ABD’nin peşinde olduğu Assange hakkında İngiltere’nin kararı

ABD’nin peşinde olduğu Assange hakkında İngiltere’nin kararı

İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, ABD’nin Irak ve Afganistan’daki suçlarına ilişkin belgeleri yayımlayan WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye iade edilmesi kararını imzaladı. ABD, belgelerin yayınlandığı 2010 yılından bu yana Assange’ın peşinde.

İngiltere İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Hem sulh ceza mahkemesi hem de yüksek mahkemenin değerlendirmesinin ardından 17 Haziran’da sayın Julian Assange’ın ABD’ye iadesine karar verildi.” denildi. Açıklamada, Assange’ın karara itiraz için 14 günlük süresi bulunduğu aktarıldı.

Basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi

WikiLeaks’ten yapılan açıklamada ise karara tepki gösterilerek, “Bugün, basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi için kara bir gün. Bu ülkede ifade özgürlüğünü önemseyen herkes, İçişleri Bakanı’nın Julian Assange’ın suikastını planlayan ABD’ye iadesini onayladığı için derin bir utanç duymalıdır.” ifadesine yer verildi.

Assange’ın yanlış bir şey yapmadığı, suç işlemediği, gazeteci ve yayıncı olarak işini yaptığı vurgulanan metinde, “Bu ülkede basın özgürlüğünün sınırlarını artık yabancı kanunlar belirliyor ve sektörün en prestijli ödüllerini kazanan gazetecilik bu hale geldi.” denildi.

Karara itiraz edileceği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bugün, savaşın sonu değil. Bu sadece yeni bir yasal savaşın başlangıcı. Hukuki sistem üzerinden temyize gideceğiz, bir sonraki temyiz, Yargıtayda olacak. Sokaklarda daha yüksek sesle mücadele edip, daha çok bağıracağız, örgütleneceğiz ve Julian’ın hikayesini herkese anlatacağız.”

Assange, ABD aleyhindeki belgeleri yayınladı

Assange’ı 175 yıla kadar hapisle yargılanacağı ABD’ye giderek yaklaştıran olaylar silsilesi WikiLeaks‘in 2010’da, aralarında ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçları da delillendiren 1 milyon belgeyi yayınlamasıyla başladı.

Irak ve Afganistan’da sivili ayrım yapmadan işlenen cinayetler, bu katliamların gizlemesi ve mahkumlara işkence edilmesi gibi onlarca suçun ortaya çıkmasının ardından ABD, harekete geçti.

İlk tepki Obama’dan geldi

Dönemin ABD Başkanı demokrat Barack Obama yönetimi, sızıntıları ulusal güvenlik tehdidi olarak nitelendirerek tepki gösterdi.

ABD tarafından casuslukla suçlanan Assange, ayrıca İsveç’te cinsel saldırı suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve Aralık 2010’da Londra’da gözaltına alındı.

Assange, hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç’e iadesi gündemdeyken, Haziran 2012’de Ekvador’un Londra Büyükelçiliğine sığındı.

Ancak WikiLeaks kurucusu, Ekvador’un sağladığı diplomatik dokunulmazlığı kaldırmasının ardından Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019’da çıkarılarak gözaltına alındı.

Kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten tutuklanarak Londra’daki Belmarsh Hapishanesi’ne konulan Assange, bu suçtan 50 hafta hapse mahkum edildi. Bu süreyi cezaevinde dolduran Assange’ın iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına karar verildi.

ABD, Assange’ın peşini bırakmıyor

Duruşmaların ardından 4 Ocak 2021’de Assange’ın intihar riskinin yüksek olduğu ve ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacağı, özellikle de istihbarat topluluğunun kendisine düşman olması nedeniyle “gerçek bir risk altında” olduğu gerekçesiyle ABD’nin iade talebi reddedildi.

ABD ise karara itiraz etti. ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya’da çekebileceği taahhüdünde bulundu.

Savunma ekibi ise CIA’in, Assange’ı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinde saklandığı sırada kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin haberleri dayanak göstererek can güvenliğine vurgu yaptı. 10 Aralık 2021’de Yüksek Mahkeme, verilen teminatları yeterli bularak alt mahkemenin kararını bozdu ve Assange’ın ABD’ye iade edilebileceğine hükmetti.

Bunun üzerine Assange’ın savunma ekibi, davayı Yargıtaya taşımak için Yüksek Mahkemeye izin başvurusunda bulundu.​​​​​​​ Yargıtay da 14 Mart’ta verdiği kararla Assange’ın ABD’ye iade edilebileceği yönündeki karara itirazını reddetti.

20 Nisan’da da Westminster Sulh Ceza Mahkemesi, iadeye hükmederek, konuyu nihai karar için İçişleri Bakanı Priti Patel’e gönderdi.

175 yılla yargılanabilir

İngiltere’de Nisan 2019’dan bu yana tutuklu bulunan Avustralya doğumlu Assange’ın ABD’ye iade edilmesi durumunda 175 yıl hapisle yargılanabileceği belirtiliyor.

Özellikle Amerikan ordusunun Irak ve Afganistan’da “savaş suçu” olabilecek eylemlerine ilişkin binlerce gizli belge yayımlamakla suçlanan Assange’ı Washington casusluktan yargılamak istiyor.

Assange destekçileri ise davanın basın özgürlüğüne ciddi bir saldırı olduğunu belirtiyor.

İngiltere İçişleri Bakanı’na “Assange’ı ABD’ye iade etmeyin” çağrısı

İnsan hakları ve basın özgürlüğü savunucuları, İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel’den WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye iadesini durdurmasını istemişti. İçişleri Bakanlığı önünde 17 Mayıs’ta yaptıkları gösteride “Assange’ı serbest bırakın”, “İadeye hayır” sloganları atılmıştı.

Etkinlikte konuşan İşçi Partisi’nden milletvekili Richard Burgon, Assange’ın iadesine ilişkin davanın tüm gazetecilere uyarı niteliğinde olduğunu belirterek, “Bu, ‘Savaş suçlarını biliyorsanız, ifşa etmeyin, onlar hakkında yazmayın, haber yapmayın, çünkü yaparsanız Julian Assange’ın başına gelen senin de başına gelebilir.’ tehdididir.” diye konuşmuş, bu nedenle dayanışmanın önemine değinerek Assange’ın serbest bırakılması çağrısı yapmıştı.

‘Bu bir itibar sorunudur’

Wikileaks Genel Yayın Yönetmeni Kristinn Hrafnsson, İçişleri Bakanı Patel’de “iadeye hayır” demesi için yeterli kanıtın bulunduğunu ifade ederek, “Priti Patel, eski bir gazeteci olan Boris Johnson (Başbakan) ile kabinede bu konuyu ele alabilir.” demişti.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın tüm dünyaya İngiltere’yi basın özgürlüğünün öncüsü olarak göstermeye çalıştığını söyleyen Hrafnsson, Assange hapishanedeyken böyle bir mesajın çok anlamsız olduğunu belirterek, “Bu bir itibar sorunudur. O halde Priti Patel’in doğru olanı yapması talebinde birleşelim. Bu iadeyi durdurun, bunu şimdi yapın. Assange’ı iade etmeyin.” şeklinde konuşmuştu.

‘İngiltere kendisiyle çelişiyor’

Etkinliğe iki küçük çocuğuyla katılan Assange’ın eşi Stella Moris İngiltere’nin kendisiyle çeliştiğini söyledi. İngiliz hükümetinin şimdi haklı olarak, Ukrayna’da savaş suçu işlediğine dair kanıtları olan kişileri ifade vermeye çağırdığını, ancak savaş suçlarını ifşa eden Assange’ın hapiste tutulduğunu belirterek, WikiLeaks’in ifşa ettiği ve ABD güçlerinin Irak’ta işlediği belirtilen bir katliamı örnek göstermişti.

Irak’ın bir köyünde 11 kişinin kafalarına ateş edilerek öldürüldüğünü, bunlardan dördünün kadın, beşinin ise beş yaş ve altındaki çocuklar olduğunu aktaran Moris, “Bu, Irak’taki ABD askeri personeli tarafından işlenen cezasız kalan bir savaş suçuydu. Bu olay, Irak hükümetinin ABD ile yaptığı dokunulmazlık anlaşmasını sona erdirmesine yol açtı.” demişti.

Bu kişilerin savaşta öldürülen binlerce kişiden sadece birkaçı olduğunu dile getiren Moris, “Ceza alan olmadı. Bu ifşaların sonuçlarına maruz kalan tek kişi, bunu kamuya açık hale getirerek doğru olanı yapan (Assange) kişi oldu. Çünkü savaşın kurbanları adalet elde edemiyor. Umabilecekleri tek adalet, kurban oldukları gerçeğinin bilinmesidir. Julian’ı hapse atarak suçlarının kayıtlarını gömmeye ve herkesi susturmaya çalışıyorlar.” ifadesini kullanmıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *