Erdoğan: “Serbest piyasa ekonomisini güçlendirdik”

Erdoğan: “Serbest piyasa ekonomisini güçlendirdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin en büyük avantajı, sorunların finans kesiminden kaynaklanmıyor olmasıdır. Bankalarımız şu anda tüm göstergeleriyle sapasağlam ayakta.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TESK Genel Kurulu’na katıldı. Grand Ankara Otel’de gerçekleşen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİ KURUMSALLAŞTIRDIK

Konuşmasında, “Cumhuriyetimizi kurduğumuzda, dönemin şartları ve eğilimleri gereği, önce devletçi ekonomiyi tercih ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok partili siyasi hayata adım atılmasının ardından karma ekonomiye geçildiğini belirterek, “Rahmetli Özal’la birlikte de ülke olarak tercihimizi serbest piyasa ekonomisinden yana kullandık. Biz de Ak parti döneminde, ülkemizi dünyaya açarak serbest piyasa ekonomisini güçlendirdik, kurumsallaştırdık, geliştirdik. Bu sayede, ülkemizi büyütmek, zenginleştirmek için ihtiyacımız olan uluslararası yatırımları Türkiye’ye çekmeyi başardık. Ülkemizi 3,5 kat büyütürken, satın alma paritesine göre dünyanın 13’üncü, millî gelire göre de 17’nci ekonomisi hâline getirdik. Türkiye’nin bugün de tercihi ve uygulamaları serbest piyasa ekonomisinden yanadır. Döviz kurundaki dalgalanma başta olmak üzere, ekonomimizi olumsuz yönde etkileyen tüm hadiseleri, serbest piyasa çerçevesinin dışına asla çıkmadan çözmenin mücadelesini veriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benzer sorunlarla karşılaşan kimi ülkelerin, bunları demokrasiye ve serbest piyasa ekonomisine uymayan yöntemlerle nasıl çözdüklerini de gayet iyi biliyoruz. Ama biz, bu yollara tevessül etmedik, etmeyeceğiz. Esasen, son dönemde karşılaştığımız hadiselere baktığımızda, ülkemize yönelik gizli açık saldırıların, ne demokrasimizdeki eksiklerle ne serbest piyasa ekonomisi kapsamındaki sorunlarla ilgisinin olmadığını görüyoruz. Bu sürecin en önemli belirleyicisi, dünyadaki ekonomik eğilimlerin değişmiş olmasıdır. Küresel düzeyde finans ve üretim alanındaki yatırımlarda dolaşan paralar, bir süredir belirli merkezlerde toplanmaya başlamıştır. Uluslararası yatırımlardaki daralmayı, bu eğilimden dolayı anlayışla karşılayabiliriz.”

Benzer göstergelere sahip olan gelişmekte olan ülkelerin, bu değişimden olumsuz yönde etkilendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak Türkiye, özellikle son birkaç yıldır, gelişmekte olan ülkelerin ortalama seyrinden farklılaşan, daha olumsuz bir görüntü içindedir. Mesele demokrasi veya serbest piyasa ekonomisi olmadığına göre, burada bir başka sorunla, bir başka durumla karşı karşıyayız demektir. Elbette bunları söylerken, demokrasimizi daha ileriye taşımak, ekonomimizi daha geliştirmek için atmamız gereken adımlar olduğu gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Vurgulamak istediğim husus, yaşadıklarımızın, eksiklerimizin, gediklerimizin, yapısal sorunlarımızın ötesinde bir anlama sahip olduğudur” diye ekledi.

BANKALARIMIZ SAPASAĞLAM AYAKTA

Konuşmasında “Zor dönemler zor kararlar vermeyi ve uygulamayı gerektirir” vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de ülkemizin içinden geçtiği dönemin nezaketine ve önemine uygun kararlar almaktan ve uygulamaktan asla çekinmiyoruz. Cumhurbaşkanı olarak şahsımın koordinasyonunda, ekonomi yönetimimiz başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarımızla gece gündüz çalışıyoruz. İş dünyamızla, ihracatçılarımızla, yatırımcılarımızla, KOBİ’lerimizle, esnaf ve sanatkârlarımızla da her fırsatta istişare ediyor, birlikte neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Döviz kurundaki dalgalanmayı önlemeye yönelik pek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki günlerde yeni adımlarımız olacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin en büyük avantajı, sorunların finans kesiminden kaynaklanmıyor olmasıdır. Bankalarımız şu anda tüm göstergeleriyle sapasağlam ayakta. Paranın ürkek olması, tabii ki finans kesimini aşırı ihtiyatlı davranmaya itiyor. Kur, faiz ve enflasyon dalgalanması istikrara kavuştukça, finans kesimi daha cesur hareket etmeye başlayacaktır” açıklamasında bulundu.

1994 ve 2001 KRİZLERİYLE BENZERLİK YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hedefimiz, üretimi, verimliliği ve tasarrufu esas alan bir ekonomik anlayışı yerleştirerek, yaşadığımız sıkıntıların üstesinden gelmektir. Böyle dönemlerin en önemli hastalığı fırsatçılıktır. Bankalar kredi faizlerini aşırı şekilde yükselterek ve kredi musluklarını kısarak reel sektör fiyatları şişirerek yangının üzerine âdeta körükle giderlerse, bundan herkes zararlı çıkar. Emin olunuz ki, nice fırtınaları atlatıp hedeflerine doğru yürüme başarısını gösteren Türkiye, bu dönemi de aynı şekilde geride bırakacaktır. Bugün yaşadıklarımızın, ne 1994 ne de 2001 krizleriyle en küçük bir benzerliği yoktur.”

Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki kriz de, küresel değil, Türkiye’nin kendi dinamiklerinin ürünüydü. Bugün ise Türkiye’nin kendinden kaynaklanan bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Aynı şekilde, 2008 yılında, küresel finans krizinden kaynaklanan bir karamsarlık havası ortalığı kapladığında, bu kriz bizi teğet geçecek, demiştik. Nitekim sonraki yıllarda, 2009’daki kaybımızı katbekat telafi eden neticelerle yolumuza devam etmiştik. Bugün de diyorum ki, bu kriz bizim krizimiz değildir. Bu yaşadıklarımız, bize zorla yamanmak istenen, özel olarak üzerimize atılmaya çalışılan sahte bir dalgalanmanın ürünüdür. Şayet devletiyle, özel sektörüyle, finans sektörüyle, esnaf ve sanatkârıyla sağlam durursak, bu dalganın üzerinden aşar, yolumuza çok daha güçlü ve hızlı bir şekilde devam ederiz” ifadelerini kullandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *