‘Neptün hanımın kırmızı çizgisini aşmak isteyen Tunç Bey!’

In Güncel
25 Aralık 2020
iktibas-

Charlie Hebdo dergisine destek veren bir karikatüristin İzmir’e davet edilmesini değerlendiren Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, “Acaba bu davetten İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ne murat etmiş olabilir?” diye sordu.

“Milletin kodlarıyla oynuyorlar” başlıklı bugünkü yazısının bir bölümünde, İzmir’de düzenlenen mizah festivaline Charlie Hebdo ile ilişkili bir karikatüristin davet edilmesini konu alan Hasan Öztürk, Neptün Soyer’in benzer bir nedenle sarf ettiği bir sözünü hatırlattı.

Neptün Soyer’in, Charlie Hebdo kapağını paylaşıp sildiği zaman silme gerekçesini anlattığı açıklamasında, “Hazreti Peygamberimiz benim de kırmızı çizgimdir” dediğini aktaran Öztürk, Tunç Soyer’in buna rağmen bu davetle neyi amaçladığını sordu.

Yazısının, “Neptün Hanımın kırmızı çizgisini aşmak isteyen Tunç Bey!” başlıklı bölümünde şöyle diyor Hasan Öztürk:

“İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin valiliğin engellemesiyle son anda skandala dönüşmek üzere olan etkinliği ise işin tuzu biberi olmak üzereydi.

Hazreti Peygamber’e (as) hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Charlie Hebdo dergisine destek veren bir karikatüristi İzmir’e davet etmişler.

Acaba bu davetten İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ne murat etmiş olabilir?

Oysa eşi hanımefendi Neptün Soyer, Charlie Hebdo kapağını paylaşıp sildiği zaman silme gerekçesini anlattığı açıklamasında, “Hazreti Peygamberimiz benim de kırmızı çizgimdir” demişti.

Neptün Soyer’in kırmızı çizgisi olan konuyu kaşıyan bir karikatüristi İzmir’e davet eden Tunç Soyer’in amacı acaba yıllar önce Şeytan Ayetleri kitabı yazarı Salman Rüştü’yü Türkiye’ye getirmek isteyenlerin amacı gibi bir amaç mıdır?

Hiç düşünmek bile istemiyorum.

Zira, ne hazindir ki Salman Rüştü Türkiye’ye gelmedi ama Aziz Nesin onun kitabını bir gazetede tefrika etmeye başladı.

Ardından Sivas Madımak Oteli’ndeki o vahim, cani ve kapkaranlık hadise yaşandı. Böylece bu memleketin evlatları Sünni, Alevi diyerek bir kez daha ayrıştırılmak istendi.

Sayın Soyer o günleri hiç mi hatırlamıyor?”