Ama söyleyeyim dostane cinsinden, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır..
Bütün bu olup bitenleri haksızlık olarak görüp görmemek de Müslümanların basiretine kalmış!
Bu engelliler de çok oluyorlar yani!
Allah’tan belalarını mı istiyorlar ne?
Onlardan birine gözleri görmediği halde iş imkanı verilmiş, o da şükredeceği yerde nankörlük yapmaya koyulmuş!..*
Bak sen şu densizin yaptığına!
***
Ne güzel asgari ücretle iş bulmuş ve mutlu azınlıklar sınıfına dahil olmuşken, aldığı ücretten, çalışma koşullarından, taşerondan filan müşteki olmaya ne gerek vardı?
Üzerine elzem miydi, yaklaşık on iki milyon işsizin, bir o kadar da yoksulluk sınırının altında yaşayanların olduğu bir vasatta aldığı ücretten şikâyet etmek?
Hem de koskoca bir Bakan’a!
Hiç olacak iş miydi şimdi bu; üstelik tam da seçim arifesinde?
Yok efendim, yok!
Nankörlüğün bu kadarına da pes doğrusu!
Kabahat devlette, niye iş veriyor ki hem de görmeyen birine?
Tutmuş, bir de asgari ücretle taşeronun himayesine vermiş, daha ne?
Sosyal güvence var; eh, çok şükür, her bir şeyi karşılayacak maaş da bağlanmış!..
Değme keyfine!
***
Tövbe estağfurullah!
Şu hale bakın!
Devletin imkânlarını en iyi şekilde kullanan hazretler, kendi insanına tepeden tepeden bakıyorlar!
Görmüyormuş da hal böyleyken iş vermişler de; asgari ücretin, taşeronun nesi varmış da; söylenmiş durmuş garibim vatandaşa; Bakan ya, muktedir ve egemen ya!
Kim ne diyebilir ki?
Hiç olmazsa kördür diye başını çevirmemiş, durup adam yerine koymuş dinlemiş!
Abese suresi mi aklına geldi ne…
Diyeceğim ama öyle olsaydı şayet, garibim vatandaşı konuştuğuna pişman eder miydi hiç?
Neleri uyuyor ki Hz. Muhammed örnekliğine, bizim aklımıza gelene de şaşmak lazım ya, neyse!
***
Hem muhakkak karşı partidendir o!
AKP’den olsaydı şikâyet eder miydi halinden, hazır iş bulmuş teşekkür etmez miydi, bunun için sarılıp öpmez miydi hemencecik Bakan’ın ellerinden?
Kesinlikle ya CHP’li ya MHP’li ya da başka bir partilidir o!
AKP’den mümkün mü çıksın böylesi bir nankör, böylesi bir haddini bilmez!
İspatı ortada işte!
Baksanıza seçim meydanlarına, şükredenlerle dolu!
Necip Türk milletine de bu yakışır yani!
Hepsi birden mutlu, hepsi bahtiyar..
Hiçbir dertleri, hiçbir tasaları yok mübareklerin!
***
Aklıma gelmişken sorayım: Müslümanlar ne zamandır bu konularda konuşmuyorlar?
AKP’yi vazgeçtik Müslümanlıktan ( Tövbe haşa!) insan merkezli olumsuz ekonomik tavırları nedeniyle ne zamandır eleştirmiyorlar?
Cevabını da ben vereyim bari: Mübarekler, yaklaşık dokuz yıldır dilleri lal olmuş konuşmaz oluvermişler..Konuşanlar da konuşmayanlara göre ya sosyalist ya komünist ya mal mülk düşmanı ya da özgürlükler ayağına geleceğini karartmaya niyet koymuş siyasetten bihaber basiretsiz tipler!..
Veya Kur’an’ın malla, mülkle, zenginlik ve yığmakla, paylaşmakla, varlıkta ve yoklukta infakla ilgili ayetlerini bağlamından koparıp çarpıtmayı üstüne vazife edinmişlerden!
Hem ne diyor bazılarımız?
Allah nimetini kulunun üstünde görmek istermiş!
Nimet ekmek, para, mal mülk, makam mansıp oluverince, elbette!
Kur’an mı, o zaten hazır elde var bir cepte!
Ama söyleyeyim dostane cinsinden, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır..
Bütün bu olup bitenleri haksızlık olarak görüp görmemek de Müslümanların basiretine kalmış!
***
Ama ne yazıktır ki şimdi bu tür konulardan bahsetmek caiz değildir bir bilenlerimize göre!
Büyük büyük hedeflerimiz var bizim çünkü!
Onlar gerçekleşinceye kadar yoksulluktan, fakir fukaralıktan, borçlu yaşamaktan insanlar sürünmüş, insanlar mağdur olmuş kimin umurunda?
Sıkıversinler dişlerini yahu!
Sabretsinler şöyle bir dört -beş sene daha, o da yetmez 2023’e kadar; fakir fukara denilenler, yoksulluk sınırının altında yaşayanlar!
Ne derler eski bilmişler; “Sabreden derviş muradına ermiş..”
Boşa mı çıksın bu canım söz şimdi?
Ha, 2023’ü görürler mi, onu ben bilemem, tabii ki Rabbimize kalmış!
***
Bir garip durum bu..
Sorulduğunda “Makam ve mevkiler gelip geçicidir, biz buralarda emanetçiyiz” diyenlerin, böylesi sorgulamalar karşısında ne hikmetse kibirlerinden yanlarına varılmıyor..
Ben de karşılaştım böyle tiplerle..
İnsanla yüzlerini dönerek konuşuyorlar!..
Ve sen ne dersen de, onlar yine bildiklerini okuyorlar!
İyilik yapmışlarsa bir de aynen bu olayda olduğu gibi, insanın kafasına kafasına vuruveriyorlar!
Sanki mahkeme kadıya mülkmüş gibi..
Sanki o makamları insana hizmet amaçlı kullanacaklarına söz vermemişler gibi..
Sanki kendi mallarından veriyormuşçasına..
Üstelik Kur’an’ın yaptığınız iyilikleri takaza yapmayın (başa kakmayın) uyarısına rağmen..**
Müslümanlar sonuçta, öyle diyorlar her fırsatta; hatırlatmak da bizden Müslümanlıklarının gereğini; hem de hizmet ettikleri sistemin çarpıklığını, sahih İslam düşünce geleneğine uymadığını, Hz. Muhammed örnekliğiyle bağdaşmadığını bilmemize rağmen..
Kaale alırlar, almazlar, kendileri bilirler..
Ve çok da matah işler yapmıyorlar aslında..
Öykünüp durdukları Batı, coğrafyalarındaki şekil değişikliklerini çoktan hallettikleri gibi, bireylerine sosyal refahı da çoktan sağlamışlar, konumuz bu olduğuna göre hatırlatayım dedim sırası gelmişken!
***
Hülasa..
Biteviye siyasi basireti önerenlerin öngörülerine tabi olurken hepten basiretsiz olup çıktık vesselam..
Engelli bir vatandaş hatırlatmış ne güzel gerçeklikleri; şeklen engelli ama gönlü açık belli ki ve üstelik koskoca Bakan’a eleştiri yapacak kadar da cesaretli..
Darısı, dokuz yıldır gözleri bağlanmış bizim gibilere!
* “Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Batman’daki incelemeleri sırasında Bölge Devlet Hastanesi’nde engelli Nurullah Mehmetoğlu’nun, “Asgari ücretle çalışıyoruz. Koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz” demesine sinirlenerek, “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne yapalım?” diye çıkıştı.”..(15 Mayıs. 2011.Ajanslar)”
** Müddesir 74/6 : “Yaptığını çok görerek başa kakma.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *