Novosti ajansının aktardığına göre, Lavrov, dün akşam Rus medyası temsilcileriyle yaptığı görüşmede Almanya’nın askerileşme eğilimine ilişkin şunları ifade etti:  “Yaklaşık on beş yıl önce, daha iyi koşullar hüküm sürerken, Alman meşherlerimizle ilişkilerimiz devam ediyordu ve onların bize aktardığı mesaj açıktı, tam olarak şimdiki gibi ifade etmeseler de ‘Sayın ortaklar, İkinci Dünya Savaşı borcumuzu ödedik, artık kimseye bir şey borçlu değiliz ve bundan böyle bu anlayışla hareket edeceğiz.’”

Lavrov, önceki Almanya Başbakanları Angela Merkel ve Olaf Scholz’ın “görünüşte bir nezaket göstermeye çalıştığını” belirtti; ancak dönemin CDU lideri Friedrich Merz’in “Almanya’yı tekrar Avrupa kıtasının bir numaralı askeri gücü hâline getirmeyi amaçladığını” defalarca açıkça dile getirdiğini vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakanı şöyle devam etti:  “Almanya, bir dönem bir askeri güçtü çünkü Avrupa topraklarının yarısından fazlasını silah zoruyla işgal etmiş, bu geniş bölgeyi kendi bayrağı altında birleştirip Sovyetler Birliği’ne karşı savaşa sokmuştu.”

Lavrov ayrıca, tüm Avrupalı ülkelerin Nürnberg Mahkemeleri’nin kararlarını ki bu kararlar, İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistemin temel taşlarından biridir kabul ettiğini anımsattı:  “Almanya’da bir zamanlar nazizmle mücadele süreci yürütüldü ve pişmanlık hissi mevcuttu. Ne yazık ki bugün bu durum değişti; hatta bu sürecin Almanya’da kendisi tarafından başlatıldığı hissine kapılıyor insan. Artık pişmanlığın artık bir değeri kalmadı.”

Baltık ülkeleri, kendi önemlerini abartıyor

Rusya’nın baş diplomatı, Baltık ülkelerinin kendi önemlerini Batı Avrupa’ya kıyasla fazla büyüttüklerini söyledi:  “Kuşkusuz, Batılı Avrupalılar ve AB’nin eski üyelerine göre kendi değerlerini ciddi şekilde abartıyorlar; bu da onları sert ve bağırıcı bir dille konuşmaya itiyor.”

Lavrov, AB çatısı altında Baltık ülkelerine “Rusya ile olan ilişkilerde olabildiğince gerginlik ve zarar yaratmaları; ardından ABD’nin, NATO’nun 5. maddesi çerçevesinde ‘ciddi çatışmaya girişmek için bir bahane’ üretmesine olanak tanıyacak eylemleri gerçekleştirmeleri” görevinin verildiğini açıkladı.

Ve ekledi:  “Avrupa’da hâlâ aklını koruyabilen ve kıtanın güvenliğinden gerçekten endişe duyan, ne yazık ki sayısı giderek azalan, kişiler, Baltık ülkelerinin bu teşvik edici role açıkça sahip çıkarıldığının farkındadır.”

(Tesnim)