Covid-19 ve Davos’un ortak noktası ne?

Covid-19 ve Davos’un ortak noktası ne?

Yazar Hüseyin Vodinalı’nın “COVID-19: Bir Virüsten Ötesi” isimli kitabı, kısa süre önce Pankuş Yayınları’ndan çıktı. Kitapta ilginç noktalara temas ediliyor.

Kitapta, Covid-19 salgını farklı açılardan ele alınıyor ve hatta daha önce pek konuşulmayan detaylar ile gizli ilişkilerden söz ediliyor. Kitaptaki temel tez, Covid-19 virüsünün doğal bir virüs olmadığı ve doğum yerinin de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğu üzerine kurulu.

Yazar Hüseyin Vodinalı, kitabını ve yazma sürecini CRI Türk’te Tuğçe Akkaş’ın hazırlayıp sunduğu Manşet programında anlattı.

Bir iddiayı ortaya koyduğunu belirten Vodinalı, bilim insanı değil, gazeteci olduğunu, 12 yıldır özellikle jeopolitik ve dünyadaki güç ilişkilerinin açıklanması gibi farklı siyasi konularda yazdığını söyledi.

Covid-19’un ortaya çıkışı, zamanlaması, propaganda malzemesi olarak kullanılması ve verdiği zararın çok dikkat çekici olduğunu belirten Hüseyin Vodinalı, “Bu sadece bir hastalık değil, jeopolitik de bir olaydı. İnsanın aklına ‘Biyolojik savaş unsuru mu bu acaba?’ sorusunu getirdi. Bilimsel yayınları takip edebildiğim kadarıyla ‘Bu virüs doğal mıdır, laboratuvar ortamında mı yapıldı?’ sorusunun yanıtı henüz verilmedi. Ağırlıklı olarak doğal olduğu söyleniyor ancak görünen o ki, ‘Yüzde 100 bu doğaldır’ diyen ana akım medyanın ötesinde bilimsel olarak dünyada bunu kesin biçimde ortaya koyan bir durum yok. Çin Halk Cumhuriyeti de virüsün laboratuvarda yapıldığı iddiasında bulunmuyor. Sadece dışişleri bakanlığı sözcüsü sosyal medyadan kitabımdaki argümanları destekleyen bir mesaj vermişti, sonrasında resmi olarak kimse bu konunun üzerinde durmadı ve durmaya da çekiniyorlar çünkü çok ciddi bir suçlama. İşin Amerika tarafına bakarsak doğrudan Çin suçlanıyor.” dedi.

FORT DETRICK ÜSSÜ’NÜN YAKIN ÇEVRESİNDE ZATÜRRE BENZERİ BİR HASTALIK GÖRÜLÜYOR

“Amerika’nın en büyük kimyasal biyolojik savaş üssü Fort Detrick var, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulmuş bir üs olarak biliyoruz.” açıklamasını yapan Vodinalı, şöyle konuştu:

“Bu üs, temmuz ayından başlayarak sızıntı olması sebebiyle kapatılıyor. Fort Detrick Üssü’nde pek çok virüs, biyolojik savaş ajanları, mikroplar ve bakteriler üzerinde çalışmalar yapılıyor. Hatta bu üssün daha önce Amerika’da 11 Eylül saldırıları sonrası mektuplarla toz şeklinde gönderilen çiçek hastalığının malzemelerinin de merkezi olduğu ortaya çıkmıştı. Bu üs öyle sabıkasız yani tertemiz değil. Bu üssün tarihçesine ilişkin kitapta ilginç bilgiler de var. Ağustos ayında kapatılan üssün yakın çevresindeki bazı bakımevlerinde zatürre benzeri bir hastalık görüldüğü anlaşılmış ve bu Amerikan basınında da yer almış. Ölen yaşlılar ile hastalananlar olmuş ve orada yine bir askeri üs var. 18 Ekim’de Dünya Askeri Olimpiyat Oyunları için Wuhan’a gidecek olan Amerikan ordu takımı burada çalışmalarını yapıyor. 350 kişilik kafile Wuhan’a gidiyor ve hiçbir madalya almadan dönüyorlar hatta bunları içinde hastalananlar olduğu da söyleniyor. Koskoca Amerikan ordusunun hiç madalya almaması da ilginç. Devamında da Wuhan’da bu hastalık çıkıyor. Bunun dışında örneğin, farklı bölgelerden gelen haberler de var. 2019 yılında ABD’de ağır grip salgını olmuştu ve 60 bin kişinin grip nedeniyle hayatını kaybettiği söylenmişti. Bu da çok ilginçti. Burada en azından soru işaretleri konmalı.”

COVID-19 VE DAVOS’UN ORTAK NOKTASI NE?

Yazar Hüseyin Vodinalı, Davos Zirvesi’ne dikkat çekerek, bu zirvede dünyanın en büyük zenginlerinin toplandığını ancak orada alınan kararların açıklanmadığını vurguladı. Davos’ta ilginç toplantılar olduğunu kaydeden Vodinalı, “Özellikle iklim değişikliği üzerinde konuşuluyor fakat Covid-19 ile ilgili ismi çok geçen ve aşı çalışmalarına destek veren Bill Gates’in de katıldığı dikkat çekici bir tatbikat yapılıyor. Tam da 18 Ekim’de oluyor yani Wuhan’da Dünya Askeri Olimpiyat Oyunları’nın gerçekleştiği tarihte oluyor. Bu tatbikata Davos, Dünya Ekonomik Forumu olarak katılıyor ayrıca IMF, Johns Hopkins Üniversitesi, Pentagon ile çok sayıda ilaç şirketi de katılıyor. Bill Gates Vakfı’nın öncülüğünü yaptığı bir tatbikat yapılıyor ve tatbikat senaryosu tamamen Covid-19 ile aynı. Şöyle ki; Güney Amerika’da bir domuz çiftliğinden çıkan domuz gribi türü bir hastalık dünyada pandemiye yol açıyor, bu pandemi hızla yayılıyor ve milyonlarca kişi ölüyor. Dördüncü ve beşinci aşamalarında sosyal medyadaki komplo teorilerine sansürler getiriliyor. Bu tatbikat birebir Covid-19’u anlatıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

ROCKEFELLER VAKFI’NIN 2010 YILINDAKİ ÇALIŞMASI

“2010 yılında ise Rockefeller Vakfı’nın bir çalışması var, biyolojik bir salgın hastalık durumunda nasıl önlemler alınacağına dair birtakım hazırlıklar yapılmış.” diyen Hüseyin Vodinalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu salgın nedeniyle büyük sıkıyönetim uygulamaları yapılıyor yani bugün yaşadığımız gibi. İşin ilginç daha da ilginç yanı olayın 2019’da öngörülen büyük küresel krize de denk gelmesi. Bunları ‘komplo teorisi’ gibi adlandırmak kolay ama bu kadar şeyin üst üste gelmesi insanın aklında şüpheler uyandırıyor. Ekonomik kriz de Covid-19’un üstüne yıkıldı oysa Economist dergisi, 2019 Kasım ayında bunu kapağında işlemişti. Covid-19 büyük ekonomik krizin bir bahanesi oldu ve buradan yeni bir normale geçildi. Bugün artık dünyada farklı bir gündemden söz ediyoruz. Bu virüs sadece bir ‘virüs’ olmadı çok ciddi jeopolitik bir değişikliğe yol açtı. Benim kitaptaki iddiama göre, bu ABD’de üretildi ve Çin üzerinden dünyaya yayıldı. İngiliz bilim insanları da başlarda yayın yapmıştı, ‘Bu doğal virüs olamaz, buna HIV virüsü aşılanmış gibi.’ diye ancak sonra o yayınlar bir anda geri çekildi. Bu Çin’in üzerine yıkılmak istendi. Çin’in küreselleşmeden sağladığı avantajın geriye çevrilmesi yani ABD’nin gerileme sürecinin belki daha az hasarla atlatılması gibi bir sürece dönüştü fakat olayın boyutu sadece devletlerarası değil. Büyük sermayenin de ciddi olarak işin içinde olduğu bir durum söz konusu. Bill Gates dediğimiz zaman milyarlarca dolardan bahsediyoruz tabii yalnızca Bill Gates de değil, yanında pek çok zengin var Elon Musk’tan tutun Jeff Bezos’a kadar. Bunlar yeni bir dijital dünya planlaması yapıyorlar.”

ZENGİNLER KULÜBÜNDEKİLER BÖYLE BİR DÖNEMDE BÜYÜK KÂRLARA İMZA ATTILAR

Büyük bir ekonomik kriz ve dönüşüm beklendiğinin altını çizen Vodinalı, “Dijital sermaye (Microsoft, Apple, Amazon gibi), insanların gireceği yeni dönemin hakimi olan sermayeyi elinde tutmak istiyor. Bu kişiler öyle milliyetçi de değil, Çin’e de ABD’ye de yatırım yapabiliyor. Bunlar batı sermayesi ve dünyayı para gücü ile yönetiyorlar. ABD, yılbaşından bu yana yüzde 30 civarında küçüldü ve işsizlik yüzde 30 civarında arttı. Ancak bu zenginler kulübü grubunda yer alan kişiler, yılbaşından bu yana 800 milyar dolar daha fazla servetlerine ek yaptılar. İnsanların işsiz ve aç kaldığı dönemde bu kişiler büyük kârlara imza attılar. Buradan da anlaşılıyor ki, dünyadaki sistemin kontrolünü ellerinden bırakmak istemiyorlar ve daha fazla ellerinde tutmak istiyorlar.” diye konuştu.

ÇİN KENDİ TEKNOLOJİSİNİ VE BİLİMSEL ALTYAPISINI OLUŞTURDU

Hüseyin Vodinalı, son olarak Çin’in gücünden de söz ederek, “Çin artık farklı bir yola girdi. Kendi teknolojisini ve bilimsel altyapısını oluşturdu. Çin, batı sermayesi ile bağlarını koparabilecek noktaya geldi ve bu sistemi kendi halkının faydasına kullanmak istiyor. Burada mesele şu; yeni dönemde dünyanın kontrolü, ‘büyük batılı sermayenin mi?’ yoksa bildiğimiz anlamda ‘ulusal devletlerin mi elinde olacak?'” ifadelerini kullandı.

Haber: Tuğçe Akkaş

(CRI Türk)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *