Beyaz Amerika’nın tartışılamayan ırkçı terörü

Beyaz Amerika’nın tartışılamayan ırkçı terörü

Dylann Roof ve Patrick Crusius manşetlerde ilk sıraya yerleşse de Amerika’nın sorunları çok daha derinlerde yatıyor.

Independent Türkçe‘de, Andrew Buncombe imzası ile yayımlanan, “Beyaz Amerika toplu katliam yapan ırkçı katiller hakkında konuşmakta neden zorlanıyor?” başlıklı yazıda, ABD’de yapılan son saldırılar üzerinden ‘beyaz ırkçı terör’ tartışıldı.

Saldırganlar saatlerce yol tepmişti

Buncombe yazısında, Trump yönetiminin bu tür saldırıları ancak ‘akıl hastalığı’ ile açıklamaya çalıştığını ancak saldırılar öncesi yapılan hazırlıklar ve saldırılar arasındaki benzerliklerin tesadüften çok öte olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:

“2017’de New York’ta düzenlenen “beyaz üstünlükçülük” karşıtı bir gösteride Trump’ın yüzü “ırkçılığa şimdi son ver” sözleriyle kapatılmıştı (AFP)

Biri, siyahi kilisesine saldırmak için iki saat yol katederken, diğeri Hispanikler ve Meksikalılarla dolu olduğunu bildiği bir süpermarkete ateş açmak için 10 saat araç sürdü. Biri yarı otomatik tabanca, diğeriyse yarı otomatik tüfek kullandı.

Her ikisi de beyaz olmayanların (ülkeyi) ele geçirdiği iddialarına dair internetten ırkçı nutuklar paylaştı. Her ikisi de 21 yaşında beyaz erkeklerdi, iddialara göre içlerinden biri toplu katliam gerçekleştirmeye azmetmişti.

2015 yazında Güney Karolina eyaletinin Charleston şehrindeki Emanuel Afrika Metodist Episkopal Kilisesi’ne saldırarak Afrika kökenli 9 Amerikalı’yı öldüren Dylann Roof ile geçen hafta sonu El Paso’da bir Walmart mağazasında ateş açarak 22 kişiyi öldürmekle suçlanan Patrick Crusius arasındaki benzerlikler tesadüften çok öte.

Toplu katliamlara verilen tepkilerdeki benzerlikler de şaşırtıcıydı. Birçoğu, yaşananları fanatik ve aykırı tiplerin işi sayıp önemsiz göstermeye çalıştı; bunlar Donald Trump’ın deyişiyle “çok, çok ciddi derecede akıl hastası” kişilerdi.”

Beyaz üstünlükçülük ve ırkçı şiddet

Akıl sağlığı sorunlarının bu tür olayların çok küçük bir bölümünde etkili olduğunu belirten yazar Buncombe, esas nedenin beyaz üstünlükçülük ve ırkçı şiddet olduğuna dikkat çekti. Bu tür işleri yapmaya can atan çok fazla istekli çıktığını da vurgulayan Buncombe şöyle devam ediyor:

“Ulusun hisleri böylesi katliamlar karşısında kısa süreliğine şoka uğradığında, hatta bunun öncesinde, imdada genelde akıl sağlığı meselesi yetişiyor ve medya başka bir konuya geçiveriyor. Ancak yapılan çalışmalar, şiddet içerikli olayların sadece küçük bir bölümünde akıl sağlığının etkisi olduğunu gösteriyor.

Aksine bu durum şu çıplak gerçeği rahatlıkla örtüyor: Amerika Birleşik Devletleri, burada birçok kişinin görmezden gelmeye veya reddetmeye çalıştığı uzun ve utanç verici bir beyaz üstünlükçülük ve ırkçı şiddet tarihine sahip. Nitekim ulusun kökeni, beyaz insanların hükmetmek ve kontrol etmek için var olduğu fikri üzerine bina edilmiştir.

Üstünlük halini savunmak için şiddete ihtiyaç duyulduğundaysa, bu ister köleliği sürdürmek için savaşa girmek olsun, ister yerli halkların etnik temizliği ya da başarısız “Yeniden Yapılanma” dönemini takip eden yıllarda binlerce siyahinin linç edilmesi olsun, bu işleri yapmaya can atan çok fazla istekli çıkmıştır.”

‘Trump gibi bir başkana sahip olmaktan cesaret buluyorlar’

Buncombe makalesinde, ABD Başkanı’nın savunduğu gibi küresel ya da ulusal ölçekte beyaz aşırılıkçılık sorunu olmadığını iddia etmek, tam da FBI Başkanı Christopher Wray’e ve Donald Trump’a göre” ifadesini kullandı:

“ABD’de nefret suçlarını izleyen ulusal bir kurum olan İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (ADL), ülkenin en kötü yerli terör hadisesi olmayı sürdüren, 1995’te genç ve beyaz Timothy McVeigh’in Oklahoma şehri federal binasını havaya uçurması olayından bu yana geçen zaman zarfında 2018’in radikal sağcılar tarafından en çok cinayetin işlendiği yıl olduğunu açıklamıştı. The Atlantic dergisi de son 10 yılda aşırılıkçılıkla bağlantılı cinayetlerin yaklaşık 4’te üçünün yerli sağ kanat aşırılıkçılar, 4’te birininse İslamcı aşırılıkçılar tarafından işlendiğine dikkati çekmişti.

Yeni Zelanda’daki camilere mart ayında düzenlenen -ve El Paso saldırısı zanlısının da övdüğü- saldırılarda 50 Müslüman’ın öldürülmesinden sonra ABD Başkanı’nın savunduğu gibi küresel ya da ulusal ölçekte beyaz aşırılıkçılık sorunu olmadığını iddia etmek, tam da FBI Başkanı Christopher Wray’e ve Donald Trump’a göre.

Gerçekteyse, kendilerinin de size söyleyeceği üzere, Charlottesville’de ölümcül şiddete neden olan, Daily Stormer gibi web sitelerinin forumlarını işgal eden ya da Washington eyaletinin kuzeydoğusunda “Amerikan Tabyası” adı altında silah depolayan beyaz üstünlükçüler, Trump gibi bir başkana sahip olmaktan cesaret buluyor. Trump’ın göçmen “istilası” gibi söylemlerinin çoğu, bu tür grupların dedikleriyle paralellik gösteriyor.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *