İnşalalh hepimiz hep birbirimizin yapması için bekleyip durma alışkanlığımızdan bir an önce kurtuluruz. Yani hepimiz yoldan çekilmesi gereken kayaya bir el verebiliriz.
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar
vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde.
“Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu kral.
Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
“Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.”
Umarım pek çoğumuzun engellere bakış açısı da böyledir.Her engel gerçekten yaşam koşullarımızı daha da iyileştirecek bir fırsat mıdır ? Evet fırsattır diyorsanız engellerden korkmanıza, yürüyüşünüzü yavaşlatmanıza gerek yok.Fakat her engeli bir külfet olarak görüyor ve sürekli yakınıp duruyor ve hiçbir şey yapmadan gününüzü öylece geçiriyorsanız yol alamazsınız. Zaten ancak herşeye rağmen yol alanlar engellerle karşılaşırlar. Yol alma zahmetinde dahi bulunmayanlar yaşamları üzerinde bir sıkıntı ya da engel ile karşılaşmazlar. Fakat başarıya laşmak ya da elde etmek istediğimiz şeyi kazanabilmek için menzile varmak gerekir. Hiç yol almayıp oturduğu yerden ağızlarını oynatarak sürekli sözler sarf edenler aslında hiçbir şey yapmayan kimselerdir. Değerlerinizi sürekli konuşarak bir değere dönüşemezsiniz. Eğer sahip olduğunuz değerleri başkalarınında sahip olmasını istiyorsanız bu değerlere ulaşmak için yürümek yol almak zorundasınız. Ve kendinizden bir şeyleri de feda etmek zorundasınız. Bir yanınız zorluklara gögüs germeden rahata eremezsiniz. Tabi tüm bunları yapıyorken olayların sonuna takılıp kalmamalısınız. Sürekli sonunu düşenen kişi başarılı olamaz. Yani sizler asalarınızın bir ejderhaya dönüşmesini beklemeden elinizdeki asaları atabilmelisiniz.
Çevremizde tıpkı hikayemizde anlatıldığı gibi her işi başkalarından bekleyen ne kadar çok insan var. Önlerinde ki bir engeli hep bir başkasının kaldırmasını bekleyen bir yığın kardeşleriniz var. Yol açılırsa o yolda yürüyecek. Fakat açık değilse etrafından dolanacak ama hiçbir şekilde engeller ile yüzleşmeyecek.Emek sarfetmeyecek, çilelere talip olmayacak. Bu anlayış hepimizinde şahit olduğu gibi sürekli eleştiren sorumluluk almayan kişilerin sayısını oldukça çogalttı. Böylelikle eleştirmek ama herşeye bir mana bulmak ama hiç eleştiri konusu yaptığı konuları acaba ben yapabiliyormuyum dememek gibi bir alışkanlığımız oldu.
Bu gün her zamankinden daha fazla yol işçiliği yapacak kardeşlerimize ihtiyacımız var. Yolumuz üzerindeki engelleri etrafından dolaşmayan sonrasında gelecek kardeşleri için yolu açık tutacak kişilere ihtiyacımız var. İnşalalh hepimiz hep birbirimizin yapması için bekleyip durma alışkanlığımızdan bir an önce kurtuluruz. Yani hepimiz yoldan çekilmesi gereken kayaya bir el verebiliriz. Yoksa inananın kayanın etrafından dolaşmak bizlere epey bir fazla zaman kaybettirecek. Bir şeylerimizin eksilmesinden bir şeylerimizi kaybediyor olma korkularımızdan bir an önce uzaklaşmalıyız. Bir şeylerin olmasını istiyor isek bir şeylerimizin eksilmesine razı olmalıyız.
İnşallah böylesi kardeşlerimizin sayısı artar. İnanın bu kardeşlerimize hepimizin çok ihtiyacı var.
Selam ve dua ile…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *