CHP lideri esiyor-yağıyor. Hep yarım ağız konuşuyor. ‘Tek adam’ sistemini eleştirse bir türlü; zira tek adam rejiminin ne olduğunu en fazla onlar bilirler. Eleştirmese, en güçlü tutamağından mahrum kalacak…
Mehmed Durmuş / Venhar
‘Vizyon’ gibi, halkın ekserisinin bilmediği bir kelimeyi bir nevi perde yaparak, rakamların havada uçuştuğu birtakım atışlar yapmak kolaydır. CHP’nin genel başkanı partisinin (ve kendisinin) vizyonunu açıkladı. Meğer ne vizyonmuş.
Fil doğuracakmış gibi yaygara kopartılan açıklamasında fare bile doğmadı. Atıfları arasında Mustafa Kemal doğal olarak başta gelmekte, hemen ardından da, ziyarette bulunduğu iki ülke (Amerika ve İngiltere) ile sırada bekleyen Almanya’yı zikretmektedir. Vizyonuna duyduğu güvenin en fazla, Jeremy Rifkin, Daron Acemoğlu, Hakan Kara, Hacer Foggo gibi ithal ve yerli isimlerin de içinde yer aldığı 70 kadar bilim adamı ve bilim kadınından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
CHP lideri esiyor-yağıyor. Hep yarım ağız konuşuyor. ‘Tek adam’ sistemini eleştirse bir türlü; zira tek adam rejiminin ne olduğunu en fazla onlar bilirler. Eleştirmese, en güçlü tutamağından (mevcut Cumhurbaşkanını eleştiri) mahrum kalacak. Çareyi şurada bulmuş: mesele tek adam gitsin de yerine kim gelirse gelsin demek değilmiş; tek adam gitsin ve yerine, “çalışan bir sistem gelsin”miş.
Kılıçdaroğlu’nun yetmiş kişi dediği ekipten, dünya çapında ünlü iktisatçı Doran Acemoğlu, demokrasiyi ve sağlıklı bir ekonomiyi aynı anda kurmamız lazım demiş. Zaten rejimin başına her gelen bu avutucu sözlerle gelmiyor mu? Bir nevi ‘cek-cak’ masalı. CHP’nin sözcüsü F. Öztrak ülkenin nasıl kurtulacağını keşfetmiş: Kişi başına düşen milli geliri 20 bin dolara çıkaracaklarmış! İşte CHP’nin ikinci yüzyıl vizyonu buraya, yani 20 bin dolara kadardır. Bu kafanın, bir toplumun ‘adam gibi’ bir toplum olabilmesi için gerekenin, kişi başı ortalama milli gelirin 20 bin dolara fırlaması olmadığını anlaması imkan ve ihtimal dışıdır. Çünkü bu kafa, hem Allah’a hem de yirmi bin ‘mammon’a kulluk edilemeyeceğini hiç bilmedi, bilecek gibi de görünmemektedir. Zaten hastalık daha vizyon açıklamasının ilk cümlesinde patlamaktadır: Gelir ‘milli’ diye ifade edilmekte, refahın sınırı ise dolara bağlanmaktadır. Bir de CHP’nin sözcüsü öyle sanıyorum ki, milli gelir 20 bin dolar olunca, A’dan Z’ye herkes 20 bin dolar alacak sanmaktadır.
Sözcü Öztrak başka müjdeler de sıralamış; şatafata ve israfa son vereceklermiş! Oysa bu Partinin lisanında şatafatın ve israfın ne olduğunu dünya âlem bilir. Bu Parti yeni rejimi kurarken, Anadolu’da halk ekmek bulamazken, Ankara’da Çankaya sofralarındaki günlük yemek listelerini Falih Rıfkı Atay’dan okumak bile tek başına yeterlidir. Yani bu Partinin geçmişte yaptıkları, şimdi yapacaklarının kefili olsa gerektir.
Kılıçdaroğlu’nun eski ve yeni vitrinliklerinin söylemlerinde iklim değişikliği, ekonomi, endüstri devrimi, Z kuşağı derken söz dönüp dolaşıp bam teline; bir ümmetin can damarlarını -tıpkı Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesi gibi- kesen ve asitle eriten bir cinayeti andıran İstanbul Sözleşmesine gelivermektedir. Meğer CHP’nin ikinci yüzyıl vizyonunun önemli satır başlarından biri de bu rezil sözleşmenin yeniden ‘update’ edilmesiymiş. Gerçekten CHP bu ülkeyi ayağa kaldıracak çözüm noktalarını çok iyi keşfetmiş bulunmaktadır! Belli ki CHP, aileyi ayakta tutan ve toplumda ancak birkaç kılcal damar mesabesinde kalmış bulunan edep, utanma, mahremiyet, nikah gibi değerleri de kesip atacakmış.
CHP tedavüle bir vizyon lafı girdirdi ama büyük büyük vaatler üflediği bu vizyon balonunun ötesinde ‘gerçek’ bir referans olacak hiçbir söz söylememiştir. Bunu, söylemesini beklediğimiz için değil, sadece dikkat çekmek için belirtme gereği duymaktayız. CHP bir bataklıktan daha koyu başka bir bataklığı çağırmaktadır insanları. Bu nasıl bir çağrıdır, herhangi bir hakka, hakikate dayanmakta mıdır? Bu çağrının içerisinde imanın bir kırıntısına olsun yer var mıdır?
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *