Olaylar Meşhed’de Cuma namazı sonrası başlamıştı

Olaylar Meşhed’de Cuma namazı sonrası başlamıştı

“Diğer şehirlere sıçrarken “rejime karşıt” bir kitle hareketine dönüşüyor. Atılan sloganlarda “tehlikeli” sapmalar da var. Özellikle “Fars” milliyetçiliği ekseninde söylemler.”

İran’daki olayları analiz eden Milliyet yazarı Güneri Cıvaoğlu, Meşhed’deki başlangıcın bir Cuma namazında verilen hutbe sonrası olduğunu belirttikten sonra protestoların dönüştüğü yöne işaret etti. Analizinde, İran’ın önce Besiçlerle sonra Devrim Muhafızları ile bu hareketlenmenin üstesinden geleceğini belirtiyor. Cıvaoğlu’nun analizi şöyle:

İran’daki cuma namazları, Türkiye ve diğer Sünni İslam nüfusunun ağırlıklı olduğu ülkelerden farklıdır.

Şii İran’ın her şehrinde sadece tek bir camide cuma namazı eda edilir.

Bunların her birindeki imam “Ayetullah vekilidir.”
Olayların başladığı Meşhed’deki cuma namazında imam Elanur Hüda hükümeti sert bir dille eleştiriyor vaazında.
“Bu hükümet size pahalılık verdi.
Sosyal politikası yok.
Görünür gelecekte durumu iyileştireceğine dair bir işaret görünmüyor.”
Cemaati sokaklara döküyor. Kalabalık büyüyor.
Atılan sloganlar “pahalılık, yöneticilerin yolsuzluğu, İran halkının refahına harcanması gereken devlet kaynaklarının Irak, Suriye, Yemen, Lübnan gibi başka ülkelerde silahlandırılmış İranlı milis güçlerine savrulduğu…”
Yani…
Hedef Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yönetimi.
Burada çok ilginç bir ayrıntı.
Meşhed’de cuma vaazında bulunan imam Elanur Hüda, seçimlerde Cumhurbaşkanı Ruhani’nin rakibi Muhammed Bakır Galibaf’ın kayınbiraderi.
Yani…
Öyle görünüyor ki hedef “Ruhani’ydi.”
……………….
Ancak…
Diğer şehirlere sıçrarken “rejime karşıt” bir kitle hareketine dönüşüyor.
Atılan sloganlarda “tehlikeli” sapmalar da var.
Özellikle “Fars” milliyetçiliği ekseninde söylemler.
Tehlikeli çünkü…
İran’da “Farsi” olmayan ciddi büyüklükte etnisiteler var.
27 milyon dolaylarında Azeri…
8 milyon dolaylarında Kürt…
5 milyon dolaylarında Beluci…
“Fars milliyetçiliği” sloganlarından rahatsızlık duymayacakları söylenemez.
……………….
Bununla beraber, İran’da yönetimi ve rejimi devirebilecek organize silahlı güç yok.
“Halkın mücahitleri” Irak’a kaydırılmıştı. Sayıları 40 bin.
Kerkük’ün güneyindeler.
Yıllardır silahlı mücadele yapmıyorlar.
“İran KDP’si…” (Barzani’nin ‘İran kopyası’ denebilir)
Erbil, Süleymaniye ve Kandil’de 5 kampları var.
“İran Kürtleri üzerinde ciddi ağırlıkları olduğu” söylenebilir. ABD, Suudi Arabistan gibi dış güçler tarafından silah ve finansal destek verilirse tehlikeli olabilirler.
“PJAK…” PKK’nın İran’daki uzantısıdır.
2000’li yılların ortasında İran gizli servisi PKK liderlerinden Murat Karayılan’ı kaçırmıştı.
Bunun üzerine İran’la PKK arasında pazarlık yapıldı.
İran, Karayılan’ı verdi. Buna karşılık PKK da “PJAK’ı feshettiğini” açıkladı.
Hal böyleyken, PJAK, Meşhed’de başlayan sokak hareketlerini desteklediğini açıklayan ilk örgüt oldu.
Görüldüğü gibi, formül bileşenleri hayli çok ve karışık.
………………..
İran bunun üstesinden nasıl gelir?
2009 hareketlenmesini bastırdığı “Besiç”lerle…
Besiç bir “paramiliter” yani yarı sivil örgüt.
“Hamza tugayları, Zülfikar ordusu, Kudüs savaşçıları, Zeyneb’in bacıları” gibi 12 ayrı silahlı gruptan oluşuyor.
Sayıları çok ve güçlüler.
“Devrim Muhafızları” ölümlerden, yaralamalardan sorumlu tutulmamaları için yedek güç olarak bekletilir.
İşte İran’daki olayların “MR”ı.
………………
Yukarıdaki analiz için, bölgede uzun yıllar gazetecilik yapmış, eğitimi, bildiği 5 yabancı dille Ortadoğu’nun nabzını elinde tutan değerli meslektaşım, Türkiye gazetesi Ankara Temsilcisi Çetin Çetiner’e teşekkürler.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *