Mevdudi’nin ‘Hikmet ve Güzel Öğüt’ yorumu

Mevdudi’nin ‘Hikmet ve Güzel Öğüt’ yorumu

Nasihat ederken muhatabın inatlaşmasına izin verilmemelidir. Bahis mevzuu olan konu ona sade ve temiz bir şekilde anlatılmalıdır ve her türlü nasihat, telkin ve ikazlara rağmen fikrinden ve inancından vazgeçmiyorsa, öyle bırakılmalıdır.

MEVDUDİ’NİN ‘HİKMET VE GÜZEL ÖĞÜT’ (Nahl, 125) YORUMU

Mehmed Durmuş

“Hikmet, tebliğ ve teklin sırasında budalaca ve şuursuzca davranmamak; aksine muhatabın zihniyetine, meyline, kabiliyetine, istidadına ve içinde bulunduğu şartlara göre akıllıca ve ölçülü konuşmak, vaaz ve nasihatte bulunmak demektir. Herkes aynı muameleye tabi tutulmamalıdır. Her bölge, her grup ve her kişinin mizacına ve tabiatına uygun olarak hareket edilmelidir. Söz konusu olan milletin ve halkın başlıca hastalığının ne olduğu araştırılmalı ve ona göre ilaç ve tedaviye başvurulmalıdır. Hastalığı kökünden giderici çareler aranmalıdır.”

“İyi nasihat iki mana taşımaktadır: Birincisi, dinleyici yalnızca delillerle tatmin edilmeye çalışılmamalı, ayrıca duygularına da cevap vermeye dikkat edilmelidir. Kötülükler ile saplantılar sadece akıl ve mantık yoluyla reddedilmemeli, insan tabiatında bu gibi duygu ve davranışlara karşı bulunan nefret ve tiksinti de iyice kamçılanmalı ve bunların kötü sonuçları hakkında ikazda bulunulmalıdır. Hidayet ve salih amelin iyi tarafları sadece akıl ve mantık açısından anlatılmamalı, bunlara ilgi ve rağbet de uyandırılmalıdır.”

“İyi nasihat’in ikinci manası samimiyet, iyilik ve hayırseverliktir. Nasihat ciddi ve samimi bir şekilde yapılmalıdır. Nasihat edilen şahıs, kendisine hakaret edildiği ve kendisinin küçük görüldüğü hissine kapılmamalıdır. Nasihat eden yüksekten ve büyüklük kompleksiyle telkinde bulunmamalıdır. Onu dinleyen kişiler, onun kendilerini ıslah etmeyi candan istediğini bilmeli ve gerçekten kendi iyiliklerini düşündüğü izlenimini almalıdırlar.”

“Konuşma, münakaşa ve fikir alış verişi münazara ve kavga şeklinde olmamalıdır. Hele bu konuşmalar akıl cambazlığı ve zihin güreşi şeklinde hiç olmamalıdır. Saçma sapan itirazlara, gereksiz ve yersiz iftira ve ithamlara, istihfaf, alay, hiciv, demagoji ve taşlamaya yer verilmemelidir. Amaç, karşı tarafı bağırıp çağırarak susturmak ve gürültü patırtı yapmak olmamalıdır. Nasihat eden, aksine tatlı dilli ve tatlı huylu olmalıdır. Son derece sabırlı, kibar ve nazik olmalıdır. İleri sürdüğü deliller makul ve akla, mantığa uygun olmalıdır; ayrıca kalbe de girmelidir.

Nasihat ederken muhatabın inatlaşmasına izin verilmemelidir. Bahis mevzuu olan konu ona sade ve temiz bir şekilde anlatılmalıdır ve her türlü nasihat, telkin ve ikazlara rağmen fikrinden ve inancından vazgeçmiyorsa, öyle bırakılmalıdır.”

(Mevdudi, Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamber, Ank-1984, I/143). 

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • mbozac
    3 Şubat 2018, 20:20

    evet, nasihat öncelikle samimiyettir.

    REPLY