‘Düşüşün sorumlusu İSLAM değil MÜSLÜMANLAR’

‘Düşüşün sorumlusu İSLAM değil MÜSLÜMANLAR’

Ayşe Baykal: “Bugün karar zamanı; ya sorunları kabul edip kendimize çeki düzen vereceğiz ya da kolay yolu seçip sorunları gündeme getirenleri düşman ilân etmeye devam edeceğiz.”

Varlıkla sınandığımız zaman sınıfta kaldık

Ayşe Baykal / Odatv.com

2 Haziran tarihli yazımda; “Çocukları cemaat, vakıf gibi kurumların okullarında okuyan velilerin şikâyetlerini” dile getirmiştim.

Odatv’deki arkadaşlar yazıyı “Cemaatlerin okullarına giden çocuklar deist oluyor” manşetiyle verince bazı okurlar manşetteki sözü baz alarak olayı değerlendirmişler. Fotoğrafta başörtülü bir kadın olunca da al sana; “Kendi mahallesini kötüleyen bir kadın” profili…

Konuyla ilgili bir açıklama yapmadan önce Odatv’deki sevgili editör arkadaşları tebrik etmek istiyorum. Zira öyle bir “Damar manşet” kullanıyorlar ki, yazımdan çok manşet tartışılıyor.

Cemaatler hususunda kaleme aldığım her yazıda belirttim, bir kez daha yazayım. Ben cemaat, dernek, vakıf gibi oluşumlara karşı değilim. İster dini gerekçeyle ister sosyalleşmek amacıyla insanların bir araya gelme özgürlüğü vardır. Eğitimle ilgili “denetlendiği sürece” organize olmak da en doğal haklarıdır.

Ülke yönetiminde dolaylı da olsa söz sahibi olmak istemediği sürece cemaat veya vakıflara kimsenin karşı olacağını da zannetmiyorum. Görüş ayrılıklarımız olsa da biz zarar ve faydayı birlikte paylaşan bir milletiz. İnsanımızın; hukukçulara, din insanlarına, eğitimcilere, siyasetçilere güveni zedelendiğinde mutlu ve huzurlu bir toplum olma ihtimalimiz olabilir mi?

Sorunlarımızı ayıp olarak görmüyorum. Biz insanız; hata yaparız, gaflete düşeriz, nefsimize yeniliriz. Yaratıcı, bizden mükemmel bir varlık olmamızı beklemiyor ki. Samimi ve dürüst olmamızı istiyor (Münafıklığın tanımına bakınız). İstemediği çocuğunu cami avlusuna bırakan insanlar gibi istemediğimiz sorunların çözümünü Allah’a bırakıyoruz.

Bakınız, 2018 yılında Konda’nın yaptığı araştırmada “Dindar” olduğunu söyleyenlerin oranının 10 yılda yüzde 55’ten yüzde 51’e gerilediği görülmüş.

Kendisini “Ateist” olarak tanımlayanların oranı 3 kat artarak yüzde 1’den yüzde 3’e yükseldiği, “İnançsız”ların oranıysa yüzde 1’den yüzde 2’ye çıktığı tespit edilmiş.

Bununla birlikte oruç tutanların oranı yüzde 77’den yüzde 65’e gerilediği görülmüş.

Hatırlarsanız bir yıl kadar önce, Profesör Dr. İhsan Fazlıoğlu bir konuşmasında, yanına gelen başörtülü öğrencilerin “Tanrı tanımaz” olduğunu söylemiş, bunun sebebi olarak da  Ortak neden, sahnede dini temsil ettiğini söyleyen insanların eylemlerinin sonucudur” açıklamasını yapmıştı.

İster ateist, ister deist, ister dindar olalım; İslamiyet lehine olan rakamlardaki düşüşün sorumlusunun İSLAM değil MÜSLÜMANLAR olduğu hususunda mutabık kalabiliriz sanırım.

Her ideoloji, inanç vs. yoklukla ve varlıkla sınanır.

Biz yoklukla (yasaklarla) sınandığımızda sınıfı geçtik ama varlıkla sınandığımız zaman diliminde sınıfta kaldık.

Bugün karar zamanı; ya sorunları kabul edip kendimize çeki düzen vereceğiz ya da kolay yolu seçip sorunları gündeme getirenleri düşman ilân etmeye devam edeceğiz.

Her iki durumda da Allah’ı bu kararlarımıza karıştırmayalım lütfen. Zira kendisinin tavrı net: “Şüphe yok ki; bir topluluk, ahlâkını değiştirmedikçe Allah o topluluğu değiştirmez.”

aysbykl2018@gmail.com

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *