Kalın: ‘Müslümanlar Batı ile, bir arada yaşama ahlakı üzerinde anlaşmalı’

Kalın: ‘Müslümanlar Batı ile, bir arada yaşama ahlakı üzerinde anlaşmalı’

İbrahim Kalın, katıldığı Tügva programında, İslam toplumlarının Batı toplumlarını daha iyi anlaması gerektiğini, onlarla bir arada yaşama kültürü ve ahlakı üzerinde anlaşarak yoluna devam etmesi gerektiğini ileri sürdü.

Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Diplomasi Akademisi programına katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın,  Avrupa ülkelerinden gelen genç akademisyenlerle bir araya geldi.

‘Avrupa İslam karşıtlığını bırakmalı’

Bugün Avrupa’da İslam korkusunun yanı sıra İslam karşıtlığı, hatta İslam düşmanlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını dile getiren Kalın, şöyle devam etti: “Avrupa, İslam’la kavga ederek kendisine daha iyi bir gelecek inşa edemez. İslam ve Batı toplumlarının birbirlerini daha iyi anlamaları, daha iyi dinlemeleri gerekiyor. İhtilaflar çatışma unsuru olmak zorunda değil. Farklılıklar elbette var ama bunlar üzerinden küresel çatışmalar, yüzyıllarca sürecek derin kültürel çatışmalar, kırılmalar yaşamak zorunda değiliz. İslam’ı ötekileştirerek Avrupa’nın kendini çoğulcu tanımlaması mümkün değil. Bu kendiyle çelişen bir tezdir. İslam’ın ve Müslümanların ötekileştirilmesi sürecinin artık sona erdirilmesi gerekiyor.”

‘Müslümanlar, Batı ile, bir arada yaşama kültürü ve ahlakı üzerinde anlaşmalı’

Kalın, Müslüman birey ve toplulukların da Batı toplumlarını daha iyi anlaması gerektiğini savunarak, toplantı katılımcısı gençlere şöyle seslendi: “Genel geçer, homojen hükümler vermek yerine Batı toplumu ve kültürünün yaşam tarzının, sanatının, siyasetinin, sporunun, ticaretinin nüanslarını, farklılıklarını, derinliklerini bilerek, farkında olarak onları anlamak, onlarla bir arada yaşama kültürü ve ahlakı üzerinde anlaşarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Tam da bu noktada sizler, çok önemli birer aktörsünüz. O hayatın birer parçası olarak alanınız, mesleğiniz ne olursa olsun siz buralarda bir rol oynamaya devam edecek, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, İtalya’da, İspanya’da, Belçika’da tarihin bir parçası, onun yürüyen bir aktörü olarak bu tarihi şekillendireceksiniz. Hem böyle bir fırsatınız hem de böyle bir sorumluluğunuz var.

Belirsizlik ve küresel eğilimlerin nereye yöneleceğinin bilinemediği bir dönemde bu, bize çok önemli fırsatlar da sunuyor. Çok önemli krizleri de beraberinde getirme potansiyeline sahip. Ama biz hep ne diyoruz; ‘Her imtihan bir imkandır, her imkan bir imtihandır.’ Yani size sunulan her imtihan, her sınama, eğer başarılı olursanız sizin için bir imkandır. Size sunulan her imkan da eğer doğru kullanırsanız sizin için bir imtihandır. O imtihanı geçebilirsiniz, o imtihanda kalabilirsiniz. Dolayısıyla sizin fırsatları nasıl değerlendirdiğiniz önemli. Müslüman bireyler olarak, Türk insanları olarak Avrupa’da kendi eyleminin öznesi olmak, orada var olmak, kimliğinizi, tarihinizi, kültürünüzü taşıyarak varlığınızı ifade etmek büyük önem arz ediyor.”

‘Avrupalıların şimdiden tedbir alması gerekiyor’

Müslümanlara karşı husumet tavrı ve düşmanlığın devam etmesinin başka bir Holokostun, Müslümanlara karşı bir katliamın yaşanmasına yol açabileceğini kaydeden Kalın, “Dolayısıyla Avrupalıların tedbirleri şimdiden alması gerekiyor. Çok kültürlülüğün test edildiği bir alan olarak Müslümanlara nasıl muamele edilmesi gerektiği konusu son derece önemli. Bir tarafta ‘bilim, akıl, aydınlanma, düşünce, çok kültürlülük’ diyeceksiniz, ama öbür tarafta da bir topluluğu sadece inancından, yaşam tarzından yahut etnik kökeninden dolayı şeytanileştirerek her türlü kötülüğe layık göreceksiniz. Bu çelişkiyi nasıl aşacak Avrupa?” dedi.

‘Tügva’ya yönelik saldırıları kınıyorum’

Konuşmasının sonunda son dönemde TÜGVA’ya yönelik saldırıları kınadığını belirten Kalın, “Arkadaşlarımız son derece şeffaf, kanunlara, kurallara bağlı bir şekilde çalışmalarını yürütüyorlar, gençliğimize çok güzel hizmetler sunuyorlar. Bunlardan rahatsız olanlar gitsinler kendi meseleleriyle uğraşsınlar. Arkadaşlarımızın yaptığı güzel çalışmaların farkındayız, devamını diliyoruz.” dedi.

‘Mültecilere tamamen insani ve vicdani kaygılarla yardım ediyoruz’

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, gençlerin sorularını yanıtlarken, Türkiye’nin mültecilere yardım ve mültecilerin eğitimi konusunda kurumsal kapasitesi olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Avrupa, mülteci meselesinde sınıfta kaldı; Suriye mülteci meselesinde de Afganistan mülteci meselesinde de diğer konularda da. Niye böyle? Dünyanın en zengin ülkelerinin toplandığı bir kıtada mülteciler konusunda bu kadar gayriinsani bir tavrın sergilenmesi neyin göstergesi? Derinlerde başka bir sıkıntıyı, başka bir sorunu işaret ediyor aslında. Bunu ayrıca konuşmak, analiz etmek lazım. Verileri doğru toplayıp doğru analizler yapıp onların önlerine koymak lazım. Ama bunun ötesinde de böyle bir sorun var diye biz bir şey yapmayacak da değiliz. Türkiye olarak mülteciler konusunda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 4 milyona yakın Suriyeli mülteciye bu ülkede ev sahipliği yaptık, yapıyoruz. Bunu tamamen insani ve vicdani kaygılarla yapıyoruz. Buradan siyasi, ekonomik bir getirimiz yok, tam tersine götürü var. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu politika izlenmeseydi, bugün Türkiye’de bulunan 4 milyona yakın Suriyeliden belki 10 binlercesi Suriye’de hayatını kaybetmişti, belki Akdeniz’de, Ege’de ölmüştü. Sırf bu bile Türkiye’nin bu konuda insanlığa nasıl bir ders verdiğinin çok güzel bir örneği.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *