Dergi, Edebiyatın Can Damarıdır!

Dergi, Edebiyatın Can Damarıdır!

Edebiyat dünyamızda 100 civarında dergimizin ve bu dergiler etrafında kümelenen insanımızın varlığı bence son derece umut verici bir durum. Gönül isterdi ki 85 milyonluk ülkemizde en az 100 bin dergi ve okurumuz olsun.

İbrahim Eryiğit

Dergi çıkarmanın zorluğunu, en iyi dergi çıkaranlar bilir. Yaşayanlar bilir, dergi çıkarmak, yayınevi kurmak,  kitabevi açmak, dernek kurmak… vb işlere başlangıçta sekiz-on kişiyle başlanır, ama birkaç ayın sonunda tek bir kişiye kalır sorumluluk. O da bir süre sonra pes eder veya devam eder. Bu yüzden birkaç sayı çıkıp, kapanan dergilerin oluşturduğu alan, edebiyat dünyamızda hatırı sayılır bir yer kaplar. Bence bir derginin kısa veya uzun süre çıkmasındaki belirleyici unsurun, derginin işlevini yerine getirip getirmediğiyle ilgili olsa gerek. Bir amacı, hedefi, coşkusu ve duruşu olan bir dergi için, işlevini ne kadar yerine getirdiği önemlidir. Söz konusu işlevi bir dergi üç beş sayıda gerçekleştirir, başka bir dergi kırk yıl çıksa da gerçekleştiremeyebilir. 

Sosyal medyanın ve televizyonun insanı kendisine bağımlı bir hâle getirdiği günümüzde dergi ve kitap okurunun gün geçtikçe daha da azaldığı somut bir gerçeklik. Diğer yandan baskı ve dağıtım giderlerinin katlanarak artması dergi çıkarmayı zor bir mecraya sürüklüyor. Kültürel iktidar olma sevdasını her fırsatta dile getiren devlet yetkililerinin, 1 kiloya kadar olan dergi ve kitap gönderme ücretinin yaklaşık bir yıl önce PTT Kargo tarafından 3,25 TL den 16,50 TL’ye çıkarıldığından haberleri olmadığını (iyi niyetimin bir göstergesi olarak) tahmin ediyorum. Çeşitli kuruluşlarca çıkarılan dergilerin, kişilerce çıkarılan dergilere göre, maddi anlamda daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. 

Çoğu dergi bir ekip çalışması sonucu çıkıyor görünse de sonuçta ağırlık tek bir kişinin omuzlarına yükleniyor. Örneğin, Sezai Karakoç Diriliş dergisini uzun yıllar tek başına çıkardı.  Rahmetli Ercümend Özkan İktibas dergisi için, yan gelir deyimini dönüştürerek, “yan giderim” ifadesini kullanırdı. Ömer Faruk Ergezen Hece ve Hece Öykü’yü, Ali Haydar Haksal Yedi İklim’i, Şeref Akbaba Ay Vakti’ni, Abdulkadir Budak Sincan İstasyonu’nu, Tayyib Atmaca Hece Taşları ve Açıkkara’yı, Mürsel Sönmez İstanbul Bir Nokta’yı, İhsan Deniz İpek Dili’ni,  Mehmet S. Fidancı Kayıt(p)’ı ve Hayriye Ünal Buzdokuz’u maddi ve manevi anlamda coşkuyla sırtlanarak, büyük bir özveri ve kararlılıkla çıkarıyorlar. Öte yandan, çeşitli belediye ve vakıflarca çıkarılan dergilerin emektarları da yine tek kişiden oluşuyor. Server Vakfınca çıkarılan Edebiyat Ortamı Mehmet Ali Bulut’la, Kahramanmaraş Belediyesince çıkarılan Yitiksöz Duran Boz’la, İstanbul Sultanbeyli Belediyesince çıkarılan Aydos Sıddık Ertaş’la her anlamda özdeşleşmiş ve bütünleşmiş durumda. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, burada adı geçen ve adını yazmayı unuttuğum dergileri, dergi emekçilerini ve dergilere maddi / manevi katkı verenleri yürekten kutladığımı belirtmek istiyorum.

Her ayın başlarında okuyucusuyla buluşan dergilerin edebiyat dünyamız açısından faydalarını yazmaya ne zaman yeter ne de sayfa yeter diye düşünüyorum. Ancak şu kadarını söylemek istiyorum. Ciddi anlamda edebiyatla ilgilenen her kişinin ayda en az üç dergi takip etmesini, o kişinin kendisi açısından çok önemsiyorum. Devlet okullarında, özel okul ve dershanelerde lise düzeyinde yaklaşık olarak 70 bin Edebiyat Öğretmeninin, Edebiyat Fakültelerinde çeşitli düzeylerde yaklaşık 4 bin tane Akademisyenin ve 12 bin Öğrencinin olduğu ülkemizde, bir edebiyat dergisinin aylık satış sayısı üç basamaklı sayılarda geziniyorsa edebiyat dünyamız açısından çok acınası bir durumdayız demektir. Dikkat edilirse Ortaokuldaki Türkçe öğretmenlerini saymadım bile. Dergilerin, edebiyat organizmasının damarları olduğunun bilincinde olmayan/olamayan eğitmenlerimizin ve edebiyat fakültesi öğrencilerimizin çoğunluğu teşkil etmesi gerçekten çok üzüntü verici bir durum. Bu cümlelerim her ne kadar umutsuzluğu çağrıştırsa da edebiyat dünyamızda 100 civarında dergimizin ve bu dergiler etrafında kümelenen insanımızın varlığı bence son derece umut verici bir durum. Gönül isterdi ki 85 milyonluk ülkemizde en az 100 bin dergi ve okurumuz olsun. Ama unutmayalım ki değerli ürünlerin alıcısı az olur.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *