NATO, aslında nedir?

NATO, aslında nedir?

ABD’nin lokomotifliğindeki NATO’nun kendisi; Türkiye için “açık ve dahi yakın” bir tehdit/bir tehlike unsurudur/odağıdır!

Devlet Bahçeli’nin ABD ve NATO hakkında son dönem sarf ettiği sözlerinden yola çıkan Tamer Korkmaz, “ABD’nin lokomotifliğindeki NATO’nun kendisi; Türkiye için “açık ve dahi yakın” bir tehdit/bir tehlike unsurudur/odağıdır!” vurgusunda bulundu.

Bugün Yeni Şafak‘taki yazısında, ABD/NATO/CIA ile FETÖ arasındaki bağlantıya dikkat çeken Korkmaz, “Türkiye; 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin hesabını, FETÖ’den ve de arkasındaki Derin Güç’ten (ABD/NATO’dan) harfiyen, kusursuz biçimde sormak zorundadır.

Darbe teşebbüsünün üzerinden neredeyse üç yıl geçtiği halde; Ankara halen daha oyalanmaktadır ve Adalet Bakanlığı Amerikan makamlarına halen ‘yeni kanıtlar’ sunmakla meşguldür!” ifadesini kullandı.

Tamer Korkmaz’ın işte o satırları:

MHP lideri, S-400’ler konusunda karar merciinin Türkiye olduğuna vurgu yaparak “ABD’nin sömürgesi veya eyaleti değiliz” dedi…

Bahçeli bu çıkışından bir gün önce de, ABD’nin S-400’lerle ilgili mektubunu şu sözlerle eleştirdi: “Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynuyorlar. Mektuba verilecek en kalıcı karşılık, buruşturup iadeli taahhütlü gerisin geriye göndermektir…”

***

Devlet Bahçeli, Zorba Devlet ABD’ye karşı hak ettiği karşılığın verilmesini her bir vesile dile getiren, getirmeye ihtimamla devam eden bir siyasi liderdir…

ABD’nin “içi boş” vaatlerine yahut beyanlarına güvenilerek mütemadiyen oyalanmak yerine; müttefik maskeli azılı düşmanımız olan bu Haydut Devlet ile en başta diplomasi olmak üzere her bir alanda “nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin” yolunu gösteriyor!

MHP lideri Bahçeli, Cumartesi günü İstanbul’da muhtarlarla buluştuğu kahvaltıda “Türkiye’nin NATO üyeliğinin sorgulanması gerektiğini” de söyledi ki…

Bu çağrısı, çok önemli ve kıymetlidir: Bir yerde “Arzın Merkezine Seyahat” niteliğindeki bir beyandır!

NATO, ASLINDA NEDİR?

Bahçeli’nin şu sözlerini dikkatle değerlendirmek gerekiyor:

NATO; ABD’nin arka bahçesi, demir yumruğu, oyuncağı, keyfi olarak onu alıp bunu atacağı küresel bir organizasyon değildir…

Eğer böyleyse; Türkiye, en başta NATO üyeliği olmak üzere tek taraflı işleyen uluslararası nitelikli tüm bağ ve bağlantıları derhal sorgulamalı, bağımlılık ve tutsaklık yaratan bütün bu oluşumlarla diyaloğunu kesmelidir…”

***

NATO, çok uzun yıllardır hep söylenegeldiği gibi “Türkiye’nin güvenliğini sağlayan veya teminat altına alan dost bir teşkilat” değildir!

“Türkiye için her daim bir güvenlik hattı, kuşağı, çemberi” olduğu falan gibi o bildik klişe laflar da göz boyamadır; hikâyedir!

Peki ya, nedir?

ABD’nin lokomotifliğindeki NATO’nun kendisi; Türkiye için “açık ve dahi yakın” bir tehdit/bir tehlike unsurudur/odağıdır!

Asla unutamayız, unutmayacağız:

ABD/NATO’nun FETÖ’sünün eliyle 15 Temmuz 2016’da giriştiği darbe kalkışması Türkiye’mizi “işgal etmeyi” amaçlıyordu.

İncirlik Üssü’nde, düşmanlarımıza cürmümeşhut yapıldığını da unutmayalım!

Türkiye; 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin hesabını, FETÖ’den ve de arkasındaki Derin Güç’ten (ABD/NATO’dan) harfiyen, kusursuz biçimde sormak zorundadır.

Darbe teşebbüsünün üzerinden neredeyse üç yıl geçtiği halde; Ankara halen daha oyalanmaktadır ve Adalet Bakanlığı Amerikan makamlarına halen “yeni kanıtlar” sunmakla meşguldür!

Oysa…

-Kanıttan bol bir şey yoktur; mal meydandadır.

CIA’in işin içinde olduğuna ve FETÖ ile birlikte darbeye teşebbüsünde yer aldığına dair “ziyadesiyle” delil vardır…

Kaldı ki; darbe işinin içindeki Haydut Devlet de “sahada fena halde yakalandığını” gayet iyi biliyor!

***

Haydut Devlet ABD’ye karşı tüm kozlar elimizde olduğu halde yani 15 Temmuz’dan bu tarafa “Ankara Washington’ı kovalayacağı” yerde…

Ne oluyor? ABD, enselendiği bu hayati mevzuyu geçiştiriyor, ipe un seriyor, hatta yok sayıyor!

Üstüne, bir de -hemen her krizde olduğu gibi- bizi S-400’ler bahsinde de, yaptırımlar uygulamakla tehdit ediyorlar.

-Hem suçlular; hem de “güçlü” takılıyorlar!

MADEM ÖYLE, GEL BÖYLE

Devlet Bahçeli’nin, S-400’ler bahsinde söylediği şu sözler; Haydut Devlet ABD ile her bir kapışmamız için geçerlidir, geçerli olmak mecburiyetindedir:

“ABD’nin hesabı varsa, Türkiye’nin de vardır…

Onların yaptırımları varsa, bizim de olacaktır…

ABD’nin vesayetine, asla tahammül edemeyiz!”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *