‘Şırnak’ta düzenlenen tenis turnuvası çok önemli’

‘Şırnak’ta düzenlenen tenis turnuvası çok önemli’

9 Mayıs Avrupa gününü nasıl kutlayacaklarını anlatan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, 22 Mayıs’ta Şırnak’ta bir Avrupa Tenis Turnuvası düzenleyeceklerini belirtti. Kaymakcı, “Avrupa’nın, NATO’nun sınırlarının Şırnak’ın doğusundan, güneyinden ve Türkiye’nin güney ve güneydoğu sınırlarından başladığını bir kez daha vurgulamak, göstermek istiyoruz.” dedi.

Faruk Kaymakcı, 9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle Türkiye-AB ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.

Schuman Deklarasyonu’nun 9 Mayıs 1950’de yayımlanmasının Avrupa tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olduğunu ve bugünkü AB’nin temellerini attığını vurgulayan Kaymakcı, “Schuman Deklarasyonu bir barış projesidir. Bir bütünleşme, paylaşma ve ortak gelecek oluşturma projesidir. Dolayısıyla bir Avrupa ülkesi olarak Türkiye de Schuman Deklarasyonu’ndan etkilenen bir ülke. Biz de bugün zaten AB’ye aday bir ülkeyiz. Aday ülke olarak 9 Mayıs Avrupa Günü’nü ülkemizde de kutluyoruz.” diye konuştu.

Doğu-Batı rallisi, at yarışı, tenis turnuvası

Kaymakcı, 9 Mayıs’ta Atakule’nin diğer AB başkentlerindeki binalar gibi AB bayrağı renkleriyle ışıklandırılacağını ve AB Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenecek resepsiyon ve konsere katılacağını dile getirerek, düzenlenecek etkinlikleri şöyle sıraladı:

“13 Mayıs’ta da Kültür Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığımız, kendi Avrupa Günü konserimizi düzenleyeceğiz. Bunun yanı sıra 14 Mayıs’ta Hipodrom’da her yıl yapılan 9 Mayıs Avrupa Günü at yarışı yapılacak. Doğu-Batı Rallisi’nin Ankara startını da 14 Mayıs’ta Hipodrom’dan vereceğiz. 15 Mayıs tarihinde de Avrupa günü vesilesiyle Ankara’daki diplomatları da davet eden bir tenis turnuvamız olacak Ankara Tenis Kulübü’nde Türk Tenis Federasyonu ile birlikte. Keza, 22 Mayıs’ta Şırnak’ta bir Avrupa Tenis Turnuvası düzenlenecek. Özellikle Şırnak’ta düzenlenen turnuva çok önemli. Çünkü Avrupa’nın, NATO’nun sınırlarının Şırnak’ın doğusundan, güneyinden ve Türkiye’nin güney ve güneydoğu sınırlarından başladığını bir kez daha vurgulamak, göstermek istiyoruz.”

‘Evet, Avrupa’nın bazı çifte standartları var’

Kaymakcı, AB Başkanlığının yaptığı anketlere dikkati çekerek, “Türk halkının en az yüzde 80’i Türkiye’nin AB üyeliğini istiyor ve bu süreci destekliyor. Yine Türk halkının en az yüzde 60’ı, 65’i Türkiye’nin AB’ye üye olabileceğini ve üyelik konusunda üstüne düşenleri layıkıyla yapabileceğine inanıyor.” ifadesini kullandı.

Kaymakcı, “Evet bugün Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar, bazı çifte standartlardan dolayı bazı tepkisel davranışlarımız var ama burada önemli olan Türkiye’nin AB üyeliğiyle egemenliği ve çıkarlarını en üst düzeyde koruyabileceğini görmesi. Bugün biz Avrupa Kıtası’nda yaşıyoruz. Avrupa coğrafyasındayız, Avrupa siyasetindeyiz, Avrupa sporundayız. Avrupa siyasetinin, güvenliğinin ve savunmasının parçasıyız. Türkiye’nin bu resim içerisinde en güvenilir, en etkili olduğu, en egemen olabildiği, çıkarlarını en üst düzeyde koruyabildiği yer de AB ile olacak.” dedi.

‘Güney Kıbrıs kışkırtıyor’

Türkiye-AB ilişkilerinde son 3 yılda belli bir durgunluk yaşandığını, bunun en önemli nedeninin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Kıbrıs Adası etrafında attığı tek taraflı kışkırtıcı adımlar ve Yunanistan’ın Ege Denizi’nde deniz yetki alanlarını “oldu bittiye getirmek amacıyla” ilan ettiği Navtext’ler olduğunu ifade eden Kaymakcı, bazı AB ülkelerinin bu gerginliğin tarafı olmayı tercih ettiğini de dile getirdi.

Kaymakcı, şöyle devam etti: “Öncelikle Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de, Ege’de ne yapmak istediğinin daha iyi anlaşılmasından ve gerginliğin yatışmasından sonra AB tarafının olumlu gündem yönünde bazı adımlar attığını görüyoruz ama bu adamlar bizi tatmin etmiyor. Türkiye olarak beklentimiz 18 Mart mutabakatının tüm yönleriyle yani 6 yönüyle, katılım müzakerelerinin canlandırılması, Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerine başlanması, üst düzey diyalog toplantılarının ve Türkiye-AB zirvelerinin yeniden yapılması, Türkiye-AB terör iş birliğinin daha somut adımlarla gerçekleştirilmesi, vize serbestisi diyaloğunda ilerleme sağlanması ve aynı zamanda göç konusunda daha samimi iş birliği yapılması. Yani biz 18 Mart’ın değişik 6 boyutunu oluşturan bu alanlarda gelişme, ilerleme ve daha yakın iş birliği istiyoruz.”

AB’nin son bir yılda ilişkilerde olumlu gündem yönünde bazı “cılız adımlar” attığını söyleyen Kaymakcı, “Ancak son dönemde özellikle Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle sanıyorum, AB ülkeleri, Türkiye’nin AB açısından farklı konularda ve alanlarda önemini bir kez daha gördü. Ben özellikle 4 alanda Türkiye’nin ağırlığının çok daha güçlü hissedildiğini görüyorum.” dedi.

Kaymakcı, bu alanlardan ilkinin güvenlik ve savunma olduğunu belirterek, “Ukrayna’da yaşanan savaş, eğer Türkiye AB üyesi olmuş olsaydı rahatlıkla engellenebilirdi. Çünkü Batı Avrupa için, Batı için önemli konu caydırıcılık.” diye konuştu.

Avrupa’nın enerji ihtiyacı ve göç sorunu

Kaymakcı, enerji güvenliği alanında da Türkiye’ye ihtiyacın arttığını vurgulayarak, AB’nin dört temel tedarik enerji hatlarından birinin, Türkiye’den geçen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) olduğunu hatırlattı. Bu hattın şu anda kapasitesinin yarısıyla çalıştığını vurgulayan Kaymakcı, “Bu hattı tam kapasitesine yani 31 milyar metreküpe çıkardığınız zaman AB ülkelerine 15-16 milyar metreküp doğal gaz daha verebiliriz. Dolayısıyla Orta Asya’nın, Kafkasya’nın, belki ileride İran’ın ama en kısa zamanda Doğu Akdeniz gazının Güney Gaz Koridoru’na bağlanması oldukça yapılabilir, hızlı bir çözüm.” ifadelerini kullandı.

Göç konusunun da kritik bir noktaya geldiğine işaret eden Kaymakcı, Türkiye’deki Suriyelilerin ve diğer göçmenlerin yanı sıra yaklaşık 5 milyonun üzerinde Ukraynalının da Avrupa ülkelerinde göçmen konumunda olduğunu, Türkiye ve AB’nin, doğrudan Avrupa ülkelerini ilgilendiren yaklaşık 10 milyon kişiyi bulan bir göç yükü ve sorumluluğu taşıdığını söyledi. Kaymakcı, “Dolayısıyla göç yönetimi konusunda da Türkiye’nin önemi, ağırlığı bir kez daha ortaya çıktı.” dedi.

‘Türkiye, Avrupa’ya en fazla katkı sunacak ülke’

Türkiye’nin hedefinin katılım müzakerelerinin canlandırılması olduğunu kaydeden Kaymakcı, “AB, Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirdikçe, Türkiye’ye daha adil muamele yaptıkça eminim Türkiye’deki reform çalışmaları da daha da hızlanacak. Yargı reformu stratejisi, insan hakları eylem planı gibi çeşitli stratejileri uygulamaya daha hızlı bir şekilde koyabileceğiz ve birçok alanda da reform sürecini hızlandırabileceğiz. Kopenhag siyasi kriterleri konusunda Türkiye’nin konumunu güçlendireceğimiz her adım Türkiye’de ekonomik anlamda da bizim için çok yararlı olacak.” diye konuştu.

Kaymakcı, Türkiye’nin, Avrupa’nın barışına, istikrarına, ekonomisine, güvenliğine, savunmasına ve enerji güvenliğine en fazla katkıda bulunabilecek ülke konumunda olduğunu savundu, “Umarız Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci bu açıdan da görülür ve bu süreç hızlandırılır. Çünkü Türkiye’nin AB’ye üyeliği sadece Türkiye için değil, sadece AB için değil, dünya için de üçüncü ülkeler için de büyük bir kazanç olacaktır. Onun için Avrupa Günü’nü coşkuyla kutlayıp Türkiye’nin AB üyelik sürecinin hızlanması diliyoruz.” dedi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • ibrahim
    14 Mayıs 2022, 04:34

    Sizi gidi avrupacilar sizi. 50 senedir vazgecmediniz su avrupa sevdanizdan. Aziz islamin hakim olmasi icin degil 50 , 30 sene ugrassaydiniz simdi Islam Birligi kurulur ve demokrasinin yerinde yeller eserdi. Allah size hidayet etsin eyyy demokrat muhafazakar liberaller……..

    REPLY