Avrupa Birliği bildirisine Türkiye’den yanıt

Avrupa Birliği bildirisine Türkiye’den yanıt

Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının, İdlib krizi ve mülteci krizini görüşmek üzere katıldığı olağanüstü konsey toplantısı sonunda, “Yasadışı geçişler tolere edilmeyecektir” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’den yanıt geldi.

Türkiye’nin yaklaşımı şiddetle reddedildi

Avrupa Birliği üye ülkelerin dış işleri bakanlarının katıldığı olağanüstü konsey toplantısı sonunda yayımlanan konsey bildirisinde, “Avrupa Birliği, Türk-Yunan sınırındaki durum konusundaki ciddi kaygılarını yinelemekte ve Türkiye’nin yaklaşımını şiddetle reddetmektedir. Göçmen baskısının politik amaçlar için kullanılması kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.

‘Avrupa Birliği’nin sınırları korunacaktır’

İhlas Haber Ajansı’nın aktardığına göre söz konusu bildiride, Avrupa Birliği ve üye devletlerinin, Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını koruma kararlılığı vurgulanırken, “Yasadışı geçişler tolere edilmeyecektir. Bu bağlamda, AB ve üye devletleri AB ve uluslararası hukuka uygun olarak gerekli tüm tedbirleri alacaklardır. Göçmenlerin karadan veya denizden yasadışı geçişler yapmaya teşvik edilmemeleri gerekir. Konsey, Türk hükümetini ve sahadaki tüm aktörleri ve kuruluşları bu mesajı iletmeye ve yanlış bilgilerin yayılmasına karşı koymaya çağırmaktadır” denildi.

Yunanistan’a tam destek

Yunanistan ve sınır ülkelerine desteğin yinelendiği bildiride, “Avrupa Birliği ayrıca, eşi görülmemiş bir durumla karşı karşıya olan Yunanistan ile ve Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını yönetme çabaları da dahil olmak üzere benzer şekilde etkilenebilecek Bulgaristan, Kıbrıs ve diğer Üye Devletler ile tam dayanışmasını yinelemektedir. Konsey, Komisyon tarafından 4 Mart 2020 tarihinde açıklanan pratik desteği memnuniyetle karşılar. Bu bağlamda Batı Balkan ortakları ile de yakın işbirliği sürdürülecektir” ifadeleri kullanıldı.

Bildiride ayrıca, “Konsey, Türkiye’nin 2016 Ortak Bildirimi’nin tüm üye devletler ile ilgili hükümlerini tam olarak uygulamasını beklediğini hatırlatır. Bu Açıklama, Türkiye’nin göçmen ve mültecilere ev sahipliği yapma konusundaki önemli çabalarını destekleyerek somut sonuçlar doğurmaktadır. Hem Avrupa Birliği hem de Türkiye bu işbirliğinin ve taahhüdün devam etmesinden yararlanmaktadır” ifadelerine yer verildi.

İdlib’de Türkiye’nin karşı karşıya olduğu zor durum kabul edildi

Bildiride İdlib konusunda ise, “İdlib’de, Suriye rejimi ve Rusya da dahil olmak üzere destekçileri tarafından yakın zamanda süren ve devam eden saldır, görülmemiş insani acılara neden oluyor. İdlib’deki durum Suriye çatışmasının başlamasından bu yana en kötü insani krizi doğurdu. Konsey, uluslararası askeri çatışmayı ve daha fazla ızdırabı önlemek için Suriye’deki çatışmanın acilen sona ermesini istiyor. Konsey ayrıca, İdlib’deki saldırı ve bunun sonuçları nedeniyle Türkiye’nin karşı karşıya olduğu zor durumu kabul etmektedir” ifadeleri kullanıldı.

‘Bu mesajlar tüm önemli taraflara iletiliyor!’

Bildiride ayrıca uluslararası topluma çağrı yapılarak, “Bu mesajlar tüm önemli taraflara iletiliyor. Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Nato ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere diğer uluslararası ortaklarla irtibat kuruyor; böylece, kalıcı ateşkes lehine net bir tavırla uluslararası uzlaşmayı güçlü bir şekilde destekliyoruz” denildi.

Ateşkesi desteklendi

Bildiride Türkiye ve Rusya arasında varılan anlaşmaya ilişkin, “Konsey, dün Rusya’da gerçekleştirilen Rusya-Türkiye toplantısının sonucunu not ediyor ve mümkün olan en güçlü terimlerle, tüm tarafları yerinde ve sivillerin korunmasını garanti altına almak için acil ve sürdürülebilir bir ateşkes çağrısında bulunma çağrısını yineliyor. Uluslararası toplum tarafından insani yardımın engelsiz bir şekilde teslim edilmesi sağlanmalıdır. Avrupa Birliği bölgedeki Birleşmiş Milletler tarafından listelenmiş terörist grupların varlığını kabul ederken, ayrım gözetmeyen saldırılar ve Suriye rejimi ve müttefikleri tarafından yerlerinden edilmiş kişiler için sağlık tesisleri, okullar ve yerleşim yerleri de dahil olmak üzere sivil altyapının yok edilmesi hiçbir koşulda haklı gösterilemez. Avrupa Birliği olarak, savaş suçlarının ve insanlığa karşı işlenen suçların tüm faillerinin hesap verebilir olması gerektiği yönündeki tutumunu yineliyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Suriye’ye müzakerelere dön çağrısı

Bildirinin son kısmında Suriye rejimine çağrıda bulunularak, “Konsey, Suriye rejimini müzakere masasına dönmeye çağırıyor ve çatışmaya sürdürülebilir bir çözümün BMGK 2254 kararı ve Birleşmiş Milletler liderliğindeki Cenevre sürecinde müzakere edilen 2012 Cenevre Tebliği uyarınca gerçek bir siyasi geçiş gerektirdiğini yineler. Suriye devletinin birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlı kalınmalıdır. Avrupa Birliği, Suriye krizini ele almak ve siyasi bir çözüm yolunu açmak için uluslararası toplumun yenilenmiş ve uyumlu bir çabasını aktif olarak teşvik edecektir” denildi.

’60 milyon avro daha vereceğiz’ sözü

Bildirinin son paragrafında ise tekrar insani duruma vurgu yapılarak, “Avrupa Birliği, öncelikli olarak insani durumu ele alıyor. Avrupa Komisyonu, sınır bölgeleri de dahil olmak üzere kuzeybatı Suriye’ye insani yardımda 60 milyon avro daha seferber ediyor ve Suriye’nin kuzey batısındaki sivil nüfusa yardımını artırmayı taahhüt ediyor. Son haftalarda yerinden edilmiş yaklaşık bir milyon insanın ve İdlib bölgesindeki ihtiyacı olan diğer tüm Suriyelilerin barınma, tıbbi ve gıda desteği acil durumlarına yönelik insani yardım teslimatları yapılmaktadır. Uluslararası insani hukuka uygun olarak muhtaç halklara güvenli, sürekli ve anında erişim sağlanmaya devam edilmelidir. Avrupa Birliği, tıbbi ve cerrahi malzemeler de dahil olmak üzere insani yardımın Suriye’nin her yerinde ihtiyacı olan insanlara en doğrudan yollardan ulaşmasını sağlamak için BMGK 2165 nolu kararının sınır ötesi erişim için uzatılmasını şiddetle talep ediyor” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’den yanıt: Önce verdiğiniz sözleri tutun

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları (Dış İlişkiler Konseyi) Olağanüstü Toplantısı’ndan çıkan bildiriye tepki göstererek, Avrupa Birliği’ne “Türkiye’ye çağrı yapmak yerine önce verdiği sözleri tutması” tavsiyesinde bulundu.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlarının Hırvatistan’ın ev sahipliğinde Suriye’deki son gelişmeler, Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı hareketliliği ve Avrupa Birliği’nin Türkiye ve Rusya ilişkilerini ele aldığı dünkü olağanüstü toplantısında kabul edilen bildireye ilişkin, “Avrupa Birliği’nin göç ve güvenlik konularında ülkemizin karşı karşıya olduğu olağanüstü yükü ve harcadığı çabaları hala kavrayamadığını açıkça ortaya koymaktadır.” ifadesi kullanıldı.

Türkiye’nin, dünyada en fazla sayıda mülteciye en iyi şekilde ev sahipliği yaptığı vurgulanan açıklamada, “Bir ülkeyi göç konusunu siyasi bir amaçla kullanmakla itham etmek, yıllardır maruz kaldığımız ikiyüzlü yaklaşımın yeni bir göstergesidir. Avrupa Birliği esasen bu bildiri ile kendisi bu konuyu siyasi bir malzeme haline getirmektedir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Avrupa Birliği’nin, uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal eden ve sınırına gelen masum insanlara her türlü eziyeti reva gören Yunanistan’a arka çıkarak kendi ilke ve değerleriyle çelişmesi ise ayrıca ibret vericidir. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi, kendi özgür iradeleriyle diğer güvenli ülkeler olan Avrupa Birliği ülkelerinin sınırlarına gelen ve uluslararası koruma talep eden kişilere ‘sığınmacı’ dahi demekten imtina etmekte, bu şahıslar için ısrarla “göçmen” ifadesini kullanmaktadır. Kelime oyunlarıyla 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin ve Avrupa Birliği mevzuatının gözardı edilmesi mümkün değildir.

Yunanistan dahil, Avrupa Birliği ülkeleri, uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek sığınmacıların başvurularını almak zorundadır. Hal böyleyken Yunanistan, Avrupa Birliği’nin de desteğini arkasına alıp, uluslararası hukuku ve Avrupa Birliği hukukunu hiçe sayarak, sığınma başvurularını askıya aldığını açıklamıştır. Avrupa Birliği, son açıklamasıyla, Avrupa Birliği değerlerini bir kenara koyarak uluslararası hukukun ve Avrupa Birliği hukukunun çiğnenmesine de göz yummaktadır.

Yunanistan’ın sığınmacılara yönelik hukuk tanımaz muameleleri Birleşmiş Milletler ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği dahil, çok sayıda uluslararası kuruluş ve sivil toplum kuruluşu tarafından da duyurulmuştur. Avrupa Birliği’ni ve Avrupa Birliği Kurumlarını, Avrupa ortak değerlerine saygı gösterilerek Avrupa Birliği Kuruluş Anlaşması’na ve Avrupa Birliği hukukuna uymaya çağırırız.

Avrupa Birliği, Türkiye’ye çağrı yapmak yerine önce verdiği sözleri tutmalı, 18 Mart Mutabakatı’nı bir bütün olarak kendisi uygulamalıdır.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *