İskender korsana “Hangi cesaretle denizlerde saldırganlık yapıyorsun?” şeklinde hesap sormaya kalkıştığında, korsan, haklı olarak şöyle cevap verir: “Sen hangi cesaretle tüm dünyaya saldırabildin?”
Yaşadığımız zaman diliminin, yıllardır doğru cevabını bekleyen en “can alıcı” sorusunun başlıktaki soru olduğunda kuşku yoktur. Ülkelerin işgaline, kadın, çocuk, yaşlı demeden insanların başlarına füze yağdırılmasına gerekçe oluşturan “terör” ve “terörist” mefhumlarının ne olup, ne olmadığının netleştirilmesi insanlığın önündeki en önemli görevlerden biri olsa gerektir.
Bugün, medyada en çok kullanılan ve yeryüzü egemenlerinin dilinden en fazla duyulan kelimeler arasında bulunmalarına rağmen, bu kelimelerin neye tekabül ettiğini gerçekte kimse bilmemektedir. Zira bu kelimeler dünya istikbarı açısından kullanışlı bir silah işleviyle teçhiz edilmiş durumdadır ve yıllardır bu işlev için hoyratça kullanılmaya devam edilmektedir.
S. Arabistanlı bir Müslüman olan ve emperyalist işgal güçleriyle mücadele amacıyla yıllardır Afganistan bölgesinde bulunan Usame bin Laden’in, ABD işgal güçlerince gerçek boyutları dünya kamuoyundan saklanan karanlık bir operasyonla katledilmesi ile birlikte söz konusu sözcükler yeniden yaygın şekilde tartışılmaya başlanmış bulunuyor.
Objektif cevapları aranmak yerine, güç ve egemenlik ilişkilerinde operasyonel bir silah olmayı sürdürdükleri içindir ki bu tartışmalar şimdilik bir sonuca ulaşacak gibi de görünmüyor. Netice olarak da, “terör”ün ne olduğu ve kimin “terörist” olduğu soruları, ilk defa bugün gündeme gelmişçesine tazeliğini koruyor.
Mesut Karaşahan, Pınar Yayınları’ndan çıkan “Terörün Efendileri” adlı kitabında William Blum’un bir cümlesini aktarıyordu: “Terörist, bombası olup da hava kuvvetleri olmayan kişidir.”
Evet, dünya istikbarının dilindeki “terör” ve “terörist” kelimelerinin neye tekabül ettiğini çok iyi anlatan bir tanım bu. Bir kenti bombalayıp içinde yaşayanlarla birlikte yakıp yıksanız da, bunu hava kuvvetleri veya kıtalar arası füzelerle yapıyorsanız, adınız terörist değil devlet oluyor. Hem de süper devlet! Oysa, dünya istikbarına karşı mazlumların yanında yer alıyorsanız ve bir de hava kuvvetleriniz de yoksa elinize tek bir tabanca almasanız da terörist olarak adlandırılmaya mahkûmsunuz!
Günümüzün en yalın gerçeği olan bu büyük saptırmaca, bana “Büyük İskender”le korsan arasında yaşandığı aktarılan diyaloğu hatırlatıyor.
Noam Chomsky’nin “Korsanlar ve İmparatorlar” adlı kitabını okuyanlar bilir. Chomsky bu kitabında, St. Augustine’den naklen, “Büyük İskender”le, Akdeniz’de onun askerlerince yakalanan bir korsanın hikâyesini anlatır.
İskender korsana “Hangi cesaretle denizlerde saldırganlık yapıyorsun?” şeklinde hesap sormaya kalkıştığında, korsan, haklı olarak şöyle cevap verir: “Sen hangi cesaretle tüm dünyaya saldırabildin? Ben sadece küçük bir gemiye sahip olduğum için hırsız diye adlandırılıyorum. Sen ise aynı şeyi çok büyük donanmayla yaptığın için imparator diye adlandırılıyorsun.”
“Büyük İskender”le, Akdeniz’de gemileri yağmalayan korsan arasında geçtiği söylenen bu diyalog, asırlar sonra günümüzdeki güç ve egemenlik ilişkilerine de ışık tutucu mahiyettedir.
Şayet terör, insanları dehşete düşürerek sonuç almak maksadıyla hedef gözetmeksizin insan öldürmeye yönelmek demekse, ki bence terör kelimesinin karşılığı budur, bu fiilin en büyük temsilcisinin Amerika Birleşik Devletleri olduğuna kim itiraz edebilir?
Bugün medyanın ve politikacıların dilinden düşmeyen “terör” ve “terörist” sözcükleri, yalan dolanlarla ülkeleri işgal eden, gün aşırı katliamlar yapan, kitle imha silahlarını kullanmaktan imtina etmeyen bu “süper terörist”in tanımladığı ve işgal ve sindirme aracı olarak teçhiz ettiği sözcüklerdir.
Tabii ki, yukarıda tanımlamaya çalıştığımız gerçek anlamıyla terör, en büyük temsilcisi ve icracısı o olsa da ABD’ye mahsus bir yöntem ve fiil değildir. Dünyada, terör olarak niteleyebileceğimiz ölçüsüz şiddet anlayışını bir yöntem olarak benimsemiş birçok odak vardır. Bu odaklar arasında hava kuvvetleri olan da, olmayan da mevcuttur.
Vicdan sahibi insanlara düşen, hiçbir ayrım yapmaksızın, terörün bir yöntem olarak benimsenmesine ve kullanılmasına karşı çıkmaktır. Tabii bunu yaparken, küresel korsan “Büyük İskender”le, onun zulmüne karşı durmak adına, Akdeniz’i kullanan birkaç ticaret gemisine saldıran korsanı aynı kefeye koyma yanlışına düşmeden…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *