Uzmanlardan ‘Korona paranoyası’ uyarısı

Uzmanlardan ‘Korona paranoyası’ uyarısı

İletişim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ, “Maalesef korku kültürü Kovid-19’dan hızlı yayılıyor. Tedbir almak gerekiyor fakat paranoyayla yaşayıp mutsuz olmak çok kötü.” dedi.

‘Kovid-19 paranoyası’ uyarısı

İletişim ve Yönetim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ, Kovid-19 virüsü konusunda iletişim dilinin önemine dikkati çekti. Kızıldağ, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19’a karşı tedbir alınması gerektiğini anlatarak, “Ancak korku kültürüyle, tamamen bir paranoya içinde yaşamak başka bir şey. Tedbir kesinlikle önemli. Fakat birilerinin de oyununa gelmemek lazım. Bu korku kültürü iletişimde önemli bir konu. Obezite, deprem, hastalanıp ölmek birer korku. Korkuyla ilerleyen bir iletişimle insanları bir noktaya çekmiş oluyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Yaşamaktan zevk almadan yaşamamız isteniliyor”

Dünyanın farklı güçlerinin insanlığa korkmayı öğrettiğini anlatan Kızıldağ, şu değerlendirmede bulundu:

“Korku kültürü, emperyalizmin, kapitalizmin yapmaya çalıştığı ve bütün dünyada kendi lehine geliştireceği yeni alanlarla ilgili bir operasyon. Maalesef korku kültürü Kovid-19’dan hızlı yayılıyor. Tedbir almak gerekiyor fakat paranoyayla yaşayıp mutsuz olmak çok kötü. Yaşamaktan zevk almadan yaşamamız isteniliyor. Toplumun mutsuz olması adına gayret etmek yanlış. Birkaç zaman önce domuz gribi öldürüyordu. SARS öldürüyordu. Kuş gribi vardı. Fakat kimse AIDS ile ilgili konuşmuyor. Dünyada 30 milyonu geçen bir hastalık bu. Konuşuyor muyuz? Hayır. O halde amaç sağlıklı yaşamamıza yönlendirmekse, bunu daha doğru bir iletişim diliyle anlatmamız lazım.”

Kızıldağ, sığınmacıların Avrupa’ya gitme çabası sırasında yaşadıklarına da değinerek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, aslında yıllarca bir ensar gibi davrandı. Muhacire nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandı. Şimdi de ‘İsterseniz gidebilirsiniz.’ dedi. Bunu iletişim dilinde iyi okumak lazım. Erdoğan ‘Gidin’ demedi, ‘İsterseniz gidin.’ dedi. Milyarlarca dolar para harcanmış, kimseden bir kuruş alınmamış. Önce bütün dünyaya adalet lazım. Sadakat ve merhamet lazım. Bir denizin kenarına vuran bebeğin acısını unutmayacak bir vicdan lazım.” diye konuştu.

‘Bu virüs bildiğimiz giripten daha öldürücü değil, daha hızlı yayılmıyor’

Koronavirüsün (Kovid-19) insan psikolojisi üzerindeki etkilerini Anadolu Ajansına değerlendiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aşkın, “Biliyoruz ki bu virüs öteden beri yaşadığımız gribin etkeni olan influenza virüsünden daha kötü özellikler taşımıyor, daha öldürücü değil, daha hızlı yayılmıyor. ‘Koronavirüs nedeniyle Fransa’da bir Türk hayatını kaybetti’ haberinde olduğu gibi ölenlerin tek tek manşet yapılması dehşetin boyutunu artırıyor. Ancak günlük hayatımız, yaşam biçimimiz, baştan sona etkilendi, ülke ekonomileri altüst oldu. İnsanlar normal harcamalarını, plan ve programlarını bile ölüm endişesi nedeniyle erteliyor veya iptal ediyor.” diye konuştu.

Virüsten korunmada Sağlık Bakanlığının tavsiyelerinin dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Aşkın, şunları ifade etti: “Hijyen konusunda dikkatli olmalı, şüpheli durumlarda aile hekimimize danışmalıyız ancak daha aşırıya kaçtığımız takdirde dehşet döngüsüne girer, ruh sağlığımızı riske atarız. Elbetteki bir grip salgınını yok saymak, hafife almak doğru değil. Bu tür haberlerin aşırı dinlenmesi de doğru değil. Bu yöndeki kaygının günlük yaşamı ciddi ölçüde bozduğunu fark edersek psikolojik destek almamızda yarar vardır. Psikolojik destek ‘hiçbir şeyi umursamamak’ değildir, ölçüsüz, abartılı, kaygıları gidermeyi amaçlar.”

Aşkın, koronavirüsün korkusunun, psikolojisi zayıf insanları daha çok etkilediğini dile getirerek, “Korona en çok kaygılı, evhamlı, kuruntulu insanları etkiliyor ve o insanlar da virüsü değil ama paniği yayıcı oluyor. Sonuçta insanlar eve kapanıyor, günlük yaşamları hatta uykuları, iştahları, yeme düzenleri, neşeleri alt üst oluyor. Normalde soğukkanlı insanlar bile gereğinden fazla tedirgin oluyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir korku sarmalı başlıyor. Bu korku sarmalına kapılmamak gerekir. Tedbirli, temizliğe özen göstererek yaşamak hem virüsten hem de korkusundan koruyacaktır.” şeklinde konuştu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *