Amerika Birleşik Devletlerinde yaptığı çalışmalarla ve Türk tarihçiliği alanında kaleme aldığı eserlerle dikkat çeken bilim adamlarından Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat, 2019’da ABD’de ölmüş, cenazesi devlet erkanının katılımı ile Fatih camiinden kaldırılmıştı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kırım’dan Romanya’nın Dobruca bölgesindeki Türk köyü olan Armutlu’ya göçen Tatar asıllı bir aileye mensup Karpat, 15 Şubat 1923’te dünyaya geldi.
Mecidiye Medresesini bitirdi
İlköğreniminin ardından 18 yaşında Mecidiye Medresesi’ndeki eğitimini tamamlayarak öğretmen ve imamlık diploması alan Karpat, daha sonra Türkiye’ye gelerek 1947’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Yükseköğrenimi sırasında 1946’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçerek Romanya’daki Karpat Dağları’na atfen “Karpat” soyadını alan Kemal Haşim Karpat, Türkiye’deki eğitiminin ardından ABD’ye gitti.
Yüksek lisans ve doktora ABD’de
Siyasi ve sosyal bilimler alanında Washington Üniversitesi’nde yüksek lisans, 1957’de ise New York Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamamlayan Karpat, yüksek lisans eğitiminden sonra 1952-1953’te bir yıl kadar BM Toplumsal Araştırmalar Bölümü’nde uzmanlık yaptı.
Başarılı bir akademik yaşamı olan Karpat, Montana Üniversitesi, Harvard Üniversitesi, Robert Koleji, Ankara Üniversitesi, Colombia Üniversitesi, New York Üniversitesi, John Hopkins Üniversitesi, Wisconsin Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Princeton Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Wisconsin Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesinde dersler verdi.
Profesörlük ABD’nin Wisconsin üniversitesinde verildi
Wisconsin Üniversitesi’nde 1970’te profesörlüğe terfi eden Karpat, aynı üniversitede 1970-1988 yılları arasında Orta Doğu Çalışmaları Bölüm Başkanlığı ve 1989-1995 yılları arasında Orta Asya Çalışmaları Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulundu. Üniversite bünyesinde altı ayda bir çıkarılan Uluslararası Türk Araştırmaları Dergisinin 1980 yılından itibaren editörlüğünü yapan Karpat, öğretim üyeliğinin yanı sıra Türk Araştırmaları Derneği, Orta Asya Araştırmaları Derneği gibi bazı bilim derneklerinin kuruculuğunu ve başkanlığını da üstlendi.
Osmanlı ve Balkan tarihi, siyasi, toplumsal ve beşeri tarih, göç, kentleşme konularında uzmanlaşan Karpat, Gagavuz Türkleri ve kültürü üzerine de incelemelerde bulundu. Karpat, bilimsel çalışmaları nedeniyle Romanya bağımsızlık madalyası ve Bükreş Üniversitesi Dimitri Cantemir madalyasıyla ödüllendirildi.
Çok sayıda fahri doktora ve profesörlük unvanı verilen Karpat, Türk Tarih Kurumu Onur Üyeliği, Rusya Kazan Bilimler Akademisi Onursal Üyeliği, Wisconsin Üniversitesi Hilldale Ödülü, TÜBA Seçkin Türk Bilimcisi ve IRCICA Türk Dünyası Üstün Araştırma Ödülü’ne layık görüldü. “Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesi” de olan Karpat, ayrıca 2009 TBMM Üstün Hizmet Ödülü ile 2016 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne de değer görüldü.
ABD’de hayatını kaybetti
Kemal Haşim Karpat, ABD’nin Madison şehrinde tedavi gördüğü hastanede 20 Şubat 2019’da vefat etti. Vasiyeti üzerine cenazesi Türkiye’ye getirilen Karpat, Fatih Camisi’nde devlet erkanının da katıldığı cenaze namazının ardından, caminin haziresinde bulunan dostu Prof. Dr. Halil İnalcık’ın mezarının yanında toprağa verildi.
Hem Batı hem de Doğu kültürüne hakim olan Karpat’ın 20 ülkede yayımlanmış 16 kitabının yanı sıra 100’den fazla makalesi bulunuyor.
‘Sağlam temeller üzerine kurulmuş toplum’ vurgusu
Karpat, vefatından hemen önce verdiği bir röportajda şu ifadeleri kullanmıştı: “Sağlam bir topluma sahip olduğumuzu unutmamamız lazım. Sağlam temeller üzerine kurulmuş bir toplumu anlamamız lazım ki benim ömrüm boyunca yaptığım da bu, onu anlamak ve anlatmak. Benim yazdığım tüm yazılarda, eserlerde bu var. Makul olmak, milletin iyi taraflarını görmek…”
‘ABD’de bulunup, Osmanlı’nın dağılmasını Cumhuriyetin kurulmasını inceledi’
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İpşirli, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kemal Karpat’ın uzun ve oldukça verimli bir hayat sürdüğünü söyledi. Karpat’ın doğrudan doğruya bir tarihçi olmasa da sosyal bilimler alanında çok donanımlı olduğunu belirten İpşirli, demokrasi tarihi, demografi ve göçler gibi önemli konular üzerinde çalıştığını aktardı.
Karpat’ın hem geldiği yer itibarıyla hem de ABD’de bulunması dolayısıyla göç ile nüfus gibi konulara aşina olduğunu ifade eden İpşirli, şöyle konuştu: “Göç, demografi, nüfus hareketliliği, milliyetçilik konuları bizim en hassas konularımız. Hem çok önemli hem de hassas konulardır. Bunları iyi analiz etmeden, sağlıklı analiz etmeden bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni de sağlıklı bir şekilde yorumlamamız mümkün değil. Çünkü Osmanlı Devleti bir cihan devletiydi. Dağıldığı zaman pek çok etnisiteye, dine mensup kimselerin göçüyle yeni bir devlet kuruldu. Bu devletin nasıl oluştuğunun, nelere dayandığının, temelinin neler olduğunun bilinmesi lazımdı. Bunu da belki en iyi yapacak olan kendisi de bu göçleri, sancıları yaşamış olan Kemal Karpat olabilirdi. Ayrıca göçlerle kurulmuş ABD’de uzun yıllar bulunarak meseleyi bilimsel şekilde etraflıca incelemiştir. Osmanlı’nın dağılıp Cumhuriyetin kurulması, bunun sancılarını, getirilerini ve çok iyi bir şekilde değerlendirdi.”
‘Son yıllarını, Halil İnalcık gibi, Türkiye’de geçirdi’
İpşirli, Karpat’ın ABD’de bulunduğu dönemlerde dahi çalışmalarını arşive, ana kaynaklara dayandırarak yapmasının son derece değerli olduğunu söyledi. Karpat’ın sahip olduğu metodoloji ve engin tecrübesiyle olayları doğru yorumlayabildiğini savunan İpşirli, ayrıca sosyal bilimci ve hukukçu olmasının da birçok alanda ona avantaj getirdiğini kaydetti.
İpşirli, Karpat’ın kimliğini asla unutmayan bir entelektüel olduğunu ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı: “Kemal Karpat uzun yıllar ABD’de yaşadı ama hiçbir zaman Müslüman ve Türk kimliğini unutmadı. Hatta o kimliği başkalarından, bizim aramızda olanlardan çok daha canlı bir şekilde temsil etti. Son yıllarını da aynen Halil İnalcık gibi Türkiye’de geçirdi. Türkiye’de gençlerin yetişmesine, yeni kurumların kurulmasına önemli hizmetleri oldu. Milletimiz ve devletimiz de onun bu samimiyetini, hassasiyetini takdir etti. Kadirşinaslık gösterdi. Devlet adamlarımız aynı hassasiyeti gösterdi ve büyük bir mazhariyet olarak Fatih Camii haziresine defnedildi. Demek ki insan kimliğini unutmazsa, kişiliğini unutmazsa, milletinin derdiyle dertlenir hemhal olursa bu millet kadirşinaslığı hiçbir zaman esirgemiyor.”
Karpat’ın ABD’de bulunduğu dönemde Türk öğrencilerle yakından ilgilendiğini söyleyen İpşirli, şunları kaydetti: “Gençlerle Wisconsin’de, Madison Üniversitesi’nde bulunduğu dönemde çok yakından ilgilendi. Hiçbir ayrım yapmadı, şu ya da bu görüşten diye. Orada doktora yapan bir arkadaşımız anlatmıştı. Karpat Hoca bütün gençleri Madison’daki camide topluyor. Kendisi de vaaz kürsüsüne çıkarak gençlere ufuklarını açacak çok güzel tavsiyelerde bulunuyor. Karpat işte böyle güzel bir insan.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *