Davutoğlu: Dava benim elimde şimdi

Davutoğlu: Dava benim elimde şimdi

Ahmet Davutoğlu, Habertürk’te konuk olduğu Fatih Altaylı’nın programında “Hala bu davanın neferiyim. O dava benim elimde şimdi. O dava Gelecek Partisi’nde AK Parti’de değil.” dedi.

Habertürk tv’de Teke Tek Özel programında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ‘koltuğu bırakma’ konusunda soruları da yanıtladı.

Altaylı’nın “Niye kolay teslim oldunuz, hemen bıraktınız? Kongreye gidebilirdiniz, mücadele edebilirdiniz. Bıraktınız, hatta ölümüne kadar bu davanın arkasındayım dediniz.” sorusuna şu yanıtı verdi:

Cesaret gösterdiğim için bıraktım. Tarih okumuş biriyim. Bir koltukta oturmak, o koltuktan kalkmak oturmaktan daha cesur harekettir. Koltuktan kalkamayanlar koltuğu kaybetmek korkusundandır. O koltuğu kolay mı bıraktım? Hayır kolay bırakmadım. 7-8 Eylül 2015’de Yüksekova’da 16, Iğdır’da 14 şehidimiz var. Ben bıraktım gittim Van’da şehirlerimizi defnettim. O sırada benim arkamda bana karşı listeler hazırlandı. Şimdi vicdan muhasebesi yapsınlar. Bir Başbakan terörle mücadele için şehitlerini defnederken Ankara’da kendi partisinin içinde birtakım insanlar mevki makam mücadelesi vermeye başladı. O zaman bırakmadım, direndim.

ALTAYLI: MKYK’yı kaybettiniz.

DAVUTOĞLU: Evet, daha sonra dikkat edin. Şunu rahatlıkla yapabilirdim, Başbakan olarak kalırdım. Ama ‘Bu sistemin düzelmesi lazım’ dedim. Siyasi Etik Yasası dedim. Meclis’e gönderdim. Sonra bana karşı operasyon başlatıldı. Şeffaflık Yasası, İmar Yasası dedim, yolsuzlukların hepsine karşı mücadele başlatıyoruz dedim. AK Parti içinde Siyasi Etik Kurulu kurdum. Hediye almayı yasakladım. Etik olarak da, dini olarak da uygun değildir. ‘Dün dündür, bugün bugündür’ diyemem. Ben ilkeleriyle yaşayan bir insanım. Başarılı olurum, olmam, mücadele ederim. Baktım ki, ilkelerim ile koltuğum arasında uçurum açılıyor. Ya koltuğa saplanacağım ya da ilkelerim için yeni bir mücadele.

DAVUTOĞLU: Sayın Erdoğan’ın, AK Parti’nin başarılı olması için bıraktım. Hala bu davanın neferiyim. O dava benim elimde şimdi. O dava Gelecek Partisi’nde AK Parti’de değil. Bu dava yolsuzluklarla mücadeledir, yasaklarla mücadeledir, bunu Gelecek Partisi mücadelesini veriyorum. AK Parti’de yok. Sayın Cumhurbaşkanına defalarca gidip anlattım, hem yazılı metin verdim. ‘Sayın Cumhurbaşkanım gidiş gidiş değil, bizim ilkelerimiz bu değil’ dedim. Bütün bunlara rağmen ben AK Parti’den ayrılmadım, AK Parti beni ihraç etti. Nedir peki, körü körüne itaat. Arkadaşlarıma söyledim, parti programına ben aykırı konuşursam gelin bana sorun dedim. Gelecek Partisi’ni tam da bunun için kurduk. Sayın Erdoğan bizim hukukumuza riayet etti mi? Bütün bu olayları beraber yaşadığımız halde, bir medya grubunun sürekli benim aleyhimde yayın yapmasına göz yummadı mı? Eşimin, dostumun konferansları engellenmedi mi? Esra Albayrak kızım gibidir, bütün aile öyle. Şehir Üniversitesi’nin kapatıldığı gün Esra Hanım’la ilgili çok çirkin paylaşım olunca çıkıp açıklama yaptım. Benim eşimle ilgili son derece saygısız ifadeler çıktığında sayın Erdoğan ve diğerleri neredeydi? Hz. Peygamber’e gösterilmeyen, Hz. Ömer’e gösterilmeyen saygıyı kimseye göstermem. Hz. Ömer’e kılıç çekip hesap soruldu. Ama o ‘çık camiden’ demedi. Biz partiden ihraç edildik. Eğer AK Parti kendisine çeki düzen verseydi, ben sadece kitap yazardım. Ayrıldıktan sonra 6 kitap yazdım. Ama insanlar konuşmaktan korkuyorsa, yolsuzluk yaşanıyorsa eski Başbakan olarak bu millete borcumu ödemek zorundaydım. Her türlü hakareti, baskıyı göze alarak çıkmamım sebebi o ilkeleri savunmamdır. Erdoğan Ailesi’ne birisi laf ederse ben o hukuku her zaman korurum. O bizi korumadı ama ben her zaman korurum. Ama yanlışı söylemek bizim görevimiz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *