Cuma hutbesinde “Kamu hakkı” anlatıldı

Cuma hutbesinde “Kamu hakkı” anlatıldı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Siirt’te bugün resmi açılışını yaptığı Şeyh Faraç Camii’nde hutbe verdi, ardından cuma namazı kıldırdı. Erbaş hutbesinde, “Müslüman, her alanda kamu hakkına riayet etmelidir. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür.” vurgusunda bulundu.

Erbaş, Siirt’te açılışını yaptığı Şeyh Faraç Camisi’nde irat ettiği, “Kul ve Kamu Hakkı” konulu cuma hutbesinde, “Kamu hakkını ihlal etmek, çok büyük bir vebaldir.” dedi. İslam’ın her alanda ve her şartta adaletli olmayı, hakkı üstün tutmayı, helal-haram hassasiyeti gözetmeyi emrettiğini ifade eden Erbaş, kul ve kamu hakkına riayet etmeyi, haksızlığın ve zulmün karşısında yer almayı öğütlediğini belirtti.

Erbaş’ın hutbe metninde şu ifadeler yer aldı:

Aziz Kardeşlerim!

Yüce dinimiz İslam, din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bütün insanların haklarını kutsal ve dokunulmaz kabul eder. Her alanda ve her şartta adaletli olmayı, hakkı üstün tutmayı, helal-haram hassasiyetini gözetmeyi emreder. Kul ve kamu hakkına riayet etmeyi, haksızlığın ve zulmün karşısında yer almayı öğütler.

Hayatımızın tamamını kuşatan sorumlulukların başında kul hakkı gelir. Kul hakkına riayet etmek, Cenâb-ı Hakk’a olan imanımızın gereğidir.

Müslüman, kul hakkı konusunda son derece hassastır. İnsanların canına kast etmenin, namusuna, şeref ve haysiyetine dil uzatmanın kul hakkı ihlali olduğunun bilincindedir.

Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, laf taşımaz, dedikodu yapmaz, yalan söylemez, iftira atmaz. İnsan onurunu rencide edecek, yuvalar yıkacak her türlü söz ve davranıştan sakınır. Hakkında kesin bilgiye sahip olmadığı konularda konuşmaz.

Hak duyarlılığı Müslüman’ın en temel özelliğidir. O, ana-baba hakkını gözetir. Eşine ve çocuklarına iyilikle muamele eder. Akraba ve komşularının hukukuna riayet eder.

Kardeşlerim!

Allah Resulü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Bizi aldatan, bizden değildir!” Peygamberimizi örnek alan bir mümin, ticaretini aldatma üzerine kurmaz. Alırken de satarken de dürüst davranır. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmaz. Fırsatçılık yaparak kazancına haram bulaştırmaz. O, ne bir başkasının malına göz diker, ne de insanları aldatarak mallarını gasp eder.

Müslüman, daima hakkı ayakta tutar. O, işçinin hakkını gözetir; ücretini alın teri kurumadan öder. O, işinin de hakkını verir; aldığı ücretin helal olması için var gücüyle gayret eder. Rızkını temin ettiği yere asla zarar vermez, ihanet etmez.

Değerli Müminler!

Kul hakkının toplumun bütün kesimlerini ilgilendirdiği alan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, sadece hayatta olanların değil, henüz dünyaya gelmemiş çocuklarımızın, tüyü bitmemiş yetimlerin, muhtaç, garip ve kimsesizlerin de hakkıdır.

Kamu hakkını ihlal etmek, çok büyük bir vebaldir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir.” Müslüman, her alanda kamu hakkına riayet eder. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür. Müslüman, işine özen gösterir, devlet malını gözü gibi korur, asla israf etmez ve devlet malını gasp etmez. Hizmet sunduğu insanlara karşı anlayışlı ve sabırlı davranır. Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına asla yapmaz.

Aziz Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde bizleri şöyle uyarıyor: “Kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.” O halde hiçbir ayrıcalığın olmadığı, haklı ve haksızın mutlaka ortaya çıkarılacağı, herkese hakkının tam olarak ödeneceği mahşer gününde mahcup olmamak için kul ve kamu hakkını ihlal etmekten şiddetle sakınalım. Titizlikle uzak duralım. Herhangi bir hak ihlalinde bulunmuşsak hak sahipleriyle mutlaka helalleşelim. Unutmayalım ki, kul ve kamu haklarını ihlal edenleri, hak sahipleri bağışlamadıkça Allah Teala da bağışlamayacaktır.

Hutbemi bir ayet-i kerime ile bitiriyorum: “Öyle bir günden sakının ki, o gün hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı tastamam verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *