Kurudu sanıp da indireceksiniz ha, o koca gövdeyi? Neler yaşadı ve yaşattı demeyecek misiniz? Öylece vuracak mısınız yok olsun diye! Belki canlanır yeniden çiçekler açıp yapraklarının yeşiline boğar bizi demeyecek misiniz?
!
Dallarım yapraklarını döktü hazan oldu diye. Oysa ben baharım geldi sanmıştım.
Küstüm…
!
Dallarıma ayaz vurdu soğuklar oldu diye. Oysa ben ılık rüzgârlar beni buldu sanmıştım.Yaşamak adı nedir ki söyleyin bana?
Mevsimler gelir ve geçer, sırayla yaşanır her şeyler…
Bir gün yine gelecek baharlarım ve yine yeşerecek dallarım.
Ayaz vurdu diye kurudu sanmayın sakın. Ya da yapraklarımı döktüm diye yeniden çiçek açmayacak mıyım? Yoksa siz öyle mi beklediniz? Vurup indirelim gövdesine, artık ne gölgesi olur ne de yeşili diye?
Siz görmediniz öyle bir yeşil! Kıyılır mı o yeşile?
Kurudu sanıp da indireceksiniz ha, o koca gövdeyi? Neler yaşadı ve yaşattı demeyecek misiniz? Öylece vuracak mısınız yok olsun diye! Belki canlanır yeniden çiçekler açıp yapraklarının yeşiline boğar bizi demeyecek misiniz? O yapraklar ki yemyeşil gözler gibi bir gün göz kırpar belki yeniden sizlere…
Nereye böyle? Devam eden bir hayatın var senin de. Bekle, sonsuz değil hiçbir şey! Öylesine de değil hiçbir şey. Sebebi var kırılan dalların ve dökülen yaprakların! Dipsiz bir kuyu değil bu elbet. Her başlangıcın bir sonu var elbet. Ama hayatın sonlanmadıkça sonlarda yeniden başlamak olabilir nedense.
Bilmeden yaşamak ve adını koyamamak!
Nasıl bir şey yaşamak?
Belki eğilmedim hiç beni bağrına basan o kara toprağa. Belki ifade edemedim ona beni bağrına basmışlığını. Anlatamadım belki beni sevmeseydi, benim onu sevmeyeceğimi. Ama sarıldım sımsıkı köklerimi daldırdım derinlere, senin bana izin verdiğinden de öte belki. O kökler ki en derinlerde buldu bana sunduğun sevgi kırıntılarını. İhtiyacım olmasaydı iner miydim en derinlere ve çeker miydim bütün zerrecikleri içime? Peki ya sen izin verir miydin bu kadar sana tutunmama sımsıkı? Sarılmama izin verir miydin?
Şimdi…
Şimdi dinlenmekteyiz!
Ve sindirmekteyiz!
Nadasa bıraktık kendimizi!
Biliyorum bir gün baharlar gelecek yine. Ve yine yemyeşil bakacak dünyaya yapraklarım. Ve güneşe uzanacak dallarım! En uzak, en uzun yerlere. Ümitsiz olmayacak mesafeler çok uzun olsa da. Yetişecek ve yeşerecek.
Biliyorum.
Çünkü ben sımsıkı saldım köklerimi ve sarıldım. Tutunuyorum sana, indirseler de gövdemi; işe yaramaz bir hale getirseler de, sürgün verip yine yeşereceğim!
Bu böyle biline…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *