Ambargolar İran’ı önce silah üreticisi, şimdi de satıcısı haline getirdi

Ambargolar İran’ı önce silah üreticisi, şimdi de satıcısı haline getirdi

Rusya’nın İran yapımı kamikaze drone’lardan sonra şimdi de füze almaya çalıştığı öne sürülüyor. Uygulanan ambargoya rağmen İran, Rusya’ya bile silah satacak noktaya nasıl geldi? İran’ın nasıl bir savunma sanayisi var?

Rusya ile İran arasındaki silah ticareti konusundaki iddialar bunlardan ibaret değil. Ukrayna’da yoğun bir şekilde balistik İskender ve Kalibr seyir füzelerini kullanan Rusya’nın stoklarının azalması ihtimaline karşılık İran’dan menzilleri 300 ile 700 kilometre arasında değişen Fateh-110 (Fatih) ile Zülfikar balistik füzelerini almaya hazırlandığı dile getiriliyor.

İki taraf iddiaları şimdilik yalanlıyor

Gerek Rusya gerekse İran aralarında böyle bir silah alışverişi olduğu iddialarını kabul etmiyor. İki devletten yalanlama gelse de patlayan drone’ların kalıntıları bir işbirliği olduğu savını kuvvetlendiriyor. Sonuç olarak bütün bu iddialar İran’ın sahip olduğu silah teknolojisi konusunda merak uyandırıyor.

İran, 1970’li yıllarda petrol geliri sayesinde büyük paralar ödeyerek ABD ve diğer batı ülkelerinden rekor düzeyde ithal ettiği silahlarla güçlü bir konvansiyonel orduya ve hava gücüne sahipti. Öyle ki İran ordusunda ciddi miktarda F-4 Phantom savaş uçağı ve Türk ordusunun bile envanterine 1990’larda giren Kobra taarruz helikopterleri vardı.

Ancak 1979’da Şah yönetiminin devrilerek İslami bir rejimin kurulmasıyla yetişmiş subay kadrosunun tasfiyesi veya yurtdışına kaçmasıyla İran’ın askeri gücünde de ciddi bir güç kaybı yaşandı.

Başlatılan askeri ambargolar nedeniyle İran’da Batı ülkelerinden silah almakta zorlandığı gibi elindeki ABD ve Avrupa üretimi silahların yedek parçalarının da temininde zorlandı.

“Tersine mühendislikle silah kopyalamaya başladı” iddiası

İran, batı kaynaklı askeri ambargolarla baş edebilmek için öncelikle Çin, Rusya, Kuzey Kore gibi ülkelerle işbirliğine gitti. Bir miktar silahı buralardan almaya çalışan veya teknoloji transferi yapan İran, aynı zamanda savunma sanayisinde kabul etmese dahi “tersine mühendislik” ya da diğer adlandırma ile “kopyalama” yöntemine başvurdu.

Tersine mühendislik, savunma sanayisinde ülkelerin farklı devletlerce yapılan sistemleri inceleyerek bunların özelliklerini anlamaya çalışması, buna göre önlemler geliştirmesi hatta elinde aynısı yoksa benzerini üretmesi uygulamasına verilen isim.

İran’da bu konuda özellikle Çin ile birlikte nam salmış ülkelerden biri ve tersine mühendislik ile pek çok silah sistemin benzerleri taklit edilerek farklı isimlerle üretiliyor.

Kopyalandığı silah sistemlerinden teknolojik ve işlevsel olarak aynı kalitede olmadığı iddia edilse dahi yıllar içerisinde İran tarafından tanktan, uçağa, füzeden, zırhlı araçlara kadar pek çok silah sistemi üretildi ve bunlar İran’ın yerli üretimi olarak dünyaya duyuruldu.

İran’ın kopya olduğu iddia edilen silahlarından bazıları

Açık kaynaklarda yer alan iddialara göre İran’ın “tersine mühendislik” yoluyla ürettiği iddia edilen silah sistemlerinden bazıları şöyle:

Azarakhsh savaş uçağı: ABD F-5 savaş uçağından kopyalanarak üretildiği iddia edildi. Azarakhs uçağının yeni geliştirilen 3. nesline Kevser adı verildi.

Parastoo pervaneli eğitim uçağı: F33 Bonanza uçağından.

Kaman 22 İHA: İran tarafından düşürülen Amerikan MQ-9 Reaper’in enkazı üzerinde yapılan inceleme ile üretildiği iddiaları gündeme gelmişti.

Toophan (Tufan) tanksavar füzesi: ABD yapımı, NATO ülkelerinde de yaygın olan Tow füzesinden.

Panha 2091 Tufan taarruz helikopteri: Amerikan yapımı AH-1J Sea Cobra helikopterinden.

Panha Shabaviz 2061 helikopteri:  Amerikan yapımı Bell 206 JetRanger’dan.

Shahed 129 SİHA:  ABD MQ-9’dan….Türk yapımı Anka-A SİHA’larla da ciddi benzerliği var.

Misagh-1 omuzdan atılan hava savunma füzesi: Çinli QW-1 Vanguard’tan.

Sayyad-1 hava savunma füzesi: Çin HQ-2’den.

Bawer 373 hava savunma füzesi: Rus-300’lerden.

Zülfikar tankı: Amerikan M60 ve Rus T-72’den.

Sabalan tankı: ABD M47M’den.

Kerrar tankı: Rus T-72’lerden ve T-90 tanklarının geliştirilmesiyle elde edildi.

Füze ve İHA üretimine ağırlık veriyor

İran, tersine mühendislik yoluyla pek çok silahı üretse bile özellikle füze ve son yıllarda da insansız hava araçları konusuna özel önem veriyor. Her iki alanda da İran’ın ciddi ilerlemeler kaydettiğini söylemek abartı olmaz.

İran’ın elinde farklı özelliklere sahip olan çeşitli isimler de ve özelliklerde pek çok füze bulunuyor. İran elindeki kimi füzelerin menzilinin 2 bin 500 kilometreye ulaştığını öne sürüyor.

Bu yılın başında üretilen Hayber adlı füzenin menzilinin ise bin 450 kilometre olduğu öne sürülmüştü.

Tek başına bir füzeyi üretip, geliştirebilen 10 ülkeden biri oldu

“Balistik Füzeler-1 / Dünya’da Roketçiliğin Tarihsel Gelişimi ve Füze Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi” adlı kitabın yazarı savunma analisti Hakan Kılıç İran’ın silah teknolojisine ilişkin bilgi verdi. Kılıç’a göre İran’ın füze teknolojisine ulaşmasında 1979’daki rejim değişikliği nedeniyle başlayan ambargolara cevap olarak geliştirilen savunma stratejisi etkili oldu.

İran devrimden yani 1979’dan sonra Batı dünyasından yeni silah ve mevcut sistemlere yedek parça alamayacağını anlayan yönetimin, gelecekte silah platformları açısından çok zayıf bir ordusu olacağını fark ettiğini vurgulayan Kılıç, “Bu yüzden Kuzey Kore, Çin, Rusya gibi ülkelerden dengeyi sağlayabilecek ve komşu ülkeleri tehdit edebilecek sistemler arayışı içinde balistik füzeleri keşfetti” dedi.

“O zamandan beri caydırıcılığının önemli kısmını bunların üzerine inşa etmeye başladı” diyen Kılıç, “Öyle ki bugün İran artık kendi başına balistik füzeyi sıfırdan tasarlayan, üreten, test eden ve seri üretime geçen 10’dan biraz fazla sayıdaki ülkelerden biri oldu” ifadelerini kullandı.

“Irak’ın savaşta attığı füzeler de İran’ı teşvik etti”

Kılıç’ın verdiği bilgiye göre özellikle 1980 ile 1988 yılları arasında yaşanan Irak-İran Savaşı’nda Bağdat yönetiminin ülkesine düzenlediği füze saldırıları da Tahran’ı bu konuda çalışmalarını hızlandırmaya itti.

İran’ın, bu konuda aradığı desteği Kuzey Kore’de bulduğuna dikkati çeken Kılıç, “Bu işbirliğini Kuzey Kore balistik füze programını fonlayıp karşılığında orada paralel füze programı sürdürür gibi yapılan füzeleri İran’a getirdiler. Yani para desteğine karşılık füze ithali ve teknoloji transferi gerçekleştirdiler” sözleriyle anlattı.

“Rusya’nın İran’dan alacağı iddia edilen füzeler daha az maliyetli ancak etkin”

“Peki İran’ın göndereceği iddia edilen füzeler Rusya’nın elindeki İskender veya Kalibr füzelerinin yerini tutabilir mi?” Kılıç’ın bu soruya yanıtı da şu şekilde oldu: “Yerini tutamaz ama tam tersine daha maliyet etkin olabilir. Çünkü daha kısa menzili, daha küçük ve daha ucuz. Yani Rusya’nın Ukrayna’daki harekatları için yeterli menzillere sahip. Rus füzelerinden çok sonra üretildiğinden Fateh serisinin son versiyonları ve Zülfikar füzesinin dairesel sapma oranı düşük. Harp başlıklarının daha küçük olması bence çok önemli değil. Çok sayıda atıldıktan sonra aynı etkiyi bir nebze de olsa yapabilir.”

“Hava gücü füze teknolojik açıdan çok kötü durumda”

Kılıç, İran’ın füze konusundaki gelişmişliğine karşın aynı durumun hava gücü açısından söylenemeyeceğini kaydetti.

Hakan Kılıç, “İran hava gücü teknolojik açıdan çok kötü durumda. Bu yüzden İran, son yıllarda SU-35 alabilmek için Rusya nezdinde sürekli baskı yapmakta, ricacı olmakta. Ayrıca Çin-Pakistan’ın birlikte geliştirdiği JF-17’de adaylar arasında” şeklinde konuşarak sözlerini noktaladı.

“İran, ciddi bir füze ve drone stokuna sahip”

Emekli korgeneral İsmail Hakkı Pekin ise İran’ın ambargoların etkisiyle hem füze hem de nükleer teknoloji geliştirmeye yöneldiğini ancak son birkaç yıldır SİHA ve drone teknolojisinde de ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Pekin’e göre İran son yıllarda çeşitli tiplerde SİHA ve drone üretti. Bunların bazısının menzili 2 bin kilometreyi aşıyor.

İran’ın ciddi bir füze ve drone stokuna sahip olduğunu aktaran Pekin, “Hem ucuza üretiyor hem de kendi teknolojisiyle yapıyor. Ürettiği drone’lar alçaktan gidiyor ve vurulmaları zor” ifadelerini kullandı.

“İran, bir zamanlar Ukrayna ile de ortak tank ve nakliye uçağı üretiyordu”

Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi Danışmanı Ercan Çitlioğlu da günümüzde İran’ın ciddi bir savunma sanayisine sahip olduğunu belirtti.

Türkiye’nin doğu komşusunun özellikle hava savunma ve balistik füzeler ile SİHA’lar noktasında iyi olduğunu dile getiren Çitlioğlu, İran’ın Çin ve Kuzey Kore ile işbirliği yaparak füze teknolojisini geliştirirken zamanında Ukrayna ile ortak olarak tank ve nakliye uçağı ürettiğini hatırlattı.

Kimi kişilerin “İran füzelerini ve drone’ların etkisiz” nitelendirmesine katılmadığını vurgulayan Çitlioğlu, İran’ın füze ve drone teknolojisinde ciddi ilerlemeler kaydettiğini, bunların etkili olabildiğini sözlerine ekledi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *