Marketlerin özel markalarla çıkardıkları ürünlerde yaşanan aldatılma endişesine karşı, Güntay Şimşek, “Eğer ilgili bakanlık yetkilileri yasa yapmak için kafa yordukları kadar denetim ve kontroller için yorulsalar sorun kendiliğinden çözülecektir.” diye yazdı.
Habertürk yazarı Güntay Şimşek, “Özel markalarla tüketici aldatılıyor mu?” sorusunun yanıtını aradığı bugünkü yazısında, konunun bir denetleme sorunu olduğunu özetledi. Şimşek, “Mesela halihazırdaki yasayı yapanları, yürürlüğe sokanları, bu aksaklıkları görmeyenleri de sorgulamak gerekmez mi? Tüketiciyi korumayan, usulsüzlük yapanları adeta teşvik eden, dürüst müteşebbisleri, şirketleri de zora sokan, rekabeti, kaliteyi, katma değeri, hak ve hukuku, hasılı ticareti alt üst eden bu yasalar kim çıkardı?” sorusunu da yöneltti.
Bugünkü yazısının bir bölümünde “Özel markalar” meselesini şöyle değerlendiriyor Şimşek:
Açıklamalar ‘Perakende Yasası’nın yeniden ele alınıp, düzenleneceğini gösteriyor. Düzenlemenin akabinde de bir çok soruna çözüm getirildiği söylenecektir. Çıkan yasanın getirdiği yükümlülükler, denetim ve kontrole tabi olmayacağından bir müddet sonra yeni bir düzenlemeyle, taslak yasayla daha tanışacağımızdan emin olabilirsiniz. Örnek olarak tüketiciyi değil, tüccarı, üreticiyi ve şirketleri koruyan ‘Tüketici Yasası’na bakılabilir.
‘Biz de bu işler neden böyle oluyor?’ sorumu perakendenin önemli bir ismine yönlendirdim.’
‘Bizde üçkağıtçılık yapılacak diye yasa yapılıyor. Ama üçkağıt yapan için tedbir alınmıyor, müeyyide uygulanmıyor.’ Cevabını aldım.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Marketlerin kendi markalarıyla ürettirdikleri ürünlere belli bir yüzde koyacağız” ifadeleriyle ‘Perakende Yasası’nın tüketicinin lehine yeniden düzenlenecek şeklinde anladım. Marketlerin kendi markalarına bir oran koymak yerine, tüketiciye ulaştırdıkları ürünlere kaide, kural koyup denetlemek çok daha önemli. Bu haliyle düzenleme topu taca atma anlamına geliyor. Çünkü markalı ürünlerde de denetim ve müeyyide uygulama sorunu var.
Öte yandan coğrafi ürünlere belli raf yüzdesinde kullanma zorunluluğu getirilmesi çok önemli, şirketlerin gramaj oyunları için önlem alınacak olması da ha keza öyle. Ama kim denetleyecek? Yerine getirilip, getirilmediğini kim kontrol edecek? Mesele bu.
Mesela halihazırdaki yasayı yapanları, yürürlüğe sokanları, bu aksaklıkları görmeyenleri de sorgulamak gerekmez mi? Tüketiciyi korumayan, usulsüzlük yapanları adeta teşvik eden, dürüst müteşebbisleri, şirketleri de zora sokan, rekabeti, kaliteyi, katma değeri, hak ve hukuku, hasılı ticareti alt üst eden bu yasalar kim çıkardı?
Haberturk.com Ekonomi Müdürü Naime Sert’e yeni yasal düzenlemeyle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT) Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, sınırlama getirilmesi planlanan market markalı ürünlerle ilgili kararın tüketiciye bırakılmasını öneriyor.
Özer’in tüketici ifadesini parantez içinde bu işi yapan marketler olarak okumak gerekir. ‘Tüketici istediğini alsın’ demekle olmuyor. Çünkü bu ürünlerin bazıları bir var, bir yok. Marka kaygısı taşımıyorlar, bilinirlikleri olmuyor. Böyle bir kaygıda söz olmayabiliyor. ‘Kötü çıkarsa bir daha almam’ deme durumu da olmuyor.
Market markalı ürünler, kontrollü ve denetimli olarak üretilirse bir çok açıdan, mesela reklamı harcaması olmadığından markalı ürünlere göre çok daha iyi rakamlara tüketiciye ulaşabilir. Ciddi anlamda küçük esnaflarda korunmuş olur. Bazı market markalı ürünleri de büyük şirketler yapmış olmasına rağmen yine de küçük bir çok şirketin ayakta kalmasını markalaşmasını sağlar. Eğer ilgili bakanlık yetkilileri yasa yapmak için kafa yordukları kadar denetim ve kontroller için yorulsalar sorun kendiliğinden çözülecektir. Tüketici doğal sınırı kendisi belirleyecektir.
Mevcut durumda denetim ve kontrolü kamu iyi yapmadığı için bu tarz market markalarıyla aslında tüketici aldatılıyor. Aldatmanın sebebi de denetim eksikliği ve etkin cezaların olmaması. Aslında halihazırda markalı ürünlerde de bu durum geçerli.
Mesela market markalı biraz ucuz gibi görünen ‘fıstıklı helva’ ile ondan biraz daha rakamı yüksek olan Koska’nın ürününü kıyaslayalım. Ortadan kesin ve içindeki fıstık oranına bir bakın her şeyi net göreceksiniz. Helva için hem bir standart koymaz, hem de kontrol yapmazsanız böyle olur. Helva gibi özle görünen ürünlerde bunlar oluyorsa, denetimsizliğin boyutlarını siz düşünün. En meşhur marketlerin zeytinyağlarının ilginç karışımlardan oluştuğunu bakanlık tespit ettiği notunu da düşmüş olayım.
Hasılı kelam, market markalı ürünlerle uğraşmak yerine bunların üretimlerine çeki düzen vermek ve takibini yapmak icap ediyor. Şu an markalı ürünler tarafında ciddi sorunlar var. Gramaj oyunları, etiket aldatma ve kargaşası, içerikte kullanılan malzemelerin saptırılması bunların öne çıkanları. ‘Üç kağıt yapılır’ diye kural koymak yerine üçkağıt yapanları peşine düşülürse gerisi kendiliğinden toparlanır.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *