Ocak Medya yazarlarından Sinan Eskicioğlu, “Fitre miktarı, İslam-İslamcılık ve Purim Bayramı” başlıklı yazısında, Diyanet tarafından açıklanan fitre haberi üzerine yorumunu paylaştı okurlarıyla.

Eskicioğlu, asıl ilgilendiği konunun fitrenin miktarı ya da mahiyeti olmadığını, bu bedelin “belirlenmesi” konusu olduğunu belirtti. Akla gelen üç soruyu peş peşe sıralayan Eskicioğlu, “Ben Diyanet’ten başka açıklamalar da bekliyorum” dedi ve o beklentilerini de sıraladı.

Eskicioğlu’nun işte o satırları:

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) fitre miktarını belirledi. 2020 yılı için fitrenin alt sınırı 27 TL. Alt sınır tabirini ben özellikle kullandım, aslında fitre bedeli olarak söylenen miktardır 27 TL.

İsterseniz fitre nedir, ona bakalım:

Fitrenin asıl adı sadaka-ı fıtr. İnsan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. (TDV İslam Ans.)

Ayetlerde fitre var mıdır?
Hayır.
Delil nedir?
Hz. Peygamber’in hadisleri. Ve buna ilave olarak mezhep imamlarının da bu konudaki görüşleri baz alınarak fitre verilmesi genel kabul görmüştür.
Ramazan ayı bitip, bayrama ulaşanlar bu sadakayı verirler.
Buradaki ‘dinen zengin olma’ konusu önemlidir. Bu konuyla ilgili birçok kere zaten yazmıştım, bu bakımdan zengin diye kime denir, biliyorsunuz.

Beni asıl ilgilendiren fitrenin azlığı ya da çokluğu değil. Beni asıl ilgilendiren ‘2020 yılı Fitre bedelinin belirlenmesi’ konusu.

1- Laik bir devlet anlayışında fitre belirleme laikliğe uyar mı?

2- Laik bir devlet anlayışında fitre belirleme İslam’a uyar mı?

3- Manevi, öbür dünya endeksli, kalplere hitap eden, Namaz-Oruç-Hac-Zekat gibi dört ibadete indirgenen bir din anlayışında fitre neden belirlenir?

İlk iki soruyu geçelim, çünkü çok ama çok büyük tartışma konuları. Kimsenin derdi yok, gül gibi geçinip-gidiyoruz dendiği bir ortamda ‘tartışma’ olacak konuları açmak; ne yazar için, ne de okuyucular için mantıklı.

Üçüncü soruya geçelim.

Müslümanların geneli için İslam, öbür dünya endeksli bir din. Cezalar da, mükafatlar da öbür tarafta. İslam ekolleri açısından da İslamiyet ahlak ya da iyi insan olma.

Madem bu kadar flu bir dinden bahsediyoruz, o halde neden fitre miktarı açıklanmakta?

Fitre miktarının açıklanması nedir?

Sistem yapısına sahip bir İslam var, ve fitrenin açıklanması da bunun ispatı.

Fitre miktarı bize, İslam’ın matematiğini ve orana dayalı sistem olduğunu gösterir.

Müslümanların genelinin ve birçok akımın da dediği gibi sadece öbür dünya ve ahlak olsaydı; fitre açıklanmaz ve ‘sizin takdirinize kalmıştır’ denmesi gerekirdi.

Diyanet her yıl olduğu gibi fitre miktarını açıkladı. Ben Diyanet’ten başka açıklamalar da bekliyorum:

Faiz konusunda,
Zekat konusunda, (Zekat vergi midir, değil midir?)
Selem senedi konusunda,
Narh koyma konusunda….

Bunlar ekonomik alanlar, bir de bunlara sosyal yapıya dair konuları da ekleyin.

Bakalım, Diyanet bu ve benzeri konulara dair ‘ciddi ve ayakları yere basar’ açıklamaları ne zaman yapacak?

Bu konular İslam mı, İslamcılık mı?

(…)