Trump Grönland’ı, Kanada’yı ve Panama Kanalı’nı ilhak edebilir mi? Ya da Filistinlileri Batı Şeria ve Gazze’den sürgün edebilir mi? Açık cevap: Hayır. Peki, bu fikirlerin yalnızca dile getirilmesinin etkisiz olduğu anlamına mı gelir? Bu rastgele bir siyaset değil, bilinçli bir taktiktir. Yalnızca siyasi safsata değil, stratejik bir manipülasyondur.
ABD Başkanı Donald Trump ve siyonist Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yaptığı açıklamalar, Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze’den zorla göç ettirilmesini içeren radikal senaryoları tartışma konusu haline getirdi. Bu söylemler, yalnızca siyasi iddialar mı yoksa daha geniş kapsamlı bir stratejinin unsurları mı?
Uzmanlar, bu tür ifadelerin genellikle kamuoyunu yönlendirmek ve tartışmaları başka bir yöne çekmek amacıyla gündeme getirildiğini belirtiyor. Stratejik iletişim ve medya manipülasyon teknikleriyle, hayata geçirilmesi pek mümkün olmayan fikirler, sanki uygulanabilir seçeneklermiş gibi toplum nezdinde sunuluyor.
Filistinli blog yazarı Muna Hawwa, bu durumu analiz ederek, bu liderlerin gerçeklikle bağlantısı olmayan fikirleri tartışılır hale getirmek ve toplumsal algıyı şekillendirmek için bilinçli bir taktik izlediklerini savunuyor.
İşte Filistinli blog yazarı Muna Hawwa o köşe yazısı:
Trump Grönland’ı, Kanada’yı ve Panama Kanalı’nı ilhak edebilir mi? Filistinlileri Batı Şeria ve Gazze’den sürgün edebilir mi?
Açık cevap: Hayır.
Peki, bu fikirlerin yalnızca dile getirilmesinin etkisiz olduğu anlamına mı gelir? O da hayır.
Trump ve Netanyahu’nun yaptığı şey yalnızca siyasi safsata değil, stratejik bir manipülasyon. Amaç, gerçeklikle ilgisi olmayan bir durumu gündeme getirerek imkânsız fikirleri tartışılır hâle getirmek ve uygulanamaz projeleri olası senaryolar gibi sunmak.
Bu rastgele bir siyaset değil, bilinçli bir taktik. Belirli siyasi ve medya teorilerinden esinlenen bu yöntem, toplumsal algıyı yeniden şekillendirmeyi ve muhalifleri savunmaya zorlamayı amaçlıyor.
PEKİ, BU NASIL İŞLİYOR?
1️⃣ Sis ve Aynalar Teorisi (Smoke and Mirrors): Gerçeği bir medya illüzyonuna dönüştürmek
Bu strateji, gerçekliği manipüle etmek için büyük bir medya gürültüsü yaratmayı amaçlar. Dikkat dağıtmak veya gizli hedeflere ulaşmak için olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeye dayanır.
NASIL UYGULANIYOR?
*Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi gibi uygulanamaz bir konunun sürekli gündeme getirilmesi, insanların bunu reddetmek yerine tartışmaya başlamasına neden oluyor.
*İsrail’in askeri başarısızlığının tartışılacağı yerde konu “Filistinliler nereye gidecek?” sorusuna kaydırılıyor.
*Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri gibi hedef ülkeler, bu planı doğrudan reddeden değil, müzakere eden taraflar gibi gösteriliyor.
SONUÇ?
*Zorla göç ettirme fikri bir savaş suçu olmasına rağmen sanki tartışılabilir bir seçenekmiş gibi algılanıyor.
*Arap ve uluslararası aktörler, sürekli yalanlama ve açıklama yapmak zorunda bırakılarak savunmaya itiliyor.
*Temel soru “İsrail saldırıları durdurulmalı mı?” olmaktan çıkıp “Filistinliler için alternatif çözümler neler?” haline geliyor.
2️⃣ Alanı Bilgiyle Boğma (Flood the Zone): Kaos yaratarak kontrol sağlama
Bu strateji, medyayı ve kamuoyunu, gerçekçiliği sorgulanmayan açıklamalar ve kararlarla bombardımana tutarak siyasi anlatıyı kontrol altına almayı amaçlar.
TRUMP VE NETANYAHU BUNU NASIL KULLANIYOR?
*Trump, büyük ölçekli planlardan bahsederek (Filistinlileri sürgün etmek, duvar inşa etmek, yaptırımlar uygulamak), uygulanamaz olsalar bile medya gündemini belirliyor.
*Amaç: Muhalifleri ve medyayı şaşırtmak, onları her yeni iddiaya yanıt vermekle meşgul edip esas konulardan uzaklaştırmak.
*Netanyahu ise, askeri başarısızlıklarını örtmek için sürekli büyük tehditler savuruyor. Gerçekte bunları gerçekleştiremeyecek olsa da, muhataplarını sürekli bir “savunma tepkisi” vermeye zorluyor.
SONUÇ?
*Medya ve kamuoyu, Trump ve Netanyahu’nun iddialarına cevap yetiştirmeye çalışırken asıl gerçeği gözden kaçırıyor:
İsrail askeri olarak başarısız oldu, Trump ise medya üzerinden hamle yapıyor.
*Kaos arttıkça, tehlikeli kararların gözden kaçırılması kolaylaşıyor.
3️⃣ Onay Üretme (Manufacturing Consent): Tekrar edilerek normalleştirilen fikirler
Bu yöntem, belirli fikirlerin sürekli tekrar edilerek alışılmış hâle getirilmesine ve dolayısıyla ilk başta şok edici gelen şeylerin zamanla kabullenilmesine dayanır.
NASIL İŞLİYOR?
*Birkaç ay önce Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi kabul edilemez bir fikirken, şimdi sürekli tekrar edilerek medya tartışmalarına girmiş durumda.
*Konu yalnızca tekrar etmek değil, farklı kanallardan sürekli gündemde tutmak:
*ABD yetkililerinin açıklamaları
*İsrail tehditleri
*Basına sızdırılan “gizli” planlar
*”Bağımsız” analizler
*Uluslararası kuruluşların açıklamaları
*Aynı taktik, Irak işgalinden önce kitle imha silahları bahanesiyle kullanılmıştı. Yalan olduğu bilinmesine rağmen medyada sürekli tekrarlandığı için savaşa gerekçe haline gelmişti.
SONUÇ?
*Zorla göç ettirme, tamamen reddedilen bir fikir olmaktan çıkıp, “gündemde olan bir seçenek” haline geliyor.
*Tartışmanın ekseni “Bu mümkün mü?” noktasından “Bunu en iyi nasıl yapabiliriz?” noktasına kaydırılıyor.
⚠️ Sonuç: Bu çok tehlikeli bir strateji, ama panik değil, kararlı bir duruş gerektiriyor.
Asıl tehlike Trump ve Netanyahu’nun planları değil, insanların bu planları mümkün görebilmeleri.
Yapılması gereken şey sadece planı reddetmek değil, onu tartışmaya bile açmamak.
Medya manipülasyonlarına kapılmadan gerçeğe odaklanmak: Bütün bunlar, İsrail’in askeri başarısızlığını gizlemek ve sahte politik baskılar oluşturmak için yapılan taktiksel bir hamle.
UNUTMAYIN:
*Tehditler bir plan değildir, sadece pazarlık unsurlarıdır.
*Trump ve Netanyahu’nun amacı, imkânsızı tartışılabilir hale getirmektir.
*Bu manipülasyonu boşa çıkarmanın tek yolu, bu söylemlerin ciddiye alınmasına izin vermemektir.
(Kaynak: Yirmidort.tv)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *