Yeni Akit yazarı Rasim Bolbol, “ABD ile dost olmak, düşman olmaktan daha tehlikelidir” diye yazdı.
Yeni Akit yazarlarından Rasim Bolbol, bugünkü yazısında Osman Gazi Köprüsü ve bağlantı otoyol geçiş ücretlerine yılbaşında fahiş oranda yapılan zammı konu aldı. Zammı yapanların ‘kapı gibi sözleşmelerini gösterip işin içinden sıyrıldıklarını belirten Bolbol, yazısının ikinci bölümünde ise ABD ile ilişkilere değindi. Bolbol, “ABD, samimiyetsiz, ikiyüzlü, kaypak bir terör devletidir. Onunla dost olmak, düşman olmaktan daha tehlikelidir.” vurgusunda bulundu.
“Devlet vatandaşını mı koruyacak, milyar dolarlık şirketleri mi?” başlıklı yazısında Rasim Bolbol şunları yazdı:
Türkiye’de devlet-birey ilişkileri konusunda büyük bir paradoks yaşanıyor. Devlet vatandaşını koruma konusunda hassasiyet göstereceğine, vatandaş kendisini devletten korumaya gayret ediyor.
Bu, tabii ki geçmişten tevarüs ettiğimiz bir sorun. AK Parti iktidarıyla birlikte, bu sıkıntının ortadan kaldırılmasına yönelik pek çok adım atılmasına rağmen, hâlâ tam anlamıyla başarılı olunduğunu söyleyemeyiz.
Evet, her şey değişiyor, lakin kafalar yeterince değişmediği için vatandaşın haklarını koruma konusunda istenilen ölçüde yol kat edilemiyor.
Dilerseniz, ne demek istediğimizi güncel bir örnekle izah etmeye çalışalım…
Biliyorsunuz, Osman Gazi Köprüsü ve bağlantı otoyol geçiş ücretlerine yılbaşında fahiş oranda bir zam yapıldı. Diğer köprü ve otoyol geçişlerinde artışa gidilmezken, Osman Gazi’de geçen yıl 71,75 TL olan otomobil geçişi, birden 103,05 TL’ye çıkartılıverdi.
Yüzde 43,6’lık bir zam söz konusu…
Peki, böylesine yüksek oranda bir zammın gerekçesi ne olabilir?
Osman Gazi Köprüsü’nün işletmecisi olan Otoyol A.Ş.’nin genel müdürü Bülent Esendal’a göre sebep belli: Döviz kurundaki artış…
Kendisi, Osman Gazi Köprüsü’nün yap-işlet-devret projesi kapsamında bulunduğunu, bu kapsamdaki köprü, otoyol ve tünel geçiş fiyatlarının da devletle projeyi alan şirketler arasında imzalanan sözleşmelere göre belirlendiğini söylüyor. Yani açık açık “Bizim zamla bir alakamız yok, sadece sözleşmeyi uyguluyoruz” diyor.
Hülasa, yaptıkları zam, döviz kurundaki artışı sollamış olmasına rağmen, işletmeci firma, göğsünde yumuşattığı topu usta bir şekilde devlete atıyor. Elindeki “kapı gibi(!)” sözleşmeyi öne sürüp, bir anda işin içinden sıyrılıveriyor.
Eee, haksız da değiller hani… Yukarıda da dedik ya, vatandaşını korumak devletin asli görevidir. Devlet bu konuda gerekli özeni göstermediği takdirde, meydan da işte böylelerine kalır.
BİR DEFA DAHA TEKRAR EDİYORUZ: ABD İLE DOST OLMAK, DÜŞMAN OLMAKTAN DAHA TEHLİKELİDİR
Her fırsatta tekrar etmeye çalışıyoruz. Elimizden geldiğince üzerinde durmaya gayret ediyoruz. Deyim yerindeyse, dilimizde tüy bitti.
Bıkmadan usanmadan diyoruz ki: “ABD, hiçbir zaman Türkiye’nin dost ve müttefiki olmamıştır, öyle gözüküyor ki bundan sonra da olmayacaktır.”
Yalan mı? Tabii ki değil…
Zaten, dostumuz değil, can düşmanımız olduklarını, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun son açıklamaları da teyit ediyor.
Baksanıza, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü Twitter’da Türkiye’yi “totaliter İslamcı diktatörlük” olarak tanımlayan mezkur hadsizin, bu defa da PYD/YPG terör örgütünü Kürtlerle özdeşleştirip “ABD, Türklerin Suriye’de Kürtleri kıyıma uğratmamasını güvence altına almaya çalışıyor” dediği ortaya çıkıyor.
Yanlış okumadınız, Suriye’den çekileceğini açıklayarak Türkiye’ye büyük bir jest(!) yapan Donald Trump’ın Dışişleri Bakanı söylüyor bunları…
O halde, bir defa daha yinelemekte fayda var:
ABD, samimiyetsiz, ikiyüzlü, kaypak bir terör devletidir. Onunla dost olmak, düşman olmaktan daha tehlikelidir. Son günlerde, “ABD ile stratejik ortaklığımızın süreceğini” sıklıkla dillendirenler, tüm bu yaşananlar ışığında, ayıdan post, ABD’den dost olmayacağı gerçeğini bir defa daha hatırlarına getirmelidir.
Bizden uyarması…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *