AİHM’in Osman Kavala kararına tepki

AİHM’in Osman Kavala kararına tepki

Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, “Ne yazık ki AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur.” ifadesini kullandı.

Bakanlık Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala kararını, Türkiye’nin, AİHM’e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine yaptığı bildirimlere rağmen almasına tepki göstererek, “Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur.” ifadesini kullandı.

Bilgiç, AİHM’in Kavala kararının icrasına ilişkin aldığı karar hakkındaki soruyu yazılı cevapladı.

Kavala kararının icrası hususunun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından AİHM’e havale edilmesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığının görüşlerini 2 Şubat’ta yapılan açıklamayla kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Bilgiç, şunları kaydetti:

“Açıklamamızda, AİHM’in durumu hakkaniyetle değerlendirmesi ve ilk derece mahkemesi gibi hareket etmemesi yönündeki beklentimiz dile getirilmişti.

Süreç boyunca Avrupa Konseyi ile iletişimimiz devam etmiş; Adalet Bakanlığımız tarafından adı geçenin yargı sürecindeki gelişmeler hakkında düzenli bilgi sunulmuş, ayrıca adı geçenin tutukluluğuyla ilgili olarak iç hukukta devam eden yargılama sonunda hüküm giydiği AİHM’e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine bildirilmişti.

Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün (11 Temmuz) açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur. Bundan sonraki aşamada süreci takip edecek olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, daha önce sergilediği tarafgir ve seçici yaklaşımı bir yana bırakarak sağduyuyla ve bazı çevrelerin siyasi gündem yaratma arayışlarına mahal vermeksizin hareket etmesini bekliyoruz.”

AİHM ne karar aldı?

Türkiye, 25 Nisan 2022’de sonuçlanan Gezi davası yargılama süreci sonunda Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet ve diğer 7 sanığa 18’er yıl hapis cezası vermişti.

AİHM, 10 Aralık 2019’da aldığı kararda, Osman Kavala’nın tutuklanması ve tutuklu yargılanmasının onu susturmak ve diğer insan hakları savunucularının cesaretini kırmak amaçlı olduğunu belirtmiş, Türkiye hükümetinden Kavala’nın bir an önce serbest kalması için gerekli önlemleri alması çağrısında bulunmuştu.

Türk yargısının Kavala ile ilgili 25 Nisan’da kesin kararını vermesinden sonra AİHM Büyük Dairesi’nin kararı değerlendirildi ve kamuoyuna duyuruldu.

BBC’nin aktardığına göre, Büyük Daire’nin kararında Bakanlar Komitesi’nin başlattığı ihlal sürecinin, Kavala davasının yeniden görülmesini değil AİHM kararının uygulanmasına ilave bir katkı sağlamasını amaçladığı kaydedildi. 10 Aralık 2019 kararında, devam eden tutukluluğun Kavala’yı susturmak, diğer insan hakları savunucularının da cesaretlerini kırmak amaçlı olduğu öne sürülen karar metninde, Kavala’ya karşı Türk Ceza Kanunu’nun 309 ve 312. maddelerinde dile getirilen suçlamaların makul şüphelere dayanmadığı da tekrarlandı.

Aynı kararda yapılan genel değerlendirmeye de atıf yapan Büyük Daire, Türk yargısının 2013’teki Gezi Parkı olayları ile 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin bulguların tamamını Kavala aleyhindeki suçlamalar için geçerli gösterdiği eleştirisini yöneltti ve şu ifadeler kullanıldı:

“Sonuç olarak, ilgili ve yeterli diğer koşulların eksikliğinde, aynı olguların sadece yeni bir sınıflandırılması ilkesel olarak bu kararlara zemin oluşturamaz, çünkü yeni bir sınıflandırma sadece mahkeme tarafından zaten incelenen olguların farklı bir değerlendirmesinden başka bir şey anlamına gelmez. Aksi takdirde, yargı makamları, aynı olgular üzerinden yeni ceza soruşturmaları açarak kişileri özgürlüklerinden mahrum etmeye devam edebilir.”

Büyük Daire kararında dikkat çeken bir başka unsur ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) tüm yapısının, üye ülkelerdeki kamu otoritelerinin iyi niyetle hareket etmeleri varsayımına dayandığı ve kesinleşmiş, bağlayıcı bir kararın uygulanmamasının sözleşmeye katılırken saygı duyacaklarını beyan ettikleri hukukun üstünlüğü ilkesiyle çelişen durumlar yaratacağı hatırlatmasının yapılması.

Bu noktayı vurgularken, Türkiye’nin bu süreçte Büyük Daire kararlarının uygulanması için bazı adımlar attığını, bazı eylem planları sunduğunu ancak Kavala’nın tutukluğunun devam ettiğini anımsatan mahkeme kararında, “Mahkeme Türkiye tarafından alındığı ifade edilen önlemlerin taraf devletin iyi niyetle hareket ettiği sonucuna varılmasını engellemektedir (…),” görüşüne yer verildi.

Büyük Daire, sonuç olarak, Türkiye’nin AİHS’i ihlal ettiğine karar verdi. Ayrıca mahkeme masrafları için Kavala’ya 7 bin 500 euro ödemesine hükmetti.

Bundan sonra ne olacak?

AİHM, 11 Temmuz’da aldığı kararı yeniden Bakanlar Komitesi’ne gönderecek. Avrupa Konseyi’nin siyasi organı olan Bakanlar Komitesi, AİHM’in “Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmedi” kararını bundan sonraki toplantılarında görüşmeye başlayacak.

Komitede yapılacak görüşmelerde, Türkiye’ye karşı ne tür önlemlerin alınacağı görüşülecek. AİHS, bu önlemlerin neler olacağını açıkça belirtmiyor, sadece komitenin uygun olan önlemleri belirleyeceği ifadesine yer veriyor.

Diplomatik kaynaklara göre, yükümlülüğünü yerine getirmeyen bir taraf devlete karşı “üyelikten çıkarma, oy hakkının dondurulması” gibi ağır yaptırımlar başta olmak üzere birçok unsur yaşama geçirilebilir. Daha önce böyle bir kararın alınmaması, Türkiye ile ilgili sürecin daha da belirsiz hale gelmesine neden oluyor.

Bakanlar Komitesi, yılda bir kez dışişleri bakanları düzeyinde toplanıyor. Ancak asıl iş yükü, her hafta toplanan Avrupa Konseyi nezdindeki daimi temsilciler toplantısında ele alınıyor. Kavala kararının ardından ilk Bakanlar Komitesi toplantısı Çarşamba günü yapılacak ancak Türkiye’nin yükümlülüğünü yerine getirmemesine ilişkin AİHM kararının birkaç aydan önce komitenin önüne gelmesi beklenmiyor.

Avrupa Konseyi’nden bir çağrı daha

Kararın açıklanmasından sonra bir çağrı daha yapan Avrupa Konseyi, Türk hükümetinden AİHM kararlarına uymasını ve Kavala’yı serbest bırakmasını istedi.

Bakanlar Komitesi başkanı sıfatıyla İrlanda Dışişleri Bakanı Simon Coveney, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Tiny Kox ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Buriç yaptıkları ortak açıklamada, “Sözleşmeye taraf bir ülke olarak Türkiye’yi kararı uygulamak için gerekli tüm adımları atmaya çağırıyoruz. Karar tam olarak uygulanıncaya kadar bu konu Bakanlar Komitesinin gözetiminde kalacaktır,” ifadelerine yer verildi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *