Türkiye gündemini takip etmek hayli güç! İslam ve Müslümanları yakinen ilgilendiren gündem de öyle! Aslında bizim aynamız onlar, halimizi, durumumuzu resmeden veriler. Hani tamamına yakını Müslüman ya bu ülkenin; yaşananlar ise ‘bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ dedirtecek cinsten! ‘Neyse hâlin, çıksın fâlin!’ Gündemlerimize bakalım: —-Nesrin Baytok meclise geldi, yanında Nur Serter vardı. Onun
Türkiye gündemini takip etmek hayli güç! İslam ve Müslümanları yakinen ilgilendiren gündem de öyle! Aslında bizim aynamız onlar, halimizi, durumumuzu resmeden veriler. Hani tamamına yakını Müslüman ya bu ülkenin; yaşananlar ise ‘bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ dedirtecek cinsten! ‘Neyse hâlin, çıksın fâlin!’
Gündemlerimize bakalım:
—-Nesrin Baytok meclise geldi, yanında Nur Serter vardı. Onun yanına oturdu! Yüzleri kızarmadı bile! Hiç bir tepki oluşmadı! Pardon, zaten laik bir ülkede tepki olsaydı hata olurdu değil mi?! Özgürlük de zaten bunu gerektirmez mi?! Oysa yıllar önce Merve Kavakçı da aynı meclise gelmiş, aynı mozaik tablonun içinde Nazlı Ilıcak’ın yanına oturmuştu. Kırmızı görmüş boğalarca, adeta taşlanırcasına(!) dışarı atılmıştı! Bir de askerin suça, suçluya değil de belge ve bilgiyi sızdırana dikkatleri çekmeye/dağıtmaya yönelik tutumu gibi, bu olayda da işin ahlaksızlık boyutu, ar namus boyutu hiç dikkatlere sunulmadan, komplo, hesap kitap meselesi, siyasi mücadele olarak yanlışlık üzerinden söylem geliştirildi! Tam da at izinin it izine karıştığı bir durum. Birileri küçük denizlerde boğulurken, birileri okyanusları/sarp yokuşları aşma azmi gösteriyordu öyle veya böyle… Ama, ’Allah’ın ayetleri ile alay edilen ortamlarda bulunmayın….’ ve ’şeytan unutturursa…’ İlahî ikazları hiç dikkate alınıyor muydu bilmem!
—-Siirt’te yaşanan suistimalleri soruşturan ekipteki bayan hükümet temsilcisi vekilin şu sözlerinin eleştirilecek, kale alınacak bir tarafı var mı, ‘pes!’ demekten başka: ‘1TL için mi, yanlışınız olmasın, 100 Tl olmasın!?’ Şimdi kime ne söyleyelim, başımızı hangi taşlara vuralım!.. Ekseriyeti muhafazakar ülkemin, muhafazakar hükümetinden, daha da muhafazakar bilinen bölgesinden, ’bırakın din dışılığı’ insan(dışı)lık manzarası!..
—-Kala kala içte ‘başörtüsü’, dışarıda ise ‘Filistin’ meselesi kaldı elimizde! Tabi iç ve dış tabirlerini sınır tespiti için değil, durum tespiti için yaptığımızı peşinen ekleyelim de yanlış anlaşılmayalım! Gerçi, içte başörtüsü de an be an gündemden düşmektedir! Nice çevreler, nice süreçlerden sonra, nerelere geldiler! Bir tarafta tek tük direnişler, alternatif arayışlar, bir tarafta kelli felli insanımızın içine düştüğü haller! Hele, bu mücadeleyi haklı olarak, mükellefiyet gereği ilköğretime indirme basireti, cesareti, tutarlığı gösteren bir Mü’min aileye hükümet kanadından gelen ‘..kanun ve kurallara uymak gerekmektedir..! cevabını, Filistin meselesinde ‘..otoriteden izin almak gerek..’ diyen hoca efendinin sözü ile mukayese edelim mi?! Bu telifler su/yorum götürür mü?! İşte bir yanda okyanusları/sarp yokuşları aşma cehdi, bir yanda ise nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilme gafleti!..
—-Bardakoğlu ‘Kendimizi ne doğuya, ne batıya anlatabildik/kabul ettirebildik!’ kabilinden laflar etti. Neresinden tutsanız elinizde kalacak laflar! ‘Fahr için sirkatini itiraf eden kıpti’ benzeri bir cürmü meşhud durumu! Başka ne olacaktı ki; ne safınız belli, ne söyleminiz, ne de yönünüz! Nasıreddin hocanın hindisi en azından düşünme melekesi ile(!) papağana kıyas edilebiliyordu; siz kırpıp, yolup, ucubeye çevirip elinizdekinin kuş mu, hindi mi olduğunu bile fark edemiyorsunuz!
—-Hilal tv.de bir reklam var: ’Namaz elbisesi çıktı, müjde!’ diye! Olayı tv boyutu ile ele alsak başka türlü, içerik olarak ele alsak başka türlü! Ancak reklamdaki konu mankenine dikkatinizi çekiyorum ben! Hani, şöyle azıcık usturuplu bir kıyafeti olsa ‘neyse!’ diyeceğim amma, nerde?! Hak getire! Gerçi reklamın bilinçaltından ilk kıyafete ve sekreterlik misyonuna vurgu ve dikkat çeken yönü daha ağır basmakta! ‘Kedi buysa ciğer nerde, ciğer buysa kedi nerde?’ diyen hocamıza rahmet okutturuyor, bu reklam! ‘Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak..’ benzeri, o kılık meşru ise niye namaz elbisesi? Benzer okumayı ‘tek-bir’ liralık reklamda da yapabiliriz!
Sözün bittiği noktadayız, bu kadarı bile zihinlerimizi alt üst etmeye yeter herhalde! Çıkın işin içinden çıkabilirseniz! ‘Mış-miş’ gibi takılmayı bırakmanın zamanı geldi geçiyor… ‘Ey iman edenler iman ediniz!’ hitabı İlahisî’ni bayraklaştırmalı, kulaklarımıza daim küpe kılmalıyız.
Akifçe; ‘Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır!’
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *