. Gana’da 1642 yılında inşa ettikleri Elmine Kalesi ile de Gana’dan Amerika ve Avrupa kıtalarında binlerce Afrikalıyı köle olarak kaçırdı.
Namibya sahillerine 1793 yılında gelen sömürgeci Hollandalılar, ülkenin en gözde limanı olan Walvis Bay Limanı’nı ele geçirdi ve burada yaşayanları katletti.
Hollandalılar tarafından ele geçirilen Walvis Bay Limanı bu tarihten itibaren köle limanı olarak kullanılmaya başlandı.
Güney Afrika’nın ilk sömürgeci ülkesi Hollanda
Diğer birçok Avrupa ülkesinden daha önce Afrika’da koloni kuran Hollanda, Güney Afrika’ya ilk gelen sömürge ülkesi olma özelliğini taşıyor. Hollandalılar, 1652 yılında “Hollanda Doğu Hindistan Şirketi”ni kurarak sömürge bölgelerindeki çalışmalarını artırdı ve Ümit Burnu’nda bulunan Cape Town kentinin temellerini attı.
Güney Afrika’daki Hollandalı sayısı 1652’de sadece 90 kişiyken bu sayı 1795 yılında 16 bine ulaştı. Aynı yıl Hollandalılar tarafından bu ülkede köleleştirilen Güney Afrikalı sayısı ise 16 bin 839’a yükseldi.
Güney Afrika’yı köle ticaretinde merkez olarak kullanan Hollanda, özellikle Cape Town’da topladığı köleleri gemilerle Amerika ve Avrupa kıtalarına götürdü. Tarihçilere göre, 1795 yılında Cape Town’un nüfusunun üçte ikisi kölelerden oluşuyordu.
Khoikhoi katliamı
Hollanda’nın Afrika’daki sömürge izlerinden en bilineni Khoikhoi halkına yönelik katliamları oldu. Hollanda, 1659, 1673 ve 1674-1677 yılları arasında Khoikhoi kabilesini köleleştirmek için büyük katliamlar yaptı.
Ateşli silahlar ile Khoikhoi kabilesine saldıran Hollandalılar binlerce Afrikalıyı öldürdü, evlerine ve arazilerine el koydu, köle olarak kaçırdı ve bölgedeki doğal kaynakları sömürdü.
Hollanda toplumunun yarısı ‘kölelik özürü’ dilenmesine karşı!
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *