Sabah gazetesinde önceki gün yayımlanan “Mutasyon” başlıklı yazısında Haşmet Babaoğlu, “Bilimperestler çıldırmak üzereler… Çünkü “yüce bilim“leri bir türlü işin içinden çıkamıyor…” diye yazdı. Babaoğlu, “Gönüllüler yavaş yavaş aşılanmaya başlandı ama virüsün özellikleri konusunda bir türlü berrak bir kanaat oluşamadı gitti! Kimse de demiyor ki, yahu zaten bilim böyle bir şeydir, siz onu yanlış anlamışsınız… Sanki bir güç bütün dünyayı muğlaklık sarmalının içine aldı. Sanki korku ve tedirginlik atmosferinin sürmesi isteniyor.
Ve bunun için de yine ‘bilim insanları’ kullanılıyor.” dedi.

Babaoğlu şöyle devam etti:

Düşünsenize… Tam esas bulaşma yolunun “havadaki damlacıklar” olduğuna iknaolmuştuk ki…
Tam maske-mesafe-hijyen üçlüsünün işe yarayacağı konusunda belli bir yol kat edilmişti ki…
Yani toplumsal tedirginlik en azından “akılcı” bir seyir izler hale gelmişti ki…
Akıl karıştıran uzmanlar yine ortalığa döküldüler.
Bizden bir uzman dün şöyle diyordu: “Şimdi virüs gıdalardan bulaşmıyordersek, iki gün sonra bulaştığına dair bulgularla karşılaşabiliriz; eğer mutasyona uğruyorsa, gıda yoluyla bulaşan bir mutant ortaya çıkabilir, rahat davranmamalıyız.”
Buyurun bakalım!
Bütün obsesifler için kıvranma günleri başlasın!

***

“Mutasyon” son haftaların en gözde terimi…
Her yola geliyor ve özellikle kitleleri korkutmakta çok işe yarıyor.
Gündelik dille söylersek, “Bak bu virüs değişip duruyor, özellikleri farklılaşıyor; öyle bir değişebilir ki, bütün önlemler ofsaytta kalır” dedin mi, akıl duruyor, korku başlıyor.
Nitekim dünyanın orasında burasında bir takım “bilim insanları” şimdi bu terim üzerinden aşı hakkında şüphelerini dile getirmeye başladılar.
Kabaca diyorlar ki, “aşı virüsün mutasyona uğramış haline çare olamaz!”
Yani durum geçen yılların grip virüslerine göre üretilmiş grip aşılarına benzerse,beklenen fayda elde edilmez.
Böyle böyle…
“Mutasyon” terimi giderek bir heyulaya dönüşmek üzere…

***

Mesele şu… Yakın gelecekte global manzara ikiye ayrılacak…
Bir yüzünde ikna ve korku yoluyla uysallaşmış geniş kitleleri, diğer yüzünde her türlü kışkırtmaya açık isyankar marjinal grupları göreceğiz.
Hollywood’un uzun yıllardır anlattığı hikayelerin uçuk ve uyduruk olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz…