Ahmet Gülümseyen: ‘Bugün’ yaşananlar ‘yarının’ da habercisi

Ahmet Gülümseyen: ‘Bugün’ yaşananlar ‘yarının’ da habercisi

Yeni Akit yazarı Ahmet Gülümseyen bugünkü yazısında, “Bayan veya erkek, fark etmiyor. Sporcunun giydiği kıyafet, sporun yapıldığı mekân, yapılan sporun karma (kızlı-erkekli) yapılması gibi Allah’ın emirlerine aykırı ‘olabilecek’ uygulamalar, bir süre sonra ‘sıradanmış’ gibi gelmeye, işleyen süreç ‘manevi’ yıkımı da adeta tetiklemeye başlar.” vurgusunda bulundu.

Spor alanında uygulanan ancak İslam’ın hoş görmediği, kabul etmediği yaklaşımları eleştiren Ahmet Gülümseyen bugün Yeni Akit’te, “Bayan voleybolcuları tartışmaya devam!” başlığı ile kaleme aldığı yazısında, gençliğe verilmek istenen ‘mesajın’, ‘ideolojik’ anlayışın ‘spor’ yoluyla ‘enjekte’ edilmekte olduğunun altını çizdi.

Gülümseyen ayrıca, bayan voleyboluna sponsor olan firmaya da dikkat çekerek, “UNDP’nin ‘Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu ilan ettiği Giovanni’nin ‘omuzları’ üzerinde bir ‘apolet’ şeklinde görünmesi ‘rezaletine’ duyarsız kalamazdık” diye yazdı.

“Müslüman öz yurdunda yalnız olmaması için, ilgili ve yetkililerin yaşanan bu ‘rezalete’ bir ‘dur’ deyip, çekidüzen vermesi gerektiğini” savunan Ahmet Gülümseyen’in yazısı şöyle:

Bugün günlerden Cuma. Bu mübarek günün ‘hikmet’ ve ‘bereketi’ üzerimize olsun inşallah. Dua ile başladık yazımıza, bereketlensin diye. Dün olduğu gibi bugün de ‘içtenlikle’ yazmak istedik ki, duygu ve düşüncelerimiz yüreklere kadar ulaşsın. İçinde yer aldığımız süreçte yaşananlar dünyevi ve uhrevi bir özellik taşıyan olaylara şahit olmaktayız. Diğer bir ifadeyle ‘bugün’ yaşananlar ‘yarının’ da habercisi, yani ektiğimizi biçeceğimiz bir zaman diliminin yansıması. O işleyen zamanda, Müslüman kul olarak varlığımızın teminat Allah-u Teala’nın emirleri,  Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetidir. Yaşımız ne olursa olsun, bunu ancak ’yaşayarak’ gerçekleştirebiliriz…

BAYAN VOLEYBOLCULARIN YENİLGİSİ NASIL KAZANCA DÖNÜŞTÜ

Dünyanın en ‘genç’ nüfusuna sahibiz sözüyle bizler övünürken, belli bir anlayışı (batıl) temsil edenler çarkı, övünç duyduğumuz gençliği ‘spor’ altında kendine benzetme veya ‘öğütme’ peşinde var güçleriyle çalışmaktadır. Spor aracılığıyla vermek istediğiniz ‘mesajı’, istediğiniz ‘ideolojik’ anlayışı o gençliğe, en ince damarlarına kadar ‘enjekte’ edebilirsiniz. İşte o vakit zamana bağlı olarak aşama, aşama işlemeye başlar, ‘plan’ ve ‘projeler’. Gerek milli gerekse manevi yönden Müslüman kimliğimizle bağdaşmayan birçok spor branşıyla birlikte. Bu spor branşlarını cinsiyet, yer, mekân, zaman, ekonomi ve daha birçok açıdan uygulamaya koyulduğunu görmekteyiz. Bayan veya erkek, fark etmiyor. Sporcunun giydiği kıyafet, sporun yapıldığı mekân, yapılan sporun karma (kızlı-erkekli) yapılması gibi Allah’ın emirlerine aykırı ‘olabilecek’ uygulamalar, bir süre sonra ‘sıradanmış’ gibi gelmeye, işleyen süreç ‘manevi’ yıkımı da adeta tetiklemeye başlar. Bugün bayan voleybol takımı Dünya Şampiyonası’ndan elenmese yazılı ve görsel basında daha çok yer alacak, izlenmeye devam edecekti. Buna bağlı olarak çocuk ve gençleri bu kılık-kıyafet açısından ‘rezalet’ başta olmak üzere, adı geçen ‘bu branşın yaygınlaşma’ sürecine katılımı gösterecektir. 

Süreçle ilgili bakın İlahiyat Doktoru İhsan Şenocak dediklerini bir kez daha hatırlayalım; “Sen OYUN ALANLARININ değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayanın, edebin SULTANISIN; SEN ‘burnunu göstermekten utanan’ ANALARIN EVLADISIN.” “Bir papaz Hristiyanlığın, Haham Yahudiliğin esasları çerçevesinde bir hüküm beyan etse, moda akımlarına çağrıda bulunsa İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ denir, saygı gösterilir. Bir Müslüman İslam’ın hükmünü hatırlatsa YOBAZ diye saldırılır. MÜSLÜMAN öz yurdunda garipsin.” 

Müslüman öz yurdunda yalnız olmaması için, ilgili ve yetkililerin yaşanan bu ‘rezalete’ bir ‘dur’ deyip, çekidüzen vermesi gerekiyor. İlk başlangıçta ‘bir şey’ olmaz düşüncesiyle başlanan, son ‘pişmanlığın’ kimseye fayda sağlamayacağı bu tür süreçlerle ilgili kim ne yapabilir ki, denilmemeli… 

Diğer taraftan, Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonasında ülkemizi ‘sözde’ temsil eden takımının sponsoru dikkat çekmeye devam ediyor. A Milli Bayan Voleybol Takımın Başantrenörü, Birleşmiş Milletler Kalkınma (UNDP) ‘Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu ilan ettiği Giovanni’nin ‘omuzları’ üzerinde bir ‘apolet’ şeklinde görünmesi ‘rezaletine’ duyarsız kalamazdık. Askerlikte rütbelerin belli olması için omuz bölümüne dikilen/takılan bölümde yer alan adı geçen sözde ‘sponsor’ firmanın ismi/logosunun, toplumumuzun ortak değerleriyle hiç te örtüşür bir vaziyette değil! Adı geçen sponsor firmayla ilgili düşüncelerimizi daha önce de dile getirmiştik. 

Bize göre, tam anlamıyla ‘rezalet’. Bu konuda ki diğer yorumu siz değerli okuyucularımız, ilahiyatçılar ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın danışma hattı olan Din İşleri Yüksek Kuruluna bırakmak istiyoruz… 

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *