‘Ahirette herkese, dünyada yapıp ettiklerine göre muamele edilecek’

‘Ahirette herkese, dünyada yapıp ettiklerine göre muamele edilecek’

Yani tek kelimeyle; önemli olan imtihanı geçebilmek! Torpil yok, adam kayırma yok, kandırma yok, yalan konuşma/konuşmaya teşebbüs etme yok, alavere dalavere işler çevirmek yok! Var olan, sadece ilahi adaletin tecelli edeceği Mahkeme-i Kübra’da, herkese hak ettiğinin verilmesidir…

KAZANILAN KULLUK İMTİHANI, KULUN KURTULUŞ FERMANIDIR!

Nusret Yılmaz / Gazete İpekyol

“Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:”Mü’min kişinin misali, bir sap üzerinde biten taze ekin gibidir. Rüzgâr ona hangi taraftan gelirse, onu eğer de yaprağı diğer tarafa döner, meyleder. Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin kişi de böyledir. O da, bela sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Haktan yüz çeviren kişinin misali ise, sert ve dimdik duran çam ve dağ selvisi gibidir. Nihayet Allah onu, dilediği zaman(bir seferde) kırar, devirir.”(Buhari, Müslim)

Ömür bir sermaye, sıhhat bir sermaye, zaman ve imkanlar birer sermayedir. Şu üç günlük dünyada, uğruna ömrümüzü ve sıhhatimizi heba ettiğimiz; diplomalar, makamlar, kariyerler, kitap yazmalar, popüler olmalar, plaket ve başarı belgeleri hak etmeler, hatip olmak; inanın hepsi bomboş! Aslında boş olmayan ve kalıcı olan tek şey;  Âziz ve Celil olan Rabbimizin; bizim müttaki, dürüst, özü sözü bir, yardım sever, mazlumun hakkını savunan, haktan taviz vermeyen birer kul olabilmemizi bizden istemesidir…

Yoksa, zenginim deyip fakir fukaraya caka atanın da, bir ömür boyu iki yakası bir araya gelmeyen kimsenin de varacakları menzil aynıdır. Yani, kara toprağın altı… Ama kul oraya vardığı zaman, ona; dünya hayatındayken, ilahi tekliflere göre ne kadar yaşayıp yaşamadığına bakılır ve ona göre, muamele edilecektir!

Âziz ve Celil olan Rabbimiz kulun, dünyadaki imtihanı hakkında; bizi şöyle uyarıyor:

“Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak sûretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara, 155)

Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak O’na dönüyoruz” derler. (Bakara, 156)

Yoksa ey mü’minler! Sizden önceki mü’minlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden, onların yaşadıkları sıkıntıları çekmeden cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici fakirlikler, öyle kımıldatmayan sıkıntılar dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda peygamber ve yanındaki mü’minler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hale geldiler. Şunu bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır. (Bakara, 214)

Mallarınız ve canlarınız husûsunda mutlaka imtihan edileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve günahlardan sakınırsanız, elbette bu davranış, yapılmasında azimli ve kararlı olunması gereken en mühim işlerdendir. (Al-i İmran 186)

İyi bilin ki, mallarınız ve evlatlarınız sizin için ancak birer imtihan sebebidir. Büyük mükâfatın ise yalnız Allah’ın yanında olduğunu unutmayın. (Enfâl, 28)

Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz. (Muhammed, 31)

Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Mü’minler de ancak Allah’a dayanıp güvensinler! (Teğabün, 13)

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar çıkabilir; onlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber eğer affeder, hoş görür ve kusurlarını örterseniz bu sizin için bir fazilettir. Hiç şüphesiz Allah da, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Teğabün, 14)

Mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah’ın sevgi ve taatini mal ve evlat sevgisine tercih edenleri Allah katında büyük bir mükâfat beklemektedir. (Teğabün, 15)

Evet, demek ki; ahirette, herkese; dünyada yapıp ettiklerine göre muamele edilecektir… Yani tek kelimeyle; önemli olan imtihanı geçebilmek! Torpil yok, adam kayırma yok, kandırma yok, yalan konuşma/konuşmaya teşebbüs etme yok, alavere dalavere işler çevirmek yok! Var olan, sadece ilahi adaletin tecelli edeceği Mahkeme-i Kübra’da, herkese hak ettiğinin verilmesidir…

Müttaki olana mükâfat, inkârcı olana da mücazat!

Onun için, şu üç günlük dünyada; fani ve geçici olan dünya meta’ı için, Fırıldaklığın ve yanardönerliğin hiçbir anlamı yoktur. Dünyaya gelen herkes yalınız ve ağlayarak geldiği gibi; giderken de yalnız gidecektir. Mal ve mülk, hepsi burada varislere kalacaktır. Ne ki, insan dünyaya gelirken masum ve tertemiz gelir; ama giderken aynı şeyi söylemek çok zor… Allah korusun, ya kirli gitmişse!.

Buradaki imtihanı başarı ile tamamlayıp ve ebedi âleme gidenlere, Âziz ve Celil olan Rabbimizin onlara vaadi olduğu için, onları iyi olan kullarının arasına katacak, ve onları çok güzel nimetlerden mükâfatlandıracaktır…

Kalın sağlıcakla efendim. 24 Kasım 2022.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *