Yeni Akit gazetesinde bugün, Akif Bedir imzası ile yayınlanan yazıda, Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan çarpıklıklara işaret edilirken, sokaktaki insanın en sağlıklı tespitleri yapan gözlemci olduğu belirtildi.

“Millet soruyor, sorguluyor artık” başlıklı yazısında, “Ülkede iyi gitmeyen bir şeyler var ve soran, sorgulayan, hesap sorarak doğruyla yanlışı ayrıştırabilen yani ‘sorgulama kültürü’ oluşan toplum artık bu durumu, sebeplerini, sonuçlarını sorgulayıp kararlar alıyor.” diyen Akif Bedir, şöyle devam ediyor:

Sorgulama kültüründen uzak, her yapılanı doğru yanlış demeden onaylayan ve takım taraftarlığı gibi ölümüne destek veren bir toplum yok artık. Doğruyu yanlışı sorgulayan, ülkenin ve kendi geleceğinden endişe duymaya başlayan bir toplum yapısı oluştu ve artık sorguluyor.

Bireysel ve toplumsal sorumluluklarının bilincinde, araştıran, sorgulayan analitik düşünebilen, özgüven sahibi, evrensel değerleri dikkate alan, kültürel ve bireysel farklılıkları kabul eden bir bakış açısı yakalayan sokaktaki insan en sağlıklı tespitleri yapan gözlemcidir ve sokakta riya yoktur.

Sokak izlenimlerimi, milletin duyarlılıklarını ve tepkilerini kaleme alıp devlet büyüklerine duyurmayı ben de borç bilip köşeme taşıyorum.

Millet her türlü cezanın misliyle artırıldığı bir ülkede sınırdan kaçak içeri giren yabancıya maaş bağlanmasını sorguluyor. Kendi vatandaşına ceza, dışarıdan kaçak gelene maaş sorgu kapsamında.

Yılbaşından itibaren elektrik fiyatları konutlarda yüzde 30, sanayide yüzde 50’ye varan oranlarda artırıldı. Aynı şekilde doğalgaz fiyatlarına yılın başından beri yapılan zam yüzde 30’u buldu. Emekli, memur maaşına arada yapılması gereken zam ise, yılbaşını bekliyor..

2019 yılı bütçesinde 117.3 milyar faiz ödenmesine yer verilirken 35 yıl hizmetiyle emekli olan bir öğretmene 103 bin TL ikramiye, 2700 TL maaş bağlanıyor. Bir başka çarpıklık da işçi emeklisi farkında. Devletten emekli olan işçi 250 bin TL ikramiye alırken 5000 bin TL’nin üzerinde maaş bağlanabiliyor.

Türk-İş’in araştırmasına göre, Haziran’da 4 kişilik ailenin açlık sınırı 1714 TL, yoksulluk sınırı 5 bin 584 TL olarak hesaplanan ülkemde yerel seçimler için AK Parti’ye 335 milyon 526 bin TL, CHP’ye 178 milyon 564 bin TL, HDP’ye 92 milyon 238 bin TL, MHP’ye 87 milyon 508 bin TL, İYİ Parti’ye 78 milyon 520 bin TL veriliyor. Ekonomik savaşı sadece milletin vermesi tepki konusu.

Güneydoğu’da kaçak elektrik kullanımı yaygın iken, sayaç takmak isteyen yetkililer darp edilirken, kaçak elektrik kullananlar biz sayaç taktırmayız diyerek yol keserken; namuslu vatandaş artık sahtekârların kaçağının parasını ödemek istemiyor ve isyan ediyor. Bu ülkede namuslu olmak suç mu diye sorguluyor artık.

Dünya; uzayda hayat var mı diye araştırırken benim askerim görev yerinde soğuktan donuyor.

MHP seçmeni cumhur ittifakıyla kurulan birlikteliği ve sonuçlarını sorgularken ve Devlet Bahçeli İstanbul için aday çıkarmayacaklarını açıklarken AK Partili yetkililer televizyon kanallarında biz büyük partiyiz, biz her yerde aday çıkarırız gibi yaralayıcı söylemleriyle milliyetçi seçmeni küstürüyorlar. MHP ile bir ittifak olsa bile MHP seçmeni oy vermeyeceğini ısrarla beyan ediyor.

İki, üç dönem vekillik yapanlara yetmezmiş gibi bir de Genel Müdürlük koltuğu tahsis ediliyor. O da kıyak yapıp eski vekil arkadaşlarını yönetim kurullarına atıyor. Emekli, memur sürünürken bunlar birkaç imzaya birkaç kat fazla para alıyorlar.

FETÖ ile mücadelede yapılan yanlışlar sınırları zorluyor. Çocuğu dershaneye gitti diye işten atılanlar, Bank Asya’dan havale yaptı diye işine son verilenler mevcutken ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilenler hakkında işlem bile yapılmadığı iddiaları kafaları karıştırıyor.

Adalet herkese lazım, adaletin olmadığı yerde riya olur, anarşi olur.