Tarım toplumu tanrılarını ruhbanlar üretip kabile şefleri ve liderler kutsar iken, kent tanrısını ‘ileri gelenler’ üretir, ruhbanlar ve bilimciler kutsar..
Hüseyin Alan
Kent tanrısı, kentli toplumun, kent kültürü, kimliği ve bilincini temsil eden büyük Tanrısıdır. Evreni yaratıp bir kenara çekilen baş ilah Allah inancına göre, Allah’ın yeryüzündeki kentsel ortakları ve yardımcılarındandır.
Kent tanrısı, tarım toplumundaki kabile birliği, bilinci ve kimliğini sağlayan ve temsil eden çoklu tanrı ve tanrıçalardan mahiyet olarak farklıdır. Çünkü kabileler kentte toplanmış, kaynaşmış, sosyal ve iktisadi şartlar ve ilişkiler değişip yenilenmiştir. Bir farkla, tarım toplumu tanrılarını ruhbanlar üretip kabile şefleri ve liderler kutsar iken, kent tanrısını ‘ileri gelenler’ üretir, ruhbanlar ve bilimciler kutsar..
Kent, aynı zamanda devlet de demek olduğundan, küresel çağda, küresel ‘ileri gelenler’, mega kentlerde, para tanrısının yanında, küresel başka bir tanrıya daha ihtiyaç duymuş olmalı ki, onu da icat ettiler: Korona.
Korona, korkutucu ve öldürücü vasfıyla öne çıkarıldı: WHO’nun ‘ruhbanlığı’, bilimcilerin ‘tılsımı’, medyanın ‘hac organizatörlüğü’ sayesinde devlet tanrılarını da dize getirdi, küre çapındaki ‘tabuları’ ile etkinleştirildi.. İnsanlar en zayıf yerinden vuruldu: ölüm korkusu. Kurallara uymayanların başına gelecekler için Bill Gates sözcülük yaptı, medya müthiş iş çıkardı.
2020 başında Çin’ın Wuhan kentinde, sokakta yürüyen kalabalıklar arasından patır patır düşüp ‘ölen’ insanların görselliği dünyaya servis edildiğinde, yeni tanrının buyruklarının şakasının olmadığı gösteriliyordu.. Küresel tanrı icadına sebep olarak, doğal gribal bir hastalığın mutlaklaştırılması rastgele olamazdı.
Arka planda yatanın ister ‘devlet-sermaye kapışması’, ister ‘ulusal yurttaşın-evrensel yurttaşa dönüşümü’; ister ‘endüstri toplumundan-dijital topluma geçiş’, isterse ‘tekno demokrasi-tekno otokrasi’ savaşı densin, sonucu değiştirmiyor. Belli ki birileri tasarladıkları nihai sonuca gitmek için küresel salgın hikayesiyle önemli bir eşiği aşmayı planlamış ve yürürlüğe koymuş.
Netice: Yüksek tepelere putu dikilen korona, tabularıyla küresel ibadete zorluyor..
‘İleri gelenler’: Kim bunlar? Bill Gates örneğinde bunları tanımak önemli. Bunlarda renk, cins, dil, din, ülke ayırımı yoktur. Tarih, bunların soy kütüğünün aynı olduğunu gösteriyor: Dünkü vurguncu, hırsız, katil Christopher Columbus nasıl ‘kaşif-icatçı-cennetlik’ olarak tanıtıldıysa, bu günkü vurguncu, hırsız ve katiller de ‘teknoloji-bilim’ dahileri ‘cennetlikler’ olarak gösteriliyor.
‘Tarihi yorumlayanlar, ideolojik değer üretenler, günü yorumlayıp geleceği planlayanlar, sözleri dinlenenler, itaat edilenler;’ ‘Servet sahipleri, sayısal çokluğu yönlendirenler, azıp şımaranlar, Allah’ın koyduğu hudutları tanımayıp istiğna edenler, zalim ve günahkar olanlar, tağutlar..’
Koronayı tanrılaştıranlar, onun öldürücü güce ve mutasyon geçirip yenilenecek yaratıcılığı da sahip olduğunu söylüyorlar: O, gerçekten böyle bir kudrete sahip midir?
İnanç ve ilim meselesidir: Bilginin doğruluğunun test edileceği referans işidir diyelim.. Aklını otorite, bilimsel bilgiyi tek hakikat ve referans yapanlar için, evet o hem öldürür, hem de kendini yeniden yaratır. Aklını imana bağlayan, imanını vazifelendiren, Kur’ani bilgiyi referansı yapan, münasebetlerini Allah’a göre düzeltenler için: Hayır öyle bir güç ve kudrete sahibi olamaz. Sahte tanrılardan biridir. Çünkü yaratan ve öldüren yalnızca Allah’tır: O, kulları üstünde yegane güç ve kudret sahibi, kendisinden başka ilah olmayandır. Hüküm ve hikmet ancak onundur.
O halde Allah bu hususta ne söyledi, kulak verelim:
Nahl 70: ‘’Sizi Allah yaratmıştır, sonra da öldürecektir.’
Hac 5: ‘Ana rahminde her canlıya tanınan bir ecel vardır.’
Nuh 3-4: ‘Tayin edilen ecelin vakti gelmişse, değiştirilmesi söz konusu olamaz.’
Yunus 49, Araf 34: ‘Her millete bir ecel verilmiştir.’
Vakıa 62: ‘Ölümü aranızda biz tayin ettik.’
Kaf 19: ‘Ölüm, bir hakikat olarak insana gelir..’
Ahzab 16: ‘De ki: şayet ölmekten veya öldürülmekten kaçıyorsanız, bilin ki kaçmak size hiç bir yarar sağlamayacaktır.’
Enam 61-62: ‘Allah kullarının üzerinde yegane hükümrandır.. Birinize ölüm geldiği vakit, vazifeli elçilerimiz bir eksiklik yapmadan onun canını alır.. iyi bilin ki hüküm ancak Allah’ındır…’
Nisa 78: ‘Nerede olursanız olun, tahkim edilmiş kaleler içinde de olsa, ölüm size gelecektir.’
Ali İmran 154, 156: ‘.. savaşa katılmasaydı, yahut onlar sefere çıkmayıp yanımızda kalsalardı ölmeyecek veya öldürülmeyeceklerdi diyenlere: evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine ölmeleri veya öldürülmeleri yazılmış olanlar, mutlaka yataklarında öleceklerdi. Yaşatan ve öldüren ancak Allah’tır.’
Ali İmran 145: ‘Hiç bir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez.’ Münafikuun 11: ‘Bir kimsenin eceli gelip çatınca, Allah onu asla geri bırakmaz.’
Nahl 61: ‘İnsanlar zulümleri yüzünden hemen cezalandırılmadıysa, onlara tayin edilen ecellerinin henüz tamamlanmadığındandır.’
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *