Washington Post ve New York Times, darbeyle görevinden uzaklaştırılan, Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Mursi’nin mahkeme salonundaki ölümü hakkında değerlendirmede bulundu.
ABD’nin önemli gazetelerinden Washington Post ve New York Times, Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin mahkeme salonundaki ölümü hakkında 2 makaleyi sayfalarına taşıdı.
Washington Post: ‘Ülkede insan haklarının ne kadar gerilediğinin canlı örneği’
Washington Post yayın kurulu tarafından “Muhammed Mursi’nin haksız ölümü Mısır’ın ne kadar gerilediğini gösteriyor” başlıklı editoryal bir makale yayımlandı.
Mursi’nin, 6 yıldır sağlık kontrolü ve ailesi ile görüşme gibi en temel insani haklardan mahrum halde kötü şartlar altında hapishanede tutulduğuna vurgu yapılan makalede, “Mursi’nin son 6 yıl içerisinde maruz kaldığı berbat kötü muamele, bir zamanlar Orta Doğu için insan hakları konusunda politik standartlar belirleme arzusunda olan bir ülkede insan haklarının ne kadar gerilediğine dair canlı bir örnek sunuyor.” yorumu yapıldı.
Makalede, Birleşmiş Milletler ile insan hakları örgütlerinin Mursi’nin ölümü için bağımsız bir soruşturma açılması çağrısı hatırlatılarak, “Muhtemelen buna ihtiyaç duyulmayacak ancak belki de (Mursi’nin) hikayesi, Mısır’ın modern tarihindeki en kötü insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Sisi rejiminin ahlaksızlığına daha fazla odaklanacak.” değerlendirmesi yapıldı.
Yazıda, ABD’nin her yıl Mısır’a yaptığı 1,3 milyar dolarlık askeri yardımla bu ülkenin insan hakları konusundaki korkunç sicilinin devam etmesine katkı sağladığına da işaret edildi.
New York Times: 6 yıllık kasıtlı ve sürekli zulüm
New York Times gazetesinde yayımlanan, “Muhammed Mursi ses geçirmeyen bir kafeste öldü: Bu, 6 yıllık kasıtlı ve sürekli zulüm, bize Sisi’nin Mısır’ını anlatıyor” başlıklı makalede de “Mısır mahkemelerindeki sanıklar kafeslerde tutuluyor. Bu aşağılamalar kasıtlı. Mursi’nin bu şekilde küçük düşürülmesini destekleyen sessizlik de şu anda Mısır’ı yöneten askeri rejimin haydutça tavrına uygun bir yöntem.” yorumuna yer verildi.
Makalenin yazarı Mona Eltahawy, “Mursi’nin seçilmesinin yolunu açan devrimden bu yana neredeyse her gün, önce öleceğini düşündüğüm eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in ölüm ilanı taslağı üzerinde çalıştım ama Mursi 67 yaşında ölürken Mübarek şimdi 91 yaşında ve hem sağ hem de özgür . İkisinin uyumsuz kaderleri, bugün Mısır’ı hasta eden pek çok hikayeyi anlatıyor.” ifadelerini kullandı.
Mursi’nin 6 yıl boyunca, hapishane müdürünün “içeri girenler ölmedikçe bir daha çıkamazlar” dediği yüksek güvenlikli, siyasi mahkumlar için tasarlanmış bir hapishanede tutulurken, Mübarek’in ise rahat bir askeri hastanede tutularak göstermelik şekilde yargılanmasına vurgu yapan Eltahawy, “Mevcut askeri yöneticiler, eki Hava Kuvvetleri Başkanı Mübarek’in kendilerinden biri olduğunu asla unutmadı.” görüşünü paylaştı.
“Mursi’nin mikrofonunu kapatan güçler, ülkedeki milli vicdanı da kapatmış gibi”
Eltahawy, Mübarek’in, Arap baharı sırasında kendisine karşı yapılan gösterilerde 900 kişinin ölümünden sorumlu tutulmadığı gibi şu an ülkenin başındaki Sisi’nin de yaptığı darbeye karşı günlerce süren gösteriler sırasında hayatını kaybedenler için hesap sorulmadığına dikkat çekildi.
Eltahawy, makalede şu ifadelere yer verdi: “Bugüne kadar Mısır, modern Mısır tarihinde -ki tek bir günde en az 817 kişinin öldürüldüğü- en kötü kitlesel katliamının failini dikkate almadı. Mahkeme salonunda bulunan ses geçirmez kafesin içinde Mursi’nin mikrofonunu kapatan güçler, ülkedeki milli vicdanı da kapatmış gibi. Mısır’ın Batılı müttefikleri de bu ortak hafıza kaybında Sisi ile iş birliği yapıyor.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *