Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, Ankara’da Erdoğan’la görüştü. Ziyaret, Cezayir’in bölgesel rol üstlenmek istemesi ve Türkiye’nin de Kuzey Afrika’daki etkisini pekiştirme niyeti olarak yorumlandı.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecit Tebbun’un Türkiye’yi ve ardından İtalya’yı ziyaret emesi geçtiğimiz hafta Arap dünyasının öne çıkan gündemleri arasında yer aldı.Kuzey Afrika ülkesi Cezayir’in Cumhurbaşkanı Tebbun, uzun bir aradan sonra dış ülkelerde temasta bulunan ilk üst düzey yetkili oldu.
Cezayir gerek 1990 ile 2000 arasında İslamcılarla hükümet arasında yaşanan iç savaş, gerekse de komşusu Tunus’ta 2010 yılında başlayan ekmek ve demokrasi talepli halk hareketinin ateşinin Cezayir’i de tutuşturması nedeniyle bölgedeki gelişmelerden uzak, içe kapalı bir siyasi hayat mevcuttu.
İçe kapanmanın önemli etkenlerinden biri de Tebbun’un selefi Buteflika’nın cumhurbaşkanlığıydı. Buteflika, Cezayir’in 1950’li ve ’60’lı yıllarda bağımsızlık mücadelesinde kilit rol oynamış ve ilk kez 1999’da cumhurbaşkanı olarak seçilmişti. Buteflika, 2013 yılında felç geçirmiş ve konuşma yetisini büyük ölçüde kaybetmişti. Bu tarihten sonra ne medyada ne de sokakta hemen hiç görünmedi. İşte bu şartlarda Buteflika, 2019 seçimlerinde 5. kez adaylığını açıklayınca ve özellikle gençler, her şey bir tarafa “Konuşabileceğimiz bir başkan istiyoruz” şiarıyla meydanlara inince görevini bırakmak zorunda kalmıştı.
TEBBUN’UN TÜRKİYE VE İTALYA ZİYARETİ
Tebbun’un 16-17 Mayıs’ta Ankara’ya yaptığı ziyaret, Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi alanda yaşanan yoğun gündeminin gölgesinde kaldı. Oysa Cezayir medyasının yakından takip ettiği bu ziyaret, Türkiye’yle 17 yıl sonra cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk temastı. Tebbun bu ziyareti “Ekonomik ve stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için fırsat” olarak nitelendirirken, Erdoğan, “Cezayir ile savunma sanayinde iş birliğini geliştirmekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Diplomaside uzun süren bir kış uykusundan sonra Tebbun’un Türkiye’yi neden ziyaret ettiği doğal olarak merak konusu oldu. Cezayir’in yeniden bölgesel bir güç olmasını isteyen Tebbun’un, özellikle Türkiye’yi ziyaretinin nedenleri Erdoğan’ın Afrika kıtasıyla geliştirdiği ilişkilerde gizli. Erdoğan 2017 aralığında kıtaya yaptığı çıkarmada yanında 200 iş adamını da götürmüştü. Ayrıca Afrika’nın 28 ülkesini ziyaret ederek “Kıtayı en çok ziyaret eden lider” sıfatını kazanmıştı. 2012 ile 2016 arasında Afrika’yla ticaret hacmi 93.5 milyar dolara ulaşmıştı. Ayrıca Türkiye’nin 13 ülkede askeri üssü de bulunuyor. Bunların arasında Afrika ülkeleri olan Somali, Libya, Mali, ve Orta Afrika Cumhuriyeti de var.
Ziyaret esnasında Cezayir ile Türkiye arasında çeşitli alanlarda 15 anlaşma imzalandı. Tebbun, akabinde İtalya’ya da gitti. Bu ziyaretlerle ilgili olarak Arap basınında yapılan değerlendirmeleri şöyle özetlemek mümkün:
-Cezayir uzun bir aradan sonra bölgesel rol oynamak ve özellikle Tunus ve Libya’da nüfuz sahibi olmak istiyor. Böyle bir pozisyon elde etmesi gerektiğini düşündüren ise içeride nispeten daha istikrarlı bir durumun oluşması ve yükselen fiyatlar nedeniyle artan doğal gaz ve petrol gelirleri.
-Cezayir’deki siyasi çevreler ise, yapılan bu anlaşmaları “Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki etkisini pekiştirmesi” şeklinde değerlendiriyor.
-Tebbun’nun, anlaşmalar yoluyla Cezayir’i Ankara’nın Kuzey Afrika planlarının arka bahçesi haline getirerek Erdoğan’a, aradığını sunduğu değerlendirmeleri da dikkat çekiyor.
-Her ne kadar anlaşmaların ayrıntılarına yer verilmese de Ankara’nın Libya ve Mali’deki rolünün de güçleneceğini Türk şemsiyesi altına girmeyi reddeden Tunus’a baskı yapmasına neden olabileceği ifade ediliyor.
-Erdoğan’ın, Cezayir’in yatırımlara ve projelere ihtiyacı olması hasebiyle büyük anlaşmalarla onu cezbettiği belirtiliyor. Ancak analistlere göre burada garip bir paradoks var: Gaz ve petrolden büyük gelirler elde eden bir ülkenin, bir başka ülkenin yatırımları tarafından ipotek altına alınma ihtimali.
CEZAYİR; PETROL VE GAZ GELİRLERİYLE SİLAHLANMIŞ PATRİARKAL BİR BÖLGESEL ROLÜN PEŞİNDE
Al Arab
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecit Tebbun’un İtalya ziyareti sırasında yaptığı açıklamalar, siyasi kriz içinde olan ve ordunun mutlak nüfuza sahip olduğu Cezayir’in, Tunus ve Libya üzerinde nüfuz elde etmek istediğini ortaya koydu. Petrol ve gaz gelirleriyle donanmış olarak özellikle Türkiye’nin karakteri ve dış bağlantıları doğrultusunda iki ülkeye de siyasi süreçleri empoze etmeyi hedefliyor.
Siyasi çevreler, geçtiğimiz yıllarda iç faktörler nedeniyle genellikle geri çekilme politikasını benimseyen Cezayir’in artık bölgesel bir rol oynamaya çalıştığını ifade ediyorlar. Aynı çevreler, küresel piyasadaki fiyatların yükselmesi nedeniyle petrol ve gaz gelirlerinin artmasının, Cezayir’e bölgede daha önemli hale geldiğini düşündüren şey olduğunu öne sürdüler.
Bu çevreler, Cezayir’in Rusya ve ABD gibi büyük güçlerin kontrolünde olan Libya dosyası başta olmak üzere bölgesel dosyaları etkileme girişimlerinin başarılı olmasını ihtimal dışı bırakıyor. Ayrıca uzlaşmaz duruşuyla tanınan (Tunus Cumhurbaşkanı) Kays Said’in, Cezayir’in İslamcıları yeniden iktidara getirmek için Tunus’a yaptığı baskılara boyun eğmeyeceğini, bu baskıların komşu ülke ile arasının açılmasına yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Aynı çevreler vesayet rolünün icra edilmesinin yüksek petrol fiyatlarına rağmen Cezayir’in sahip olmadığı bir ekonomik gücü gerektirdiğini düşünüyorlardı. Diplomasisinin zayıflığına ek olarak ayrıca Tebbun’un, iktidara gelmesinden bu yana giriştiği hiçbir girişim veya ara buluculuk çabası başarılı olamaması hasebiyle.
Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın yönetiminin son yıllarında eşi görülmemiş bir uyuşukluğa tanık olan Cezayir diplomasisinin yeniden faaliyete geçmesine dair bir umut yoktu. Cezayir Cumhurbaşkanı geçtiğimiz perşembe günü İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella eşliğinde Roma’da düzenlediği basın toplantısında Cezayir ve İtalya’yı kastederek iki ülkenin Tunus ve Libya’nın düştüğü durumdan çıkmalarına yardım etmeye hazır olduklarını duyurdu. İki Cumhurbaşkanı arasındaki görüşmelerde ortak dosyalar ve özellikle Kuzey Afrika ve Sahel’deki durum olmak üzere bölgesel ve uluslararası meseleleri ele alan diplomatik istişareler takip etti.
Cumhurbaşkanı Tebbun gazetecilere verdiği demeçte, Kays Said’in çeşitli yetkililerin kontrolünü ele geçirdiği geçen 25 Temmuz’dan bu yana yaşanan siyasi çıkmaza atıfta bulunarak; “Cezayir ve İtalya, Tunus’un mevcut çıkmazı aşmasına ve demokratik yola dönmesine yardım etmeye hazır. Cezayir ile İtalya arasında bölgenin güncel sorunlarına ilişkin büyük bir vizyon yakınlaşması var” dedi.
Tunus siyasi çevreleri, Cezayir Cumhurbaşkanının Tunus’a iade etmek istediği “demokratik yoldan” ne anladığını merak ediyor. Ve hangi ölçeğe göre (demokratik)? Müesses nizamın on yıllardır seçimleri kontrol ettiği, askeri kurumun destekçilerini cumhurbaşkanı olarak dayattığı ve partilerin kotalarının önceden dağıtıldığı bir Cezayir modeline göre mi?
(Günlük Evrensel/Arap Coğrafyasında Geçen Hafta)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *