Gizli bir bağışçı ağı MAGA hareketinin geleceğini şekillendiriyor

Gizli bir bağışçı ağı MAGA hareketinin geleceğini şekillendiriyor

JD Vance’i yükselten gizli bağışçı çevresi şimdi MAGA’nın geleceğini yeniden yazıyor. Chris Buskirk, Trump’ın Washington’unda teknoloji elitlerini iktidarın merkezine yerleştirdi. Onun çabaları tartışmalı bir teoriye dayanıyor: Ülkeyi ileriye taşımak için bir “aristokrasi” gerekiyor. Buskirk’in öncülük ettiği projeler, seçim siyasetinin ötesinde, dizginsiz kapitalizmi Amerikan yaşamına daha da derinden aşılamayı amaçlıyor.

Washington Post’ta Elizabeth Dwoskin imzası ile yayımlanan makalede Trump’la özdeşleşen MAGA hareketinin arka planına ilişkin birçok ayrıntıya yer verildi:

***

2019’da, küçük bir sağcı bağışçı grubu, Ohio Rockbridge yakınlarında yalnızca yüz nüfuslu bir kasaba olan bir tatil köyünü kiralayarak MAGA hareketinin geleceğine adanmış gizli bir toplantı düzenledi. Amaç, benzersiz bir siyasi fenomen olan Donald Trump’ı, istikrarlı bir seçmen, bağışçı ve aday ağıyla kalıcı bir siyasi ittifaka dönüştürerek Cumhuriyetçi Parti’nin radikal bir dönüşümünü sağlamaktı.

Etkinlik hakkında bilgisi olan iki kişiye göre, Silikon Vadisi milyarderi Peter Thiel ve dönemin yatırımcısı ve çok satan yazar J.D. Vance tarafından düzenlenen toplantıya, hedge fon varisi Rebecca Mercer, dönemin Fox News sunucusu Tucker Carlson ve ekonomist Oren Kass da katıldı. Özel toplantının detayları daha önce kamuoyuna açıklanmadığı için isimlerinin açıklanmaması şartıyla konuştular.

Buskirk, bugünlerde o hafta sonu buluşmasından doğan ve Cumhuriyetçi siyasetinde en etkili güçlerden biri haline gelen gizli bir örgüt olan Rockbridge Ağı’nın liderliğini yürütüyor. Siyasi stratejistler, sıkı sıkıya bağlı iş adamları ve bağışçılardan oluşan bu ağın, Trump’ın geçen yılki yeniden seçilme kampanyasına ve üyelerinden J.D. Vance’in başkan yardımcılığına yükselmesine yardımcı olduğunu belirtiyor.

Rockbridge, teknoloji devlerinden aldığı önemli fonlarla MAGA hareketinin Trump’tan sonra da hayatta kalmasını sağlamayı hedefliyor. Grubun bir web sitesi veya kamuoyu yok, ancak anketörler, veri analistleri, çevrimiçi reklamverenler ve hatta bir belgesel film departmanı oluşturdu. Altyapısını, birçok Rockbridge üyesinin Vance’in başkan adayı olmasını istediği 2026 kongre seçimlerinde ve 2028 başkanlık seçimlerinde kullanmaya hazırlanıyor.

Kuruluşun çalışmalarına yakın bir kaynağa göre, kuruluş, kilise ve eğlence grupları gibi siyasi olmayan derneklerden elde edilen verileri kullanarak potansiyel seçmenlerin ayrıntılı profillerini içeren kapsamlı bir veri tabanı oluşturdu.

Buskirk’ün Trump’ın yakın çevresiyle bağları Rockbridge’in ötesine uzanıyor. Yatırımcı Omid Malik ile birlikte kurduğu 1789 Capital adlı şirketi, ortaklarının “vatansever kapitalizm” olarak adlandırdığı şeye odaklanıyor ve artık ortakları arasında Donald Trump Jr. da var. İkili, eski yönetim yetkilileri ve arkadaşlarıyla birlikte, Trump’ı destekleyen iş liderleri için yıllık 500.000 dolarlık üyelik ücretiyle Washington’da bir ağ oluşturma merkezi görevi gören seçkin bir kulüp olan Executive Branch’ı (Yürütme Organı’nı) kurdu.

Buskirk’ün açıklamasına göre, tüm bu örgütlerin ortak amacı, ülkenin geleceği için önemli gördükleri iş adamlarına, hükümet ve kalıcı siyasi iktidarın şekillenmesinde rol vermek.

Çabaları, tartışmalı bir toplumsal ilerleme teorisine dayanıyor: Seçkin bir elit grubunun ülkeyi ileriye taşımak için en iyi konumda olduğu görüşü.

Buskirk’e göre bu görüş, MAGA hareketinin popülizmiyle çelişmiyor. Sanayi liderlerini güçlendirmek -Ticaret Bakanı Howard Lutnick’ten teknoloji devi Elon Musk’a kadar- Trump’ın başkanlığının bir özelliği olmuştur ve Buskirk, MAGA hareketinin Amerikan ulusunun yeni nesil koruyucularına ilham verdiğini savunuyor.

Çeşitli projeleri, sağcıların “aristopopülizm” olarak adlandırdığı, zengin kapitalistler ile temsil ettiklerini iddia ettikleri işçi sınıfı arasında bir köprü kurma girişimini yansıtıyor. Buskirk ve dokuz yakın arkadaşına göre amaç ülkeyi kârlı bir şekilde yeniden sanayileştirmek ve seçkinlerin çıkarlarını tabandaki çıkarlarla uyumlu hale getirmek.

Buskirk, Arizona’nın Scottsdale kentindeki ofisinde verdiği röportajda, “Her toplumda ya sömürücü bir elit, bir oligarşi ya da üretken bir elit, bir aristokrasi vardır” dedi. Ona göre, tarihteki pek çok yenilikçi dönem tam da bu tür aristokrasiler tarafından yönlendirilmiştir ve bu, 2023’te yayımlanan “America and the Art of the Possible” (Amerika ve Mümkün Olanın Sanatı) adlı kitabının temel tezidir.

“Klasik Yunan anlamında,” diye açıklıyor, “bu terim aşağılayıcı değil, toprağa bakan ve onu akıllıca yöneten, böylece herkesin refah içinde olmasını sağlayan gerçek seçkinleri ifade ediyor.”

Buskirk, kendisini siyasi pazara girişimci bir mantıkla bakan bir iş adamı olarak görüyor: Bir boşluk tespit etti ve onu doldurmak için somut adımlar attı. Sağın bir “koordinasyon sorunu” olduğunu söylüyor: Bir tarafta beklenmedik bir şekilde Trump’ı seçen seçmenler, diğer tarafta ise ilerici soldan uzaklaşmış yeni bir zengin grubu. Eksik olan şey, onları birbirine bağlayacak örgütsel altyapıydı.

Buskirk projesini basit bir formülle özetliyor: “Beyin + para + taban”

Ancak bazıları bunun etkisini çok daha güçlü bir şekilde tanımlıyor.

Muhafazakar örgüt American Compass’ın baş ekonomisti Oren Kass, “Birçok kişi Trump’ın desteğini hâlâ bir ‘kişilik kültü’ olarak görse de, MAGA hareketinin arkasında artık güçlü bir ekosistem var” dedi. “Chris bu ekosistemi bir araya getiren kişidir” diye ekledi.

Dar bir iş dünyası liderleri ve taktikçilerden oluşan seçkin çevresi dışında nispeten tanınmayan Buskirk, bir zamanlar Trump’ın ticaret politikalarının çoğuna karşı çıkan derin cepli Cumhuriyetçi mega bağışçılar Koch kardeşlerin hakim olduğu bir role adım atan sıra dışı bir figür. O, taklitleri ve toplum önündeki çıkışlarıyla bilinen tipik bir MAGA kışkırtıcısı değil; arkadaşları onu keskin bir strateji anlayışına sahip inatçı bir taktikçi olarak tanımlıyor.

Buskirk’in ortağı ve 1789 Capital’in kurucu ortağı Omid Malik, “Demokrat Parti’de artık kendilerini evlerinde hissetmeyecek binlerce zengin insanın olacağını ilk anlayan oydu” dedi.

J.D. Vance, Washington Post’a yaptığı açıklamada, Buskirk’ün “özgün bir düşünür” olduğunu ve “neredeyse herkesten önce” “fikirlerin, örgütlenmenin ve finansmanın doğru birleşiminin Cumhuriyetçi Parti’nin kalıcı siyasi başarısını sağlayabileceğini” gördüğünü söyledi.

Buskirk’in öncülük ettiği projeler, seçim siyasetinin ötesinde, dizginsiz kapitalizmi Amerikan yaşamına daha da derinden aşılamayı amaçlıyor.

Buskirk’ün ağı Trump yönetimiyle giderek daha fazla iç içe geçtikçe, grup Washington’un siyasi elitleri arasında yeni bir çevre, yeni bir güç simsarı sınıfı için bir sosyal ortam oluşturdu. Nisan ayında Key Biscayne’deki Ritz-Carlton’da düzenlenen ve temalı nefes egzersizler ve yoga içeren Rockbridge Yarıyıl Konferansı’na Hazine Bakanı Scott Besant, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff katıldı. Buskirk’ün arkadaşı Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., Haziran ayında Executive Branch Kulübü’nün açılış törenine katıldı.

Buskirk’ün ağındaki insanlar, artan nüfuzlarını hükümetin nihayet sosyal yenilikçileri bastırmak yerine desteklemek için çalıştığının kanıtı olarak görüyorlar; Biden yönetimi sırasında bastırılan ekonomik enerjiyi serbest bıraktıklarını söylüyorlar.

Ancak eleştirmenler için Rockbridge ve 1789 Capital gibi kuruluşlar çok daha tehlikeli bir şeyi temsil ediyor: Trump’ın işçi sınıfına yardım etme vaatlerini baltalayan, seçilmemiş bir grup Amerikalı oligarkın yükselişi. Trump’ın Beyaz Saray’ı, yapay zeka teknolojisinin ihracatına getirilen kısıtlamaların kaldırılması ve kripto para birimlerini destekleyen kararnameler ve yasa tasarıları imzalamak da dahil olmak üzere teknoloji girişimcilerini destekleyen bir dizi yeni politika başlattı.

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai yaptığı açıklamada, “Trump’ın tek amacı, Amerika’nın işçi sınıfının refahını yeniden sağlamaktır ve bu da onu ezici bir zaferle Beyaz Saray’a geri getirmiştir” dedi.

Trump Jr., Kasım ayında 1789 Capital’e ortak olarak katıldığından beri -şirketin faaliyetlerine aşina iki kişiye göre- şirket yüz milyonlarca dolar yatırım aldı ve şu anda 1 milyar dolardan fazla varlığı yönetiyor. Bu yaz hükümet, 1789 Capital’in yatırım yaptığı ve Trump Jr.’ın şu anda danışma kurulunda yer aldığı blockchain tabanlı bir bahis girişimi olan Polymarket hakkında Biden yönetimi sırasında başlatılan iki federal soruşturmayı düşürdü.

Koch ailesinin hayırseverlik ağından bağış alan muhafazakar American Enterprise Institute’un ekonomi politikası direktörü Michael Strain, “Genel olarak, iş dünyası için iyi olan Amerika için de iyidir, ancak başkanın çevresindeki kişilerin Amerikan iş dünyasını temsil ettiğini düşünmüyorum” dedi, “Hükümetin görevi, zengin bireylerin, kurucuların ve yöneticilerin refahını değil, ulusun refahını artırmaktır.”

Buskirk’e göre bu tür eleştiriler asıl meseleyi ıskalıyor. Kendisi Washington’u sevmese de, Trump’ı Beyaz Saray’a geri getirmeye yardımcı olduğunu söylediği iş adamlarını Washington’a getirmeye kararlı olduğunu söylüyor. Siyaseti “yozlaşmış”, Washington’daki kuruluşları ise “her klişenin karesi” olarak tanımlıyor ve siyasi kültürün baştan aşağı yeniden inşa edilmesi gerektiğini ekliyor. “Yani zamanınızı geçirmek isteyeceğiniz bir yer değil ama yine de gerekli,” diyor, “Özyönetim, yapmak istemeyebileceğiniz şeylere katılmanız gerektiği anlamına gelir.”

“Koordinasyon sorunu”

Dört çocuk babası 56 yaşındaki Christopher Buskirk’e günlerini nerede geçirdiğini sorarsanız, yedi farklı şehir sayabilir. Zamanını Scottsdale’deki aile ofisi, 1789 Capital’in merkezinin bulunduğu Palm Beach, Dallas, San Francisco, Austin ve istemeyerek de olsa Washington arasında bölüştürüyor. Uyandığı andan yatağa girene kadar telefonuyla meşgul olduğunu ve başkan yardımcısının programı elverdiğinde J.D. Vance’e zaman ayırdığını söylüyor.

Ancak Buskirk’ün çocukluk yılları neredeyse tamamen Arizona’da geçti. Almanya’da, babasının Soğuk Savaş sırasında ABD Ordusu’nda görev yaptığı bir askeri üste doğmuş olmasına rağmen, Scottsdale’de büyüdü. Haftasonlarını eyalet genelindeki evleri ve küçük işletmeleri sigortalayan aile şirketinde çalışarak geçirdi. Ailesinin “aşırı derecede vatansever” olduğunu ve muhafazakâr National Review dergisini düzenli olarak okuduğunu hatırlıyor.

Buskirk gençliğinde siyaset teorisi alanında yüksek lisans yaptı ve siyasi filozof Leo Strauss’tan ilham alan sağcı bir örgüt olan Claremont Enstitüsü’nde staj yaptı.

Ancak akademik dünyayı çok kullanışsız bularak hem eğitimini hem de enstitüdeki işini bıraktı. Scottsdale’e döndü ve ambulans tedarikçileri gibi sıra dışı müşterilere odaklanan bir sigorta şirketi kurdu. Sonraki yirmi yıl boyunca dört sigorta şirketi daha kurdu ve sattı.

Bu arada ailesi siyasetten uzaklaşmıştı. 2000’lerin ortalarında Buskirk ailesi, ülkeyi yanlış yola sürüklediğine inandıkları Cumhuriyetçi yapıdan tiksinerek National Review aboneliklerini iptal etti. Buskirk, Irak savaşının, gözlerinin önünde biriken ciddi ekonomik sorunlardan dikkati dağıtan bir “sis perdesi” olduğunu söylüyor.

Michigan’daki akrabalarını ziyaret ederken, ülkenin 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasının ardından fabrikaların “tam anlamıyla paketlenip konteynerlere yüklenip Çin’e gönderildiğine” tanık oldu. Amerikalılar, bir Ford fabrikasında saatte yirmi beş dolar yerine, McDonald’s’ta saatte sekiz dolara düşük ücretli hizmet işlerinde çalışmaya başladılar. Ardından, yasadışı göçmenlerin bu işleri almaya başladığını da ekliyor.

Arkadaşlarına, iyi bir hayat sürmek için olağanüstü bir şey yapmaya gerek olmadığı fikri olan Amerikan rüyasının hızla yok olduğundan şikayet etti, ancak kendini güçsüz hissetti: “Ben sadece Arizona’lı bir adamdım” diye hatırlıyor. “Ne yapabilirdim ki?”

Barack Obama 2000’lerin sonlarında siyaset sahnesine çıktığında, Buskirk onun Amerikan toplumunu nasıl etkilediğini ve ilham verdiğini izledi. Buna karşılık, Cumhuriyetçi Parti’nin ve kurumlarının otomatik pilota geçtiğine inanıyordu.

O yıllarda Buskirk, babasıyla birlikte kurduğu sigorta şirketlerinin sonuncusunu sattı. Donald Trump 2015’te Trump Tower’daki altın merdivenden inerek başkanlık adaylığını açıkladığında, Baskirk’in daha fazla zamanı vardı.

Arizonalı girişimci, başlangıçta New York’taki reality şov sunucusuna şüpheyle yaklaşmıştı; Trump’ın başkanlık teklifini bir pazarlama taktiği olarak görmesinden endişe ediyordu. Ancak kendisiyle yapılan eski röportajları izlediğinde, Amerikan liderlerinin Amerikalıların çıkarlarını her şeyin önünde tutmadığını defalarca söylediğini duydu. ” ‘Kırk yıldır aynı şeyi söylüyormuş!’ diye düşündüm” diye hatırlıyor Buskirk. “İşte o zaman fark ettim ki, tamam o gerçek. Ciddi olmadığını söyleyenler yalan söylüyor.”

Temmuz 2016’da Buskirk, muhafazakârlığın yeni bir ifadesine olan “inkar edilemez” ihtiyacı vurgulayan çevrimiçi dergi American Greatness’ı kurdu. Dergi, liberal Silikon Vadisi’ni Trump’a bir milyon dolarlık bağışla şok eden Peter Thiel tarafından finanse edildi ve Buskirk ile ortak bir arkadaşları aracılığıyla tanıştırıldı. Editörler açılış bildirgelerinde, “Muhafazakâr hareketin toprağı tükendi,” diye yazmışlardı. “Tekrar yeşermesi için gübrelenmeye, yeniden tohumlanmaya ve dikkatli bir şekilde bakılmaya ihtiyacı var.”

Thiel, çırağı J.D. Vance ile Buskirk’ü tanıştırdı. Vance ve Buskirk kısa sürede arkadaş oldular.

Vance ve Thiel, 2019’da, daha sonra örgütlerine adını verecek olan küçük kasabanın çok da uzağında olmayan, kırsal bir Ohio kasabasında bir düzine kişiyi bir araya getirdiler. Katılımcıların bazıları, Buskirk gibi ateşli Trump yanlısıydı, bazıları ise şüpheciydi. Ancak hepsi, Ancak o hafta Buskirk ile tanışan yatırımcı Blake Masters’ın hatırladığına göre, hepsi Trump’ın görev süresi boyunca elde edilen kazanımların, Demokratlar Beyaz Saray’ı tekrar ele geçirirse kaybedilebileceği konusunda hemfikirdi.

Masters, “Solun ne kadar etkili olduğundan şikayet ederek çok zaman harcadık,” diye ekledi. “Oldukça kötü bir gündemleri vardı… ama örgütlenmede son derece başarılıydılar. Sağ ise, aksine, uzun süredir ortalıkta dolanıyordu ve kurumları çökmeye başlıyordu.”

Dinleyicilerden bazıları, MAGA hareketinin ağ oluşturma konusunda bir sorun yaşadığını anladı. Koch kardeşler gibi sağcı bağışçılar örgütlerini kurmak için yıllar harcamış olsalar da, Trump’ı ve onun temsil ettiği yeni sağcı fikirleri destekleyen zenginler “birbirlerini hiç tanımıyorlardı” diyor Buskirk. Trump’a oy verenler, işçi sınıfı da dahil olmak üzere, örgütlü değildi. “Koordinasyon yok. Yönetim yok. Plan yok. Her şey kendiliğinden gelişti” diye hatırlıyor. “Bu yüzden şöyle düşündük: Tamam, bunlar iki sorun ve bunları çözersek belki de diğer her şey daha iyi ve daha verimli çalışır. Hadi bunu ele alalım.”

Bir hareket yaratmak

Buskirk zirveden enerjik ve siyasi örgütlenme hakkında bilgi edinmeye kararlı bir şekilde döndü. Temel bilgilerle başladı ve 1980’lerden kalma sol görüşlü bir örgütlenme el kitabı olan “Köklerden İktidara”yı okudu. Vance ile birlikte sol ve sağdaki siyasi örgütlerin başarısızlıklarını ve başarılarını belgeleyen vaka çalışmaları üretmeye başladı.

Buskirk, Rockbridge’in çalışmaları hakkında çok fazla ayrıntıya girmek istemiyor, ancak temelde insanları ortak ilgi alanlarına göre sosyal medya gruplarına katılmaya çekmek için klasik bir çevrimiçi satış hunisi modeli tasarladığını söylüyor. Bu gruplar arasında küçük işletme sahipleri, doğa severler ve dindar insanlar da vardı.

Bu, geleneksel siyasi örgütlenmenin tam tersi bir yaklaşımdır; burada insanlar seçim öncesinde kitlesel reklamlarla “kaba kuvvet” yoluyla ikna edilmeye çalışılır. Rockbridge ise daha kademeli bir yaklaşım benimsedi: “Önce bir güven ilişkisi kurar ve insanlara yapacak bir şey teklif edersiniz. Ancak o zaman onlardan bir şey yapmalarını isteyebilirsiniz,” diyor Buskirk.

Nisan 2022’ye gelindiğinde, Vance siyasi makama aday olmak için ilk ve riskli girişimini başlatmıştı. Malik, Palm Beach’teki bir restoranda onun için küçük bir bağış toplama etkinliği düzenledi. Etkinliğe hem Buskirk hem de Donald Trump Jr. katıldı. Daha sonra grup, Buskirk’in “Rockbridge” konferansını düzenlediği Mar-a-Lago’ya doğru yola çıktı.

Erkekler, çevrimiçi sansür olarak algıladıkları şeye karşı duydukları ortak öfke ve sürdürülebilirlik ve çeşitlilik girişimleri gibi liberal öncelikler uğruna yeniliğin engellendiği duygusu etrafında haftayı kaynaşarak geçirdiler.

Rockbridge ve bağlı süper PAC’lerin 2024 seçimleri üzerindeki etkisi hâlâ tam olarak anlaşılmış değil. Rockbridge’e bağlı süper PAC Turnout for America, Charlie Kirk’ün Turning Point Action’ıyla birlikte Trump kampanyası adına önemli eyaletlerde kampanya yürüten birkaç kuruluştan biriydi. ABD Federal Seçim Komisyonu’na (FEC) göre, Turnout for America, 2024 seçim döneminde 34,5 milyon dolar harcadı; bu rakam, Elon Musk’ın AmericaPAC’inin topladığı 261 milyon dolardan önemli ölçüde daha az.

Yine de, Rockbridge’in dahili verileri, içeridekilerin yıllardır süren seçmen profili çıkarma ve harekete geçirme çalışmalarına bağladığı bir dereceye kadar etkililik olduğunu gösteriyor. Süper PAC, yedi kilit eyaletteki düşük katılımlı seçmenler arasından, oy kullanmaları için ek teşvik sağlanırsa Trump’a oy vereceklerine inandıkları birkaç milyon kişiyi tespit etti. Grup, seçmenlerin yüzde 40’ını oy kullanmaya ikna edebilirse Trump’ın bu eyaletleri kazanabileceğini hesapladı. Dahili verilere aşina iki kişiye göre, Rockbridge’in 3.000 saha çalışanı sonunda bu grubun yüzde 50’sini oy kullanmaya ikna etmeyi başardı.

Bugün Rockbridge’de neredeyse coşkulu bir atmosfer var. Buskirk, seçimden bu yana üyeliğe olan ilginin hızla arttığını ve yeni üyelerin yaklaşık yarısının teknoloji sektöründen geldiğini söylüyor. Grubun üyelerinden bazıları, aralarında önde gelen yatırımcılar Marc Andreessen ve David Sachs’ın da bulunduğu milyarderlerden oluşuyor.

Grup, aralarında 30 yaş altı kişilere yönelik bir kol olan NextGen’in de bulunduğu ve yakın zamanda üniversiteden mezun olan Buskirk’in oğlu Kris’in de bulunduğu genç nesil de dahil olmak üzere geniş bir yaş yelpazesini temsil ediyor.

Minnesota Üniversitesi’nde şirketler hukuku profesörü ve Bush yönetimi sırasında Beyaz Saray’ın baş etik danışmanı olan Richard Painter, Rockbridge, 1789 Capital ve Executive Branch’e olan ilginin artmasının, insanların yönetim yetkililerine veya Trump ailesi üyelerine ulaşmak için para ödediği bir katılım ağı izlenimi yarattığını söyledi.

Buskirk bu eleştirilere ilişkin yorum yapmayı reddetti.

Yurt dışından gönderdiği bir mesajda, Amerikan büyüklüğünün ancak “güvene dayalı bir ortamda birlikte çalışan yetenekli, becerikli insanları bilinçli bir şekilde yetiştirmekle” elde edilebileceğini yazdı.

Kitabında, seçkin ağların toplumsal ilerlemeyi yönlendirdiği tarihsel anlara değiniyor: Rönesans dönemindeki Floransa’dan, 20. yüzyıl ortalarındaki Amerika’ya ve Sanayi Devrimi sırasında İngiliz Lancashire kontluğuna kadar. İskoç Aydınlanması’nın aslında “Seçkin Toplum” adlı özel bir sosyal kulüpte “uzun vadeli dostluklar kuran” birkaç düzine kişinin eseri olduğunu belirtiyor.

Bu son derece yenilikçi tarihsel dönemlerle benzerliklerin bugün de ortaya çıkmaya başladığını, ancak “Amerika’nın uykuda olan potansiyelinin tam anlamıyla yeşereceğinin” garanti olmadığını söylüyor. “Bunun gerçekleşmesini umuyorum,” diyor, “Önümüzde çok iş var.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *