Birleşmiş Milletler, işgal altındaki Batı Şeria’nın yıllardan beri yaşanan en büyük yıkım işlemine tanıklık ettiğini belirtti.
BM Filistin Bölgesi Geçici İnsani Koordinatörü Yvonne Helle, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail makamlarının bu yılın başından beri Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’nın farklı bölgelerinde 689 yapıyı yıktığını kaydetti.
Bu yıkımların, 869 Filistinlinin yerinden edilmesine ve evsiz kalmalarına yol açtığını aktaran Helle, “Bu yılın başından bugüne kadar yıkılan yapılar, 2016’dan bu yana 1 yıl boyunca yıkılanları aştı.” ifadesini kullandı.
Helle, genellikle yıkım nedeni olarak İsrail makamları tarafından verilen ruhsatların olmamasının öne sürüldüğünü, ancak Filistinlilerin, kısıtlayıcı ve ayrımcı planlama sistemi sebebiyle bu ruhsatı neredeyse hiçbir zaman alamadığını aktardı.
Son yıkımda 41’i çocuk 73 kişi yerinden edildi
Yıkım operasyonlarının, Filistinlilerin zorla evlerini terketmelerini amaçlayan bir atmosfer yaratmanın başlıca yollarından biri olduğunu belirten Helle, son ve en büyük yıkımın da salı günü Batı Şeria’daki Tubas kentinin kırsalı Ürdün Vadisi’nde yer alan Hammisa Bedevi Topluluğu bölgesinde gerçekleştiğini aktardı.
Helle, İsrail makamlarının, evlerini ve diğer yapılarını yıkıp eşyalarını tahrip etmesinden sonra 41’i çocuk 73 kişinin yerinden edildiğini ifade etti.
Bu topluluğun dörtte üçünün evlerini kaybettiğine işaret eden Helle, bunun dört yıldan uzun süredir yaşanan en büyük zorla yerinden edilme olayı olduğunu belirtti.
Helle, insani yardım kuruluşlarının, topluluğu ziyaret ettiğini ve 76 yapının yıkıldığını tespit ettiklerini, bunun son on yıldaki diğer tüm yıkımlardan fazla olduğuna dikkati çekti.
Ev, hayvan barınağı, tuvalet ve güneş paneli dahil olmak üzere yıkılan yapıların, hakları ihlal edilen bu topluluktaki insanlarının geçimi, refahı ve onuru için gerekli olduğunu ifade eden Helle, bölgede yaşanılan durumun, kışın başlaması ve devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle daha da kötüleştiğini; bazı yıkılan binaların insani yardım olarak bağışlandığını aktardı.
Helle, Hammisa’nın İsrail’in “atış alanı” olarak belirlediği bölgede kısmen ya da tamamı yer alan 38 bedevi topluluğundan biri olduğunu belirtti.
Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin ihlali
Bunların, eğitim, sağlık, su, elektrik, kanalizasyon için gerekli alt yapı hizmetlerinin kısıtlı olması hasebiyle Batı Şeria’daki en zayıf yerleşim topluluklarından olduğunu dile getiren Helle, yıkım işlemlerinin Dördüncü Cenevre Sözleşmesini ciddi şekilde ihlal ettiğini kaydetti.
Helle, “Tüm taraflara, mülkün geniş çapta tahrip edilmesinin ve işgal altında tutulan topraklardaki kişilerin zorla yerlerinden edilmesinin Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin ciddi şekilde ihlal ettiğini hatırlatıyorum.” ifadesini kullandı.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’ne bağlı insani yardım topluluğunun yerlerinden edilmiş ve zarar görenlere destek vermeye hazır olduğunu belirten Helle, İsrail’den yeniden yasadışı yıkımlarını derhal sonlandırmasını istedi.
İsrail tarafından konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *