Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri, Mehmet Akif kitabı çıkardı

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri, Mehmet Akif kitabı çıkardı

2021 yılını “İstiklal Marşı Yılı” ilan eden genelgenin yayımlanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Mehmet Akif hakkında hazırlanan kitabın tanıtımını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sunuş yazısını kaleme aldığı kitapta, arşiv belgeleri ve Mehmet Akif Ersoy’un fotoğraflarına yer verildi.

İki bölümden oluşan kitapta, 138’i arşiv belgesi olan toplam 216 materyal kullanıldı. Bunlardan 124’ü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı envanterine kayıtlı arşiv belgelerinden, diğerleri ise Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) arşivi, TBMM Arşivi ve özel koleksiyon ile anonim belgelerden oluşuyor.

Kitabın ilk bölümünde Mehmet Akif Ersoy’un hayat hikayesini gösteren belgeler yer alıyor. Şair Mehmet Akif’in nüfus, resmi sicil kayıtları, diplomalarının suretleri, memuriyet, siyaset, üniversite hocalığı ve milletvekilliğine dair pek çok belge bulunuyor. İkinci bölüm ise İstiklal Marşı şiiri, milli marş olarak kabulü ve bestelerine ait belgeleri içeriyor.

Sürekli takip altında

Mehmet Akif’in mücadele ile dolu hayatının belgelendiği kitapta, şairin sürekli takip ve gözetim altında bulundurulduğuna ilişkin ilginç belgelere de yer veriliyor. Adım adım takip edilerek dönemin yetkililerine raporlanan Ersoy’a yardım edenlerin dahi soruşturmadan kurtulamadıkları belgeler arasında bulunuyor.

‘Mustafa Kemal tarafından Burdur milletvekilli seçilmek istendi’

Kitapta, Milli Mücadele’yi güçlü bir şekilde destekleyen Mehmet Akif Ersoy’un, TBMM Başkanı Mustafa Kemal tarafından 29 Nisan 1920’de Burdur milletvekilli seçilmek istendiğine dair telgraf da yer alıyor. Hem Biga hem de Burdur’dan milletvekili seçilen Ersoy, Burdur’u tercih ederek TBMM’ye giriyor.

Mehmet Akif’in meslek hayatının ilk yıllarında Edirne’de çıkan salgında, hayvan hastalıkları ile mücadele ettiğinin de belgelendiği kitapta, Halkalı Ziraat Mektebi’nde öğretmenlik, Tarım Bakanlığında veterinerlik, Veterinerlik İşleri Müdür Yardımcılığı, Sebilürreşad Dergisi başyazarlığı ve İstanbul Üniversitesi’nde (Darulfünun) hocalık yaptığına ilişkin belgeler de dikkati çekiyor. Ersoy’un öğrenim hayatına dair diplomalarının suretleri de kitapla ilk kez gün ışığına çıkıyor.

Mısır’a gidişi ve Safahat’ın imha kararı

Belgelerde, milletvekilliğinden ayrılan şairin Mısır’a gittiği, bu süreçte takip ettirilerek raporlandığı ve buradaki faaliyetleri kuşkulu bulunarak, 1936’da şairin “Safahat” adlı kitabının toplatılarak imha edilmesine dair karar çıkarıldığına da yer veriliyor.

İstanbul’da doğduğu bilinen Mehmet Akif Ersoy’un, Devlet Arşivleri Başkanlığınca yayımlanan eserde ilk kez kendi el yazısı ile yazdığı özgeçmişi gün ışığına çıkarıldı. Kendisinin kaleme aldığı belgeye göre Ersoy, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde dünyaya geldiğini belirtiyor.

‘İmanım olmasa yazabilir miydim?’

Kitapta, şairin ömrünün son günlerinde, tedavi gördüğü Şişli Sıhhat Yurdu’nda Yedigün dergisine verdiği son röportaj da gün ışığına çıktı. Ersoy’un bu röportajda İstiklal Marşı şiiri için sarf ettiği “İmanım olmasaydı yazabilir miydim?” ifadesi dikkat çekiyor.

Ayrıca kitapta şairin 1936’da ölümünün ardından dönemin yayın organlarında çıkan haberleri de derlenerek yayımlandı.

 

Kitap, İstiklal Marşı’nın 100. yılı dolayısıyla yayınlandı

Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, kitaba ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstiklal Marşı’nın 100. yılı dolayısıyla yayımladıkları bu kapsamlı kitabın tarihin bazı bilinmeyen noktalarına ışık tuttuğunu söyledi.

Kitabın bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğunu da belirten Ünal, “Kurtuluş Savaşı’nın en sıkıntılı döneminin yaşandığı günlerde kaleme alınan İstiklal Marşı, milletimizin ve ordumuzun en fazla ihtiyaç hissettiği manevi desteği sağlayan bir sembol olarak ortaya çıkmıştır. Aradan geçen yüzyıl boyunca bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, tam tersine taşıdığı anlam ve kıymet daha da artan bu sembol, milletimizin maneviyatını en üst dereceden ifade eden bir manzume olarak varlığını korumaktadır. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy da aynı şekilde milletimizin gönlünde eşsiz bir yer edinmiştir.” diye konuştu.

Ünal, İstiklal Marşı şiirinin 1921’de Mecliste milli marş olarak kabul edilmesine rağmen 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Dairesi’nin yeni bir marş yazdırmak için zaman zaman yarışmalar açtığını, ancak bundan bir sonuç alamadığını anlatarak, marşın bestesinin de benzer bir süreç geçirdiğini, birçok beste yapıldığını söyledi.

Bu besteler arasında başlangıçta Ali Rıfat Çağatay’ın bestesinin seçildiğini ama Osman Zeki Üngör’e ait bestenin kabul gördüğünü belirten Ünal, kitapta İstiklal Marşı için açılan beste yarışmasına katılan çok sayıda bestenin notalarına da yer verildiği aktardı.

İlk kez 1982 Anayasasında ‘değiştirilemez madde’ haline getirildi

İstiklal Marşı şiirinin 1921’de TBMM Genel Kurulunda büyük bir coşkuyla milli marş olarak kabul edilmesine rağmen hiçbir Anayasa’ya girmediğine dikkati çeken Devlet Arşivleri Başkanı Ünal, marşın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Marşı olarak ancak 1982 Anayasası’nda değiştirilemez madde şeklinde yer alabildiğini anlattı.

Devlet Arşivleri Başkanlığının kurumsal belge yayıncılığında önemli bir hizmeti yerine getirdiğini belirten Ünal, şöyle devam etti: “İstiklal Marşı’nın yazılışının 100. yılında kurum olarak, bu alanda var olan bütün belgeleri eksiksiz şekilde bir araya getirip araştırmacılarımız ve gelecek nesiller için önemli bir kaynak eser oluşturduk. Bundan sonraki süreçte de Türkiye tarihinin merak edilen birçok alanında tematik belgesel çalışmalar yapmaya, yayınlar çıkarmaya devam edeceğiz. Yayın kalitemizi her anlamda arttırmak ve çıtayı daha yükseğe taşımak için çalışıyoruz.” dedi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *