‘Kobani iddianamesi’ kabul edildi

‘Kobani iddianamesi’ kabul edildi

Aralarında Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 108 sanık hakkında 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. 108 sanık olay tarihinde ülke genelinde işlenen tüm eylemlerden sorumlu tutuldu.

6-8 Ekim 2014’te düzenlenen eylemlere ilişkin aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 108 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 27’si tutuklu, 6’sı hakkında adli kontrol kararı, 75’i hakkında da yakalama kararı bulunan 108 sanık için 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Sanıkların, silahlı terör örgütü PKK/KCK güdümünde faaliyet yürüttükleri savunulan iddianamede, şu tespitlere yer verildi:

“Sanıkların terör olaylarını, başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmeleri, örgütün talimat bütünlüğü içinde şiddetli sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmak için örgüte müzahir taban kitleye talimatlar vermiş olmaları, talimat aldıkları kişilerin örgüt içi pozisyonları, teşhis beyanlarının içeriği, talimatların uygulanış biçimleri ve iletildiği muhatapları, olaylarda inisiyatif almaları, ısrarlı şekilde kararları uygulama biçimleri, örgütün amaçları doğrultusunda aldıkları sorumlulukların ağırlıkları, olayları sorumlu düzeyde organize ettikleri anlaşılmıştır.”

‘HDP yönetimi ile PKK elebaşları çağrıda bulundu’

İddianameye göre, Suriye’deki iç savaş nedeniyle terör örgütü DEAŞ’ın Kobani’ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014’te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.

Yapılan çağrılarla, PKK/KCK silahlı terör örgütünün Kobani bölgesi başta olmak üzere ülke sınırlarında oluşturmak istediği terör koridoru ile birlikte demokratik özerklik ilanı, akabinde sözde “Kürdistan” devletini kurmak için başlayan silahlı çatışmaların ülke geneline yaymak istenildiği bildirildi.

İddianamede, “Ülke genelinde terörün amaçlarından olan korkutma, sindirme, bombalı, silahlı saldırı sonrası kaos ortamı yaratarak ülkenin bölünmez bütünlüğüne, üniter yapısına ve halkı devlete karşı isyana davet etmek suretiyle iç savaş yaratılmasının amaçlandığı anlaşılmıştır.” tespitine yer verildi.

Kaos ortamı ve otorite boşluğu hedefi

İddianamede, örgütün ve sanıkların çağrıları doğrultusunda kaos ortamı ve otorite boşluğu oluşturmaya çalışıldığına dikkat çekildi.

HDP eş başkanları ve yöneticilerinin de aralarında olduğu sanıkların, örgütün siyasi alan yapılanması içerisinde faaliyet gösterdiklerine işaret edilen iddianamede, “Sanıkların, gerek 6-8 Ekim terör olaylarında, gerekse ‘Hendek’ olaylarında açık bir şekilde örgütün talimatlarına uyarak PKK/KCK terör örgütünün güdümünde, örgütün açıklamalarıyla aynı içerikteki açıklamalar yaptıkları, bu şekilde bu ve benzer olaylarda örgütün talimatı ve stratejisi doğrultusunda örgüt güdümünde hareket ettikleri anlaşılmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

İddianamede, otorite boşluğunun oluşturulma çabaları kapsamında ülke genelinde çeşitli eylemlerin gerçekleştirildiği hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

“Ortaya çıkacak olan otorite boşluğundan faydalanarak, ülkemiz genelinde faaliyet gösteren başta PKK/KCK silahlı terör örgütü olmak üzere, diğer örgütler ile birlikte topyekun bir isyan başlatılmasının hedeflendiği yapılan çağrılardan anlaşılmış olup, çağrılar ile birlikte 2 Ekim 2014 tarihinden itibaren başta Doğu ve Güneydoğu illerimiz olmak üzere toplam 32 ilimizde bombalı, silahlı, molotoflu, taşlı, sopalı, havai fişekli şiddet eylemleri başlamış, yapılan çağrılar ile halk sokaklara çıkarılmış aynı zamanda eylemlerin devamlılığı için yeni çağrılar ile destek verilmiştir.”

O dönemde ülke genelindeki olaylar anlatıldı

İddianamede, ayrıca sanıkların çağrılarının ve örgütle bağlantılı yayın organlarından duyurulduğu anlatıldı. Bunun üzerine, başta örgütün sözde üst düzey yöneticisi “Bese Hozat” kod adlı Hülya Oran olmak üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde yöneticilerinin çağrılarına, HDP eş başkanları ve MYK üyeleri, DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), DTK (Demokratik Toplum Kongresi), HDK (Halkların Demokratik Kongresi) ve bazı siyasilerin de destek verdiği kaydedildi.

Çağrılar kapsamında yaşanan olaylarda çok sayıda suçun işlendiği anımsatılan iddianamede, “Yapılan çağrıların terör örgütü güdümünde ve iltisaklı olarak yapıldığı, 6-7 Ekim 2014’te yapılan bu çağrılar sonrasında öldürme olaylarının başladığı anlaşılmıştır.” ifadesine yer verildi.

İddianamede, o dönemde ülke genelindeki olayların tek tek anlatıldığı iddianamede, aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır’ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldığı, terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanmasının, kolluk güçlerinin yanı sıra sivilleri de hedef aldığı hatırlatıldı.

Olaylarda 37 kişinin hayatını kaybettiği, 761 kişinin yaralandığı, 197 okulun yakıldığı, 269 kamu binasının tahrip edildiği, 1731 ev ve iş yerinin yağmalandığı, 1230 aracın kullanılamaz hale getirildiği kaydedildi.

Yasin Börü’nün babası Fikri Börü’nün müşteki beyanı iddianamede

İddianamede, olaylar sırasında öldürülen Yasin Börü’nün babası Fikri Börü’nün ifadesine yer verildi. Baba Fikri Börü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede müşteki sıfatıyla yer aldı.

6-8 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü’nün ilk çocuğu olduğunu belirten Börü, oğlunun olay tarihinde Gaffar Okan Anadolu Lisesi 3. Sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam ettiğini anlattı.

Oğlu Yasin’in 7 Ekim’de “Dışarıda çok fakir insan var. Bu insanlara kurban eti dağıtmamız lazım. Ben öğlenden sonra kurban eti dağıtmaya gideceğim.” dediğini aktaran Börü, kendisinin de kurban bayramı ziyareti için akraba ve komşularına gittiğini, döndüğünde oğlunun evde olmadığını, bunun üzerine oğlunu aradığını fakat ulaşamadığını kaydetti.

‘Yüzü tanınmaz haldeydi, sol ayağındaki benden tanıdım’

Fikri Börü, oğlu Yasin’in bir yerde kaldığını düşündüğünü ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“8 Ekim günü sabah bir haber gelmeyince ben ve akrabalarım Yasin’i aramaya başladık. Telefonu yine cevap vermiyordu. Öğlene kadar aradık yine haber alamadık. Daha sonra belki gözaltına alınmıştır düşüncesi ile Emniyet Müdürlüğü ve karakollara bakmamıza rağmen haber alamadık. Geceye kadar aradık fakat kendisine bir türlü ulaşamadık. 9 Ekim’de en son kendi imkanlarımla Dicle Üniversitesi Hastanesine gittim belki bir haber alırım düşüncesiyle baktım. İlk etapta bir haber alamadım. Orada bulunanlar bana ‘Belki morgda olabilir çünkü birkaç kişinin tespiti yapılamadı.’ dediler. Ben de hastane morguna gittiğimde oradaki görevliler bana bir tane genç bir çocuğun olduğunu buna bakmamı istediler. Teşhis için morga girdiğimde çocuğumun yüzü tanınmaz haldeydi. Çocuğumu üzerindeki elbiseden ve sol ayağında bulunan bir ben vardı, buradan tanıdım. Daha fazla bu duruma dayanamayınca orada baygınlık geçirdim. Daha sonra yakın akrabalarıma haber verdim.

Çevreden duyduğuma göre oğlum Yasin, Bağlar ilçesi Cengizler Caddesi’nde kurban eti dağıtırken olaylar başlamış. Orada bulunan kalabalık örgüt grubu, benim çocuğumu ve arkadaşlarını ‘IŞİD’çi’ diye darbetmişler. Daha sonra da çocuğum ve arkadaşları buradan kaçıyor bir apartmana sığınıyor. Burada da çocuğumu ve arkadaşlarını tekrar yakalayarak hunharca insanlık dışı bir şekilde öldürüyorlar.”

‘Kimseyle uzlaşmak istemiyorum’

Saldırıyı yapanların örgüt taraftarı olduğunu kaydeden Fikri Börü, “Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile açıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak ve daha tanımadığımız insanlardır. Oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslar çağrılar yaparak, insanları sokağa dökerek olaylara sebep olan ve azmettiren, ismini verdiğim şahıslardır.” ifadelerini kullandı.

Börü, oğlunun ölümüne sebebiyet veren şahıslardan davacı olduğunu, kimseyle uzlaşmak istemediğini, oğlunun telefonunun halen kayıp olduğunu, bu telefonun oğlunu katleden şahıslarda olabileceğini belirtti.

Oğluna ait cep telefonunun bulunmasını istediğini ifade eden Börü, “Oğlumun telefonu kim almışsa öldürülmesine sebep olan kişilerdir.” beyanında bulundu.

108 sanık olay tarihinde ülke genelinde işlenen tüm eylemlerden sorumlu tutuldu

Sanıkların örgüt yöneticilerinin yapabilecekleri şekilde olayları organize ettikleri ve bütün olaylardan sorumlu oldukları belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

“Şüpheliler hakkında örgüt adına bu yönde faaliyetler yürüttüklerine ilişkin yapılan diğer tüm tespitler birlikte dikkate alındığında, şüphelilerin PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde yöneticisi olarak kabul edilmeleri gerektiği, bu kabulün sonucu olarak TCK’nın 220/5. maddesi gereğince örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği belirlenen bütün suçlardan bu madde gereğince ayrıca sorumlu oldukları tespit edilmiştir.”

İddianamede 108 sanık, “azmettirici” sıfatıyla olay tarihinde ülke genelinde işlenen tüm eylemlerden sorumlu tutuldu.

İddianamede 108 sanık, birer kez “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, 37’şer kez “adam öldürme”, 31’er kez “adam öldürmeye teşebbüs”, 24’er kez “yağma”, 38’er kez “alıkoyma”, 1750’şer kez “alıkoymaya teşebbüs”, 397’şer kez “yakarak mala zarar verme”, 1060’ar kez “kamu malına zarar verme”, 503’er kez “yakarak kamu malına zarar verme”, 53’er kez “iş yeri dokunulmazlığını ihlal”, 294’er kez “geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal”, 26’şar kez “geceleyin açıktan hırsızlık”, 20’şer kez “açıktan hırsızlık”, 114’er kez “hırsızlık”, 272’şer kez “geceleyin hırsızlık”, 5’er kez “basit yaralama”, 43’er kez “silahla basit yaralama”, 264’er kez “kamu görevlisini silahla basit yaralama”, 7’şer kez “kamu görevlisini kasten basit yaralama”, birer kez “kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama”, birer kez “kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama”, 78’er kez “silahla kasten yaralama”, 51’er kez “kamu görevlisini silahla yaralama”, 3’er kez “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, 4’er kez “ibadethanelere zarar verme”, birer kez “düşük yapmaya neden olma”, 24’er kez “bayrak yakma”, 25’er kez “5816 sayılı yasaya muhalefet” ve “suç işlemeye tahrik etmek” ile suçlanıyor.

Türk Ceza Kanunu’na göre söz konusu suçlardan “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ile “nitelikli öldürme” suçlarını işleyenler için “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” uygulanıyor.

İddianamede eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu ile Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Emine Ayna, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Hatip Dicle ve terör örgütü PKK’nın firari elebaşıları Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Salih Müslüm ve Zübeyir Aydar da sanıklar arasında yer aldı.

Soruşturmanın geçmişi 

Suriye’deki iç savaşı fırsat bilen terör örgütü DEAŞ’ın, Kobani’ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014’te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşıları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.

Bunun üzerine aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır’ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı. Terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması, kolluk güçlerinin yanı sıra sivilleri de hedef aldı.

Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.

Kolluk kuvvetlerinin müdahalesinin ardından olayların failleri yakalanarak haklarında adli işlem başlatıldı.

Saldırıların yaşandığı il ve ilçelerde adli süreç devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da sokaklarda terör estirenleri azmettirenlere yönelik soruşturma başlattı.

Bu kapsamda 35 il ve 96 ilçedeki soruşturma dosyaları ile delilleri toplayan savcılık, 25 Eylül’de operasyon için düğmeye bastı ve Ankara merkezli 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Eş zamanlı operasyonda Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Nazmi Gür, Emine Beyza Üstün ve Emine Ayna’nın da aralarında bulunduğu 20 kişi adreslerinde gözaltına alındı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *